CHP’nin Kültür ve Sanattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Karakaş, AKP hükümetinin sanata bakışı hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
ELBE EXPRESS/RÖPORTAJ
“Bu ülke bir zorbalık bölgesi mi oluyor? Demokrasi bilincinizi yitiriyor musunuz? Medyanızı susturuyor musunuz?”
Ünlü İngiliz sinema yönetmeni ve çağdaş sanatçı Peter Greenaway’in, dün bu sayfalarda, sorulara dönüştürerek açıkladığı düşünceleri, yaşadığımız günleri özetleyiveriyordu.
Greenaway, Türkiye’deki durumun 12 yıl öncesine oranla çok daha kaygı verici olduğunu vurgulamadan edemiyordu. Evet, ülkemizde, ülkemizin sınırları ve yakın sınır ötelerinde “çok sıcak” günler yaşanıyor. İktidar, ağır baskı yasaları çıkartırken, Gezi Direnişi’nde öldürülenlerin katillerini korumaya çalışıyor. Toplumun kutuplara ayrılma süreci her geçen gün biraz daha hızlanıyor.
Bu yürek yakıcı ortam, olanca ağırlığıyla kültür ve sanat dünyamızın da tepesine çöküyor. Sansürler, yasaklama ve engellemeler, tüm bunların yol açtığı otosansürler
birbirini izliyor.
Böylesi bir dönemde, CHP’nin bir süre önce oluşturduğu Kültür ve Sanat Platformu,
kuşkusuz, daha bir önem ve anlam kazanıyor.
Geçenlerde ana muhalefet partisinin kültür ve sanattan sorumlu Genel BaşkanYardımcısı Ercan Karakaş ve Parti Meclisi üyesi Zeynep Altıok Akatlı gazetemizi ziyaret etti.
Karakaş ve Akatlı, kültür muhabirlerimiz Selda Güneysu ve Aslı Uluşahin’in gerçekleri yansıtan haberlerinden ötürü Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gördükleri tepkiler karşısındaki kaygılarını dile getirdiler.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün Ortaköy Esma Sultan Yalısı’nda sanatçılara vereceği Sanat Mevsimini Karşılama resepsiyonu öncesinde, Karakaş sorularımızı yanıtladı.
Demokrasiyi derinleştirmek
CHP’nin bir Kültür ve Sanat Platformu oluşturması ve sizin şahsınızda bir Genel Başkan Yardımcısı’nın kültür ve sanattan sorumlu olarak belirlenmesi, partinin bu alana verdiği önemi gösteriyor. Platformun nasıl bir işlev üstlendiğini anlatır mısınız?
Ülkemizde evrensel standartlarda bir demokrasiyi hedefleyen partimiz CHP’nin kültür alanıyla ve o alanın sorunlarıyla yakından ilgilenmesi, bunu bir görev sayması doğal. Çünkü kültür politikası demokrasiyi derinleştirmenin, güçlendirmenin bir parçası.
AKP hükümeti döneminde kültür ve sanat alanı da baskı altında tutuluyor.Böylesine bir ortamda sanatı ve sanatçıları desteklemek daha da önemli.
Bu çerçevede, Kültür ve Sanat Platformu’nun iki işlevinden söz edebiliriz. Bunlardan birincisi, son derece yaratıcıve dinamik bir yapısı olan kültür-sanat dünyasıyla CHP arasında bir iletişim köprüsü kurmak, ikincisi de kültür ve sanat alanının sorunlarına birlikte çözüm üretmek.
Gölge bakanlık
Sanat ve kültür alanında özellikle son yıllarda önemli baskılar yaşanıyor. Ayrıca sanatçıların sosyal güvenlik sorunları, telif hakları sorunu, korsan yayınla mücadele gibi pek çok sorun var. Platform aynı zamanda bualanda bir “gölge bakanlık” gibi görülebilir mi?
Belirttiğiniz gibi kültür ve sanat alanına son yıllarda akıl almaz baskı ve sansüruygulanıyor. AKP hükümeti ve onunKültür ve Turizm Bakanlığı adeta özgür sanata ve sanatçıya savaş açmış durumda. Sinema, tiyatro,opera-bale, müzik, edebiyat gibi sanatın her alanında sansür ve yasaklarla karşı karşıyayız. Toplum neredeyse her gün bir sansür olayı ile karşı karşıya kalıyor. Hükümet kültür ve sanatı da yargı, üniversiteler, parlamento gibi vesayet altına almaya çalışıyor.
TÜSAK yasa taslağı sansür ve yasakçı zihniyetin en belirgin örneği değil mi?
Evet, bu amaçla hazırlanan TÜSAK yasa taslağı, sanatı da “yap-işlet-kâr et” anlayışı ile yapılandırmak istiyor. Kültür ve sanat çevrelerine hiçbir şekilde bilgi verilmeden ve görüşleri alınmadan hazırlanan bu taslak özgür sanatı yok etmeye yöneliktir.
Oysa temel sorunlara el atılmıyor…
Sanatçıların telif hakları, sosyal güvenlik, korsan yayıncılık, mevcut yasaların çağdaş
ve demokratik bir anlayışla yenilenmesi, kültür ve sanata daha fazla kaynak ayrılması, sanat mekânlarının çoğaltılması türünden can alıcı sorunlara çözüm getirmesi gereken
hükümet bu konularda kayıtsız kalıyor.
‘Düşünce ve önerileri dinliyoruz’
Platform olarak bu konularda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Bu sorunları irdelemek ve yeni çözüm önerileri geliştirmek için 6 sempozyum düzenliyoruz. Bu çalışmalar çerçevesinde, daha çok sorunları yaşayan sanatçıların ve sanatçı kuruluşlarının düşünce ve önerilerini dinliyoruz.TÜSAK konusundaki sempozyumdan sonra “CHP’li belediyelerin kültür ve sanat alanındaki uygulamaları” başlığı ile 21 Kasım’da İstanbul’da ve “Sanatçıların sosyal güvenlik sorunları ve çözüm önerileri” başlığı altında aralık ayında Ankara’da iki sempozyum daha planlamış bulunuyoruz.
Yeni yılda da sempozyum çalışmaları sürdürülecek. Bu sempozyumlardan sonra tebliğleri kitap halinde yayımlayarak partililerimize ve sanat çevrelerine sunacağız. Bu arada TÜSAK sempozyumunu yayımlamış bulunuyoruz. Tüm bu çalışmalardan sonra bir “Kültür Konferansı” düzenleyerek CHP’nin 2023 Kültür Vizyonu’nu belirlemek istiyoruz.
‘Referansları İslam’
Bakanlığın uygulamalarına gelirsek..
Elbette Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı da yakından izliyoruz. Yıl sonunda bakanlığın hukuk dışı uygulamaları ile sanata ve sanatçıya uyguladıkları baskı vesansürü bir rapor halinde kamuoyu ile paylaşacağız.
– Türkiye’nin kültür ve eğitim alanlarında hızlamuhafazakârlaştırılmayaçalışıldığı bir ortamda, kısaca da olsa, nasıl bir kültür ve eğitimpolitikası önerdiğini anlatır mısınız?
AKP hükümetinin, Cumhuriyetin çağdaş eğitim ve kültür politikası yerine, İslami referanslara dayalı, muhafazakâr bir kültür ve eğitimpolitikası yerleştirmeye çalıştığı doğru. “Okullar dindar nesil yetiştirecek”, “İstediğimiz sanat eserini destekleriz” gibi beyanlar hükümetin niyetini açıkça ortaya
koyan beyanlar. Eğitim alanında da hükümet çağdaş bir eğitim politikası yerine “dindar gençlik yetiştirmek” amaçlı bir politika izliyor.
Biz bilim ve sanatın özgürlüğünü ve kurumlarının özerkliğini savunuyoruz. Kamunun; bilim, kültür ve sanat alanına olan desteğini artırarak sürdürmesini istiyoruz. Sansüre, yasaklamalarave baskıya karşıyız. Kültür ve sanat politikalarının oluşum süreçlerinemeslek örgütlerinin, sanatçıların,sivil toplum örgütlerinin, uzmanların paydaş olarakkatılımının kurumsallaşmasını hedefliyoruz.
Dayanışma içerisinde olacağız
Eğitimde eşitliği ve niteliğin yükseltilmesini, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılmasını hedefleyen köklü bir eğitim reformunu savunuyoruz. Bu reformun eğitimin tüm paydaşlarının aktif katılımıyla oluşturulmasını istiyoruz. YÖK’ünkaldırılmasını, üniversitelerin özgür ve özerk olmalarını hedefliyoruz.
CHP’nin sanatçılarla iletişimini güçlendirmek için neler yapmayı tasarlıyorsunuz?
Başta da belirttiğim gibi, öncelikle kültür ve sanat alanının sorunlarına, sanatçılarla birlikte
çözüm üretmeyi sürekli kılmak istiyoruz. Sansür ve baskılara karşı sanatçı örgütleriyle dayanışma içerisinde olacağız. Sanatın özgür ve özerk olduğu demokratik bir kültür toplumu yaratmak için gereken her türlü mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu çalışmalarımızı Ankara dışındaki büyük illerde de oluşturacağımız kültür ve sanat platformuyla yaygınlaştıracağız. CHP ile sanatçılar arasında oluşturulan bu iletişim ve etkileşim köprüsünü kalıcı hale getireceğiz.
@cumhuriyet