7.4 C
Hamburg
Perşembe, Haziran 6, 2024

Bağımsız Ülke, Demokratik Devlet, Sosyal demokrat Parti

nihatBu  evrensel üç soyut kavram özgür insanların örgütlü toplumlar  olarak içini doldurduğu somut yerin, kurumun, örgütün karşılığı olur. Bu somutluk bizde Kurtluş savaşıyla bağımsızlığını kazanan Türkiye, güçler ayrılığı  temelinde toplumsal –politik örgütlenen T.C.devleti  ve  parlamenter demokraside  yer alan  parti (CHP) olarak gerçekleşmiştir.

Kurtuluş Savaşının ardından 1923´de Lozan Anlaşmasıyla onaylanan sınırlarıyla uluslararası tanınan  Türkiye Devleti  29.10. 1923´te kurulan  cumhuriyet önce tek partili, 2.Dünya Savaşından sonra da çok partli rejime geçerek, zorlu bir kalkınma, çağdaşlaşma ve demokratikleşme sürecine girmiştir. Bu süreç özde ve biçimde demokratik  ilkelere ve kurallara  uyum sorunları yaşayarak,  zaman zaman kesintiye uğrayarak  yaklaşık yüz yıldır, deneme sınama  evrelerinden geçerek inişli çıkışlı yürümektedir. „Yurtta barış, dünyada barış“ temelinde kurulan Cumhuriyet, ülkenin kalkınmasını, toplumun gelişmesini  ve  demokrasiyi hedeflemiştir.

Devlet kuran parti,  CHP  „tek parti erki“ olarak, Türkiye´de 1946´da çok partli rejime geçilmesini gerçekleştirir;  1960 sonrası Türkiye İşçi Partisi- TİP´in parlamentoda gurup kuracak güce ulaşmasının etkisiyle de önce „Ortanın Solu“,  daha sonra da sosyaldemokrat evrimleşme sürecine girer.  Bu partinin evrimleşme süreci Türkiye´nin evrimleşme süreciyle koşutluk gösterir. CHP´de görev  ve sorumluluk demek aynı zamanda ülkeyi –devleti –cumhuriyeti „ sonsuza dek korumak , savunmak“   demektir. Ancak ,  partinin içselleştirdiği  ülke, devlet,  cumhuriyet  sorumluluğu tarihi boyunca  zorunlu olduğu kadar sorunlu da   olmuş, daha da olmaktadır. Parti adı üstünde  „parça“ olduğu halde „bütün“ kalmak işleviyle programlanmış yapıdadır.

Partileşme ve sosyaldemokratlaşma süreci içiçe oluşuyor.  Ancak bu süreç de  doğrusal değil,  kırılma noktalarının eklemlenmesi  biçiminde gelişiyor . Ülkenin içinde ve dışında beliren olumsuzluklar parti üzerinde  belirleyici olmaya başlıyor. Bunun tersine çevrilmesi gereklidir. Olumsuzluklar politik süreci değil, politik süreç olumsuzlukları belirlemeli ve olumlu etkilemelidir  Demakrasilerde  ayağı yere basan  ideolojisiyle en çağdaş, en insancıl, en demokrat parti sosyaldemokrat partidir.  Bu ise topluma güven  veren  sağlam örgütlenme , doğru yönetim ve etkin  liderlikle sağlanır.

Güncel olarak ülkemizin  hem içte ve hem de dışta barışa gereksinimi vardır. Yanlış politikalarla ülke içte ve dışta savaşın eşiğine getirilmiştir. Bu yanlış politikalara karşı nelerin nasıl yapılması gerektiği ülke tarihinde ve toplumun sağduyusunda,  CHP´sinin birikiminde  vardır.

Özetle,  etkin olacak bu politikalar  yaşama geçirilmeyi bekleyen  açık seçik   zorunluluklardır:

  1. Konu ülkeyse, onun savunulması en geniş toplum kesimleriyle birlikte partiler üstü hareket etmeyi gerektirir.
  2. Konu ülkede demokrasiyi savunmaksa, otoriterliğe, diktaya karşı en geniş toplumsal/politik kesimlerlerin tüm demokratların birlikteliği hedeflenmelidir.
  3. Konu Parti içi uğraşsa, ülke gerçeklerinin sosyaldemokrat ilkelerle örtüştürülerek, en geniş toplumsal yararın savunucularıyla birlikte ortak, sürdürülebilir kararlı tutum alınmalı ve söylem/eylem tutarlılığı gösterilmelidir.

Bu üç noktanın sıralanması aşağıdan yukarıya da okunabilir.

 

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Bağımsız Ülke, Demokratik Devlet, Sosyal demokrat Parti

nihatBu  evrensel üç soyut kavram özgür insanların örgütlü toplumlar  olarak içini doldurduğu somut yerin, kurumun, örgütün karşılığı olur. Bu somutluk bizde Kurtluş savaşıyla bağımsızlığını kazanan Türkiye, güçler ayrılığı  temelinde toplumsal –politik örgütlenen T.C.devleti  ve  parlamenter demokraside  yer alan  parti (CHP) olarak gerçekleşmiştir.

Kurtuluş Savaşının ardından 1923´de Lozan Anlaşmasıyla onaylanan sınırlarıyla uluslararası tanınan  Türkiye Devleti  29.10. 1923´te kurulan  cumhuriyet önce tek partili, 2.Dünya Savaşından sonra da çok partli rejime geçerek, zorlu bir kalkınma, çağdaşlaşma ve demokratikleşme sürecine girmiştir. Bu süreç özde ve biçimde demokratik  ilkelere ve kurallara  uyum sorunları yaşayarak,  zaman zaman kesintiye uğrayarak  yaklaşık yüz yıldır, deneme sınama  evrelerinden geçerek inişli çıkışlı yürümektedir. „Yurtta barış, dünyada barış“ temelinde kurulan Cumhuriyet, ülkenin kalkınmasını, toplumun gelişmesini  ve  demokrasiyi hedeflemiştir.

Devlet kuran parti,  CHP  „tek parti erki“ olarak, Türkiye´de 1946´da çok partli rejime geçilmesini gerçekleştirir;  1960 sonrası Türkiye İşçi Partisi- TİP´in parlamentoda gurup kuracak güce ulaşmasının etkisiyle de önce „Ortanın Solu“,  daha sonra da sosyaldemokrat evrimleşme sürecine girer.  Bu partinin evrimleşme süreci Türkiye´nin evrimleşme süreciyle koşutluk gösterir. CHP´de görev  ve sorumluluk demek aynı zamanda ülkeyi –devleti –cumhuriyeti „ sonsuza dek korumak , savunmak“   demektir. Ancak ,  partinin içselleştirdiği  ülke, devlet,  cumhuriyet  sorumluluğu tarihi boyunca  zorunlu olduğu kadar sorunlu da   olmuş, daha da olmaktadır. Parti adı üstünde  „parça“ olduğu halde „bütün“ kalmak işleviyle programlanmış yapıdadır.

Partileşme ve sosyaldemokratlaşma süreci içiçe oluşuyor.  Ancak bu süreç de  doğrusal değil,  kırılma noktalarının eklemlenmesi  biçiminde gelişiyor . Ülkenin içinde ve dışında beliren olumsuzluklar parti üzerinde  belirleyici olmaya başlıyor. Bunun tersine çevrilmesi gereklidir. Olumsuzluklar politik süreci değil, politik süreç olumsuzlukları belirlemeli ve olumlu etkilemelidir  Demakrasilerde  ayağı yere basan  ideolojisiyle en çağdaş, en insancıl, en demokrat parti sosyaldemokrat partidir.  Bu ise topluma güven  veren  sağlam örgütlenme , doğru yönetim ve etkin  liderlikle sağlanır.

Güncel olarak ülkemizin  hem içte ve hem de dışta barışa gereksinimi vardır. Yanlış politikalarla ülke içte ve dışta savaşın eşiğine getirilmiştir. Bu yanlış politikalara karşı nelerin nasıl yapılması gerektiği ülke tarihinde ve toplumun sağduyusunda,  CHP´sinin birikiminde  vardır.

Özetle,  etkin olacak bu politikalar  yaşama geçirilmeyi bekleyen  açık seçik   zorunluluklardır:

  1. Konu ülkeyse, onun savunulması en geniş toplum kesimleriyle birlikte partiler üstü hareket etmeyi gerektirir.
  2. Konu ülkede demokrasiyi savunmaksa, otoriterliğe, diktaya karşı en geniş toplumsal/politik kesimlerlerin tüm demokratların birlikteliği hedeflenmelidir.
  3. Konu Parti içi uğraşsa, ülke gerçeklerinin sosyaldemokrat ilkelerle örtüştürülerek, en geniş toplumsal yararın savunucularıyla birlikte ortak, sürdürülebilir kararlı tutum alınmalı ve söylem/eylem tutarlılığı gösterilmelidir.

Bu üç noktanın sıralanması aşağıdan yukarıya da okunabilir.

 

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER