7.1 C
Hamburg
Pazar, Nisan 21, 2024

KATLEDİLDİLER

Birçok değerlerimizi ellerimizle katlettik. Ocak ayı çok acılarla doludur. 

Uğur Mumcu ve Hrant Dink ocak ayında hainlar tarafından katledildiler. 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun diyor ki, „….. Hain örgüt FETÖ, Hrant’ı bizden koparalı 14 yıl oldu…“. 

Sayın Altun, hergün her yerde 18 senedir bu ülkeyi siz idare ettiğinizi ve başarılara imza attığınızı söylemiyormusunuz, söylüyorsunuz. FETÖ denen hain örgüt bütün kötülükleri yaparken siz neredeydiniz? Merhum Demirel`in dediği gibi, siz Antalya`da tapu memurumuydunuz? Bırakın bu boş ağlamaları, hepiniz oradaydınız ve hepiniz suçlusunuz. 

Bugün sevgili Hrant Dink`i anarken, size onun bir konuşmasını yazmayı uygun gördü. 

Bakın, o Anadolu sevdalısı ve barış güverçini Hrand Dink neler anlatıyor, okuyalım. 

„Hasta iki toplumuz, türklerle ermeniler. Bir birlerine yönelik ilişkilerinde. Ermeniler büyük bir travma yaşıyor türklere karşı. Türkler ise ermenilere karşı büyük bir paronaya yaşıyor, tam bir kilinik vakası. Kim tedavi edecek, franansız senatosumu, yoksa amerikan senatomusu, kim receteyi verecek, kim bizim doktorumuz? Ermeniler türklerin, türkler ermenilerin doktoru. Bunun dışında doktor veya başka bir reçete yok yok yok. Diasporaya sesleniyorum, 1915 senesine takılıp kalmayın. Kendinizi 1915`e bağlamayın. Kendinizi dünyadaki insanların bu soykırımını tanıyıp tanımamasına bağlamayın. Bu bir acımıdır, acıdır. Atalarımız bu acıyı yaşadılar. Anadolu`da bir söz vardır, dedimya biz anadoluluyuz. Acıyı onurla sırtlayıp taşımak, yaygara yapmadan, yaygara yapmadan, onurla sırtlayıp taşımak gerek. Dünya insanlarına diyorum ki, senin ermeni soykırımını tanıyıp tanımaman benim için beş para etmez. Ermeniler türkleri öldürmedimi, öldürdüler. 1918`li yıllarda ruslar yukarıdan tekrar gelirken, intikam olarak yaptılar. İntikam denen kavram neyse lanet ediyorum bu intikam kelimesinden. Türklere diyorum ki, ermeniler niye bu kadar soykırımda çok israr ediyorlar, bu sorunun üzerinde durun. Biraz bunun üzerinde empati yapın. O zaman onların bu duruşunda bir onur görebileceksiniz. Ermenilerede diyorum ki, türklerin hayır bu bir soykırım değildir sözünün üzerinde bir onurlu duruş görmeye çalışın. Nedir bu onurlu duruş, bir Türk olarak, ben soykırıma karşıyım, soykırım Allah`ın belası bir şey, benim atalarım böyle birşey yapamaz, çünkü ben soykırım yapamam. Dolayısıyla burda bir onurlu duruş vardır. 

Birgün telefonun çaldı. Sivas`ın bir köyünden bir yaşlı amca beni aradı. Oğul seni söylediler, seni buldum. Burada bir yaşlı kadın fransadan geldi. On onbeş gün buralarda dolaşdı ve sonra Allah`ın rahmetine kavuştu. Namazını kıldık, duasını ettik ve gömdük. Ama öğrendik ki, bu sanırım sizlerdenmiş. Seni söylediler, bende seni buldum. Adı soyadı bu, varsa oğlu kızı varsa bizi bulsunlar, biz onlara yardımcı oluruz. Cenazeyi götürürlerse, yardımcı oluruz. Tamam amca ben ilgilenirim dedim. Benim sivaslı bir Efe abim var, ona sordum. Bir kunduracıya gönderdi ve onlara sordum. Durumu anlattım ve döndü, o benim anam dedi. Anan nerede yaşıyor dedim. Anam fransada yaşıyor. Türkiye`ye gelir, bize ya uğrar veya uğramaz. Doğduğu yere Sivas`a, oradaki köyüne gider. Oralarda gezer, sonra ya İstanbul`a gelir veya gelmez. Kızı köye gitmiş ve beni aradı, öyle ağlıyor ki, şaşırdım. Ne oldu kızım, anlatsana, kötü bir durummu var diye sordum. Hayır abi kötü bir durum yoktur. Fakat burada bir yaşlı amca var dedi ve ağlamaya başladı. Kızım yaşlı amcayı ver dedim ve amcaya ne yaptın amca diye sordum. Amca dedi ki, ben birşey yapmadım oğul. Yalnız dedim ki, anandır alır götürürsün, yardımcıda oluruz, fakat beni dinlersen bırak burada kalsın. SU ÇATLAĞINI BULDU, dedim“. 

Bu cümle beni mahvetti, oturdum ağladım. Su çatlağını buldu, bu nasıl bir laf yarabi, nasıl bir edebiyat. O ne dervişlik, o ne Anadolu halkının cümlelerle anlatılmıyacak öz deyişi; Su çatlağını buldu. 

İşte Hrant Dink buydu. Bırakın kin ve nefret dilini. Bırakın 1915 veya 1918 olayları soykırmımı yoksa katliamı mı. Biz Anadolu`luyuz, biz kendi sorunumuzu kendimiz çözemezsek, başkaları çözsede fayda sağlamaz diyordu Hrant Dink. 

Aslında Hrand Dink hepimizden daha çok Anadolu`yu seviyordu. Fakat, bu toplum kendisi gibi düşünmeyenleri hiç dinlemedik ki. O gün Hrant Dink`i ve Uğur Mumcu`yu hedef gösterenlerin bugün timsah gözyaşı dökmeleri hiç inandırıcı değil. 

Eğer bıraksak, sivaslı amcanın dediği gibi „SU ÇATLAĞINI BULACAK“. 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

KATLEDİLDİLER

Birçok değerlerimizi ellerimizle katlettik. Ocak ayı çok acılarla doludur. 

Uğur Mumcu ve Hrant Dink ocak ayında hainlar tarafından katledildiler. 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun diyor ki, „….. Hain örgüt FETÖ, Hrant’ı bizden koparalı 14 yıl oldu…“. 

Sayın Altun, hergün her yerde 18 senedir bu ülkeyi siz idare ettiğinizi ve başarılara imza attığınızı söylemiyormusunuz, söylüyorsunuz. FETÖ denen hain örgüt bütün kötülükleri yaparken siz neredeydiniz? Merhum Demirel`in dediği gibi, siz Antalya`da tapu memurumuydunuz? Bırakın bu boş ağlamaları, hepiniz oradaydınız ve hepiniz suçlusunuz. 

Bugün sevgili Hrant Dink`i anarken, size onun bir konuşmasını yazmayı uygun gördü. 

Bakın, o Anadolu sevdalısı ve barış güverçini Hrand Dink neler anlatıyor, okuyalım. 

„Hasta iki toplumuz, türklerle ermeniler. Bir birlerine yönelik ilişkilerinde. Ermeniler büyük bir travma yaşıyor türklere karşı. Türkler ise ermenilere karşı büyük bir paronaya yaşıyor, tam bir kilinik vakası. Kim tedavi edecek, franansız senatosumu, yoksa amerikan senatomusu, kim receteyi verecek, kim bizim doktorumuz? Ermeniler türklerin, türkler ermenilerin doktoru. Bunun dışında doktor veya başka bir reçete yok yok yok. Diasporaya sesleniyorum, 1915 senesine takılıp kalmayın. Kendinizi 1915`e bağlamayın. Kendinizi dünyadaki insanların bu soykırımını tanıyıp tanımamasına bağlamayın. Bu bir acımıdır, acıdır. Atalarımız bu acıyı yaşadılar. Anadolu`da bir söz vardır, dedimya biz anadoluluyuz. Acıyı onurla sırtlayıp taşımak, yaygara yapmadan, yaygara yapmadan, onurla sırtlayıp taşımak gerek. Dünya insanlarına diyorum ki, senin ermeni soykırımını tanıyıp tanımaman benim için beş para etmez. Ermeniler türkleri öldürmedimi, öldürdüler. 1918`li yıllarda ruslar yukarıdan tekrar gelirken, intikam olarak yaptılar. İntikam denen kavram neyse lanet ediyorum bu intikam kelimesinden. Türklere diyorum ki, ermeniler niye bu kadar soykırımda çok israr ediyorlar, bu sorunun üzerinde durun. Biraz bunun üzerinde empati yapın. O zaman onların bu duruşunda bir onur görebileceksiniz. Ermenilerede diyorum ki, türklerin hayır bu bir soykırım değildir sözünün üzerinde bir onurlu duruş görmeye çalışın. Nedir bu onurlu duruş, bir Türk olarak, ben soykırıma karşıyım, soykırım Allah`ın belası bir şey, benim atalarım böyle birşey yapamaz, çünkü ben soykırım yapamam. Dolayısıyla burda bir onurlu duruş vardır. 

Birgün telefonun çaldı. Sivas`ın bir köyünden bir yaşlı amca beni aradı. Oğul seni söylediler, seni buldum. Burada bir yaşlı kadın fransadan geldi. On onbeş gün buralarda dolaşdı ve sonra Allah`ın rahmetine kavuştu. Namazını kıldık, duasını ettik ve gömdük. Ama öğrendik ki, bu sanırım sizlerdenmiş. Seni söylediler, bende seni buldum. Adı soyadı bu, varsa oğlu kızı varsa bizi bulsunlar, biz onlara yardımcı oluruz. Cenazeyi götürürlerse, yardımcı oluruz. Tamam amca ben ilgilenirim dedim. Benim sivaslı bir Efe abim var, ona sordum. Bir kunduracıya gönderdi ve onlara sordum. Durumu anlattım ve döndü, o benim anam dedi. Anan nerede yaşıyor dedim. Anam fransada yaşıyor. Türkiye`ye gelir, bize ya uğrar veya uğramaz. Doğduğu yere Sivas`a, oradaki köyüne gider. Oralarda gezer, sonra ya İstanbul`a gelir veya gelmez. Kızı köye gitmiş ve beni aradı, öyle ağlıyor ki, şaşırdım. Ne oldu kızım, anlatsana, kötü bir durummu var diye sordum. Hayır abi kötü bir durum yoktur. Fakat burada bir yaşlı amca var dedi ve ağlamaya başladı. Kızım yaşlı amcayı ver dedim ve amcaya ne yaptın amca diye sordum. Amca dedi ki, ben birşey yapmadım oğul. Yalnız dedim ki, anandır alır götürürsün, yardımcıda oluruz, fakat beni dinlersen bırak burada kalsın. SU ÇATLAĞINI BULDU, dedim“. 

Bu cümle beni mahvetti, oturdum ağladım. Su çatlağını buldu, bu nasıl bir laf yarabi, nasıl bir edebiyat. O ne dervişlik, o ne Anadolu halkının cümlelerle anlatılmıyacak öz deyişi; Su çatlağını buldu. 

İşte Hrant Dink buydu. Bırakın kin ve nefret dilini. Bırakın 1915 veya 1918 olayları soykırmımı yoksa katliamı mı. Biz Anadolu`luyuz, biz kendi sorunumuzu kendimiz çözemezsek, başkaları çözsede fayda sağlamaz diyordu Hrant Dink. 

Aslında Hrand Dink hepimizden daha çok Anadolu`yu seviyordu. Fakat, bu toplum kendisi gibi düşünmeyenleri hiç dinlemedik ki. O gün Hrant Dink`i ve Uğur Mumcu`yu hedef gösterenlerin bugün timsah gözyaşı dökmeleri hiç inandırıcı değil. 

Eğer bıraksak, sivaslı amcanın dediği gibi „SU ÇATLAĞINI BULACAK“. 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER