3.7 C
Hamburg
Salı, Şubat 27, 2024

– Saat onikiyi beş geçiyor –

Uzunca süredir ‘Pazar Yazıları‘ yazıyorum… Bu bir Anglosakson geleneği… En azından haftada bir karanlık düşüncelerden uzaklaşmak üzere… Hayat hep zorluklarla dolu…  Ruhun düşüncelerin rengini aldığını söylemiş Heraklius… Kara düşüncelere dalarsanız ruhunuzu da karanlıklar kaplar… Fuzuli’nin de ‘Dert çok, Hemdert yok‘ dediği gibi…

* * * *

Almanya’da yaşıyorum… Kolay değil… Corona’nın dördüncü dalgası vuruyor… Dün vaka sayısı 63.924, ölümler 248 idi… Vaka sayısı bir hafta önce 45 bindi… Şu an 98.993 olan ölenlerin sayısı yakında 100 bini aşacak…. Koronaya kurban gidenler arasında 2.870‘si Türk vatandaşı… Sadece Alman vatandaşı Türkler arasında da hayatını kaybedenlerin olduğu muhakkak… Sayı daha da fazla olabilir…

* * * *

Ölümün tabiiki vatandaşlığı olmaz… Her ölen bir can… Bir filozofun ‘Çok sevdiğiniz biri ölene dek, ölümle tam anlamıyla karşılaşamazsınız‘ dediği gibi bu acıyı asıl onlar yaşıyor… Veya Cemal Süreya’nın bir şiirinde ‘Ölüm geliyor aklıma birden ölüm‘ dediği gibi… Almanya virüs bulaşan yaklaşık 3.500 kişi yoğun bakımda ölümle pençeleşiyor bir yerde… Bunlardan yaklaşık 1.667’si entübe edilmiş durumda… Hepsine Tanrı’dan şifa diliyorum…

* * * *

Emanet hükümetin işbaşında olduğu Almanya, frene bastı ama biraz geç oldu galiba… Aşısızlar için hayat zorlaştırılıyor… Artık insidans değil, hastaneye yatış rakamları dikkate alınacak… Önlemlerin artırılması her yüz bin kişi için 3, 5 ve 9 olarak tespit edildi… En büyük endişe sağlık sisteminin çökmesi… Durum o hale geldi… Şu anda hastaneye yatış oranı 5,5 olarak açıklandı… Aslında bunun 9,3-11,1 olduğu öne sürülüyor…

* * * *

Almanya’da salgın hastalıklar konusunda tek otorite Robert Koch Enstitüsü‘nün Başkanı Lothar Wieler,  ‘Saat on ikiyi beş geçiyor‘ diye uyarmıştı… Şimdi de ‘Bu gidişle beşinci dalga geliyor‘ diyor… Ameliyatlar erteleniyor… Süddeutsche Zeitung, Perşembe günkü başmakalesinde ‘Toplum şu soruyla karşı karşıyadır… Virüs bulaşan aşısız bir kişi yoğun bakımda bir yatağı işgal ediyor…  Bu yüzden kanser hastası bir kişi yoğun bakımda kapasite olmadığı için ameliyat edilmemeli mi ?‘ Toplum ve siyaset bir kenara çekilse, sessiz kalsa bile, sorun öylece ortadan kalkmaz’ diye soruyordu…

* * * *

Nerden baksanız pek içaçıcı şeyler değil… Aydınlanma Çağı’nın ünlü filozofu Voltaire’in 1759’da yazdığı Candide adlı eserini biliyor musunuz… ‘her şey olacağına varır‘ yaklaşımına eleştiridir… Aynı düşüncedeyim… Bu yüzden mutlaka aşı olup, kurallara harfiyen riayet edilmeli…

* * * *

Başka ne yapabiliriz… Prof. Dr. Kemal Sayar’ın 2018’de yazdığı ‘Yavaşla‘ kitabını okudum geçen hafta… ‘Modern hayatın keşmekeşi içinde sevdiklerine ve kendi ruhuna  vakit ayırabilen, anın getirdiği imkanları layıkıyla değerlendirebilen kaç kişi kaldı ?‘ diyor… Ekleyecek bir şey yok sanırım…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

– Saat onikiyi beş geçiyor –

Uzunca süredir ‘Pazar Yazıları‘ yazıyorum… Bu bir Anglosakson geleneği… En azından haftada bir karanlık düşüncelerden uzaklaşmak üzere… Hayat hep zorluklarla dolu…  Ruhun düşüncelerin rengini aldığını söylemiş Heraklius… Kara düşüncelere dalarsanız ruhunuzu da karanlıklar kaplar… Fuzuli’nin de ‘Dert çok, Hemdert yok‘ dediği gibi…

* * * *

Almanya’da yaşıyorum… Kolay değil… Corona’nın dördüncü dalgası vuruyor… Dün vaka sayısı 63.924, ölümler 248 idi… Vaka sayısı bir hafta önce 45 bindi… Şu an 98.993 olan ölenlerin sayısı yakında 100 bini aşacak…. Koronaya kurban gidenler arasında 2.870‘si Türk vatandaşı… Sadece Alman vatandaşı Türkler arasında da hayatını kaybedenlerin olduğu muhakkak… Sayı daha da fazla olabilir…

* * * *

Ölümün tabiiki vatandaşlığı olmaz… Her ölen bir can… Bir filozofun ‘Çok sevdiğiniz biri ölene dek, ölümle tam anlamıyla karşılaşamazsınız‘ dediği gibi bu acıyı asıl onlar yaşıyor… Veya Cemal Süreya’nın bir şiirinde ‘Ölüm geliyor aklıma birden ölüm‘ dediği gibi… Almanya virüs bulaşan yaklaşık 3.500 kişi yoğun bakımda ölümle pençeleşiyor bir yerde… Bunlardan yaklaşık 1.667’si entübe edilmiş durumda… Hepsine Tanrı’dan şifa diliyorum…

* * * *

Emanet hükümetin işbaşında olduğu Almanya, frene bastı ama biraz geç oldu galiba… Aşısızlar için hayat zorlaştırılıyor… Artık insidans değil, hastaneye yatış rakamları dikkate alınacak… Önlemlerin artırılması her yüz bin kişi için 3, 5 ve 9 olarak tespit edildi… En büyük endişe sağlık sisteminin çökmesi… Durum o hale geldi… Şu anda hastaneye yatış oranı 5,5 olarak açıklandı… Aslında bunun 9,3-11,1 olduğu öne sürülüyor…

* * * *

Almanya’da salgın hastalıklar konusunda tek otorite Robert Koch Enstitüsü‘nün Başkanı Lothar Wieler,  ‘Saat on ikiyi beş geçiyor‘ diye uyarmıştı… Şimdi de ‘Bu gidişle beşinci dalga geliyor‘ diyor… Ameliyatlar erteleniyor… Süddeutsche Zeitung, Perşembe günkü başmakalesinde ‘Toplum şu soruyla karşı karşıyadır… Virüs bulaşan aşısız bir kişi yoğun bakımda bir yatağı işgal ediyor…  Bu yüzden kanser hastası bir kişi yoğun bakımda kapasite olmadığı için ameliyat edilmemeli mi ?‘ Toplum ve siyaset bir kenara çekilse, sessiz kalsa bile, sorun öylece ortadan kalkmaz’ diye soruyordu…

* * * *

Nerden baksanız pek içaçıcı şeyler değil… Aydınlanma Çağı’nın ünlü filozofu Voltaire’in 1759’da yazdığı Candide adlı eserini biliyor musunuz… ‘her şey olacağına varır‘ yaklaşımına eleştiridir… Aynı düşüncedeyim… Bu yüzden mutlaka aşı olup, kurallara harfiyen riayet edilmeli…

* * * *

Başka ne yapabiliriz… Prof. Dr. Kemal Sayar’ın 2018’de yazdığı ‘Yavaşla‘ kitabını okudum geçen hafta… ‘Modern hayatın keşmekeşi içinde sevdiklerine ve kendi ruhuna  vakit ayırabilen, anın getirdiği imkanları layıkıyla değerlendirebilen kaç kişi kaldı ?‘ diyor… Ekleyecek bir şey yok sanırım…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER