İlkbahar tüm güzellikleriyle kendini gösterdi. Doğa yeşillendi, kuşlar ötmeye başladı. Yaşam daha çekilir oldu. İnsanlar doğanın tadını çıkarmaya başladılar.
Böyle çok güzel bir bahar günü olumlu, sorunları dile getirmeyen bir yazıyı kaleme almak istiyorum. Bakalım başarabilecek miyim?
Geleceğe güvesizlikle bakan milyonlarca insanı, sürekli düşünce değiştiren medya patronlerını, çocuk tacizlerini yazmayacağım. Zorbaları, yargıya olan güvensizliği zaten yazmayacağım.
Memleketi soyup soğana çeviren resmi ve sivil hırsızları, Türkiye’yi son ağacına kadar talan etmeye çalışan ve ihalelere konan resmi ve gayri resmi soyguncu çetelerini de yazmayacağım.
İnsanların öldürülmediği, düşüncesinden dolayı hapse atılmadığı bir Türkiye istediğimi de yazmayacağım.
Peki ne yazacağım?
İlkbaharı ve onunla gelen iyimserliği yazmak istiyorum. Doğayı canlandıran baharı anlatmak belki beni de geçici de olsa iyimser yapar.
Kendi bahçemde güller, papatyalar, leylaklar ve öteki çiçekler çoktan açtı. Erguvanların açtığı gören ilkokul çocuklarının sevincine şahit oldum. Açmış ve kokan erguvan ağacına bakarak şakalaşan çocukları sevinci mutlu etti beni.
Deniz kenarında sevdikleriyle yüreyenlere de dakikalarca sevgiyle baktım.
Arkadaşlarımın, yeğenlerimin dalgacı konuşmaları, yetişkinlerin çocukça şakalaşmaları, gülmeleri, güzel şarkılar dinlemelerinin önemli nedenlerinden biri de baharın üzerimizde yarattığı olumlu etki.
Sevdiğinin elinden tutup gezmek, manzarası güzel bir yerde bir kadeh şarap ya da rakı içmek ne güzel de oluyor bu mevsimde.
Bir dostu kucaklamak, sevdiğine doyasıya sarılmak, çocuğunu okşamak çok insanca bir eylem olduğunu gibi yeni yeni canlanan bahar mevsimine de çok uyuyor.
Nedense her baharda hayatımın sonsuz olmadığını bilerek yaşadığım her dakikayı kaliteli beraberliğe, içerikli işlere kullanmaya çalışıyorum. Her sabah uyandığımda, yorgunluk numaraları yapmadan ‘Yaşasın, bugün de yaşıyorum’ diyorum. Sabah kahvemi içerken içimden bir melodiyi mırıldanmak geliyor.
Bahçedeki yeşil erikten sabah sabah iki tane yemek hoşuma gidiyor, ayaklarımın içinde dolaşan kediyi de okşamak bana yaşam enerjisi veriyor.
İçimden kimseye olumsuz bir şey demek istemiyorum. Nedense bu ilkbahar günlerinde
sıradan sade bir hayatım olsun istiyorum.
Böyle sevecen ve basit bir yaşamı sürdürmek için yılmadan mücadele vermek gerekiyor.