Almanya’da muhafazakar Hıristiyan Demokrat Birliği Partisi’nin bir dönemler en etkin politikacılarından Walther Leisler Kiep, 9 Mayıs Pazartesi sabahı 90 yaşında öldü. 5 Ocak 1926’da Hamburg’da doğan Kiep, Türkler’e ve Türkiye’ye yakın bir şahsiyetti… Belki de yakından da öteye Türkiye ile özdeşleşmiş biriydi. Ölümü Türkiye’nin yoğun gündeminde duyulmadı bile…
Türkiye’de, ölen bir kişinin ardından “biyografik yazı” geleneği yok. Özellikle Anglosakson ülkelerdeki basında kamuya mal olan bir kişi öldüğü zaman “Obituary” adı verilen yazı yazılır. Bu yazı ölenin adına bir nevi tarihe not düşme amacını taşır. Bu yazı, ölüm ilanı gibi ücret karşılığı yazılmaz. Bu gelenek batıdaki fikir gazetelerinde çok güçlüdür.
Walther Leisler Kiep, hakkında Almanya’daki gibi Türkiye’de de “Obituary” yazılması gereken bir şahsiyetti… Yaşadığım Frankfurt kentinin komşu kasabası Kronberg’de yaşıyordu. Çok varlıklı bir ailenin ferdi… Bazı toplantılarda karşılaşmama rağmen kendisiyle bizzat görüşme fırsatım maalesef olmadı. Hakkında yazılanları, hatıralarını (1) tekrar okudum.
Köklü, varlıklı bir aileden… Atalarından Jakob Leister, 1691’de ABD’de New York’un yöneticisiymiş, ABD’nin bağımsızlığı için mücadele ettiği için İngilizler tarafından idam edilmiş. Dedesinin dedesi ünlü kimya firması Hoecht’ün kurucularından. Amcası Otto Kiep, Hitler’e suikast hazırlığı yapan grupta olduğu için 20 Temmuz 1944’de kurşuna dizilmiş.
Babası Dr. Louis Leisler Kiep, Alman İmparatorluk Donanması’nda subay… Donanmadan ayrıldıktan sonra Hamburg-Amerika Gemi Taşımacılığı Şirketi’ni yönetmiş. Atatürk’ün daveti üzerine 1935-1939 arasında Türkiye’ye müşavir olarak gelmiş. Denizbank’ın, Denizyolları’nın kurulması çalışmalarında bulunmuş. Walther Leisler Kiep de bu sırada İstanbul’da okula gitmiş. Türkçe’yi unutmuş ama okul günlerinden bazı kelimeleri, cümleleri hatırladığı söyleniyor. O günleri şöyle anlatmış. “İstanbul Maçka’da oturuyorduk. Atatürk ve Türk devlet büyükleri babamı tanırdı. Babam beni de iki kez Atatürk’ün yanına götürmüştü. 12 yaşındaydım. Atatürk benimle ilgilenmişti. Atatürk’ün cenaze törenine babamla gitmiştik. Babam dahil herkes ağlıyordu.”
1961 yılında Hıristiyan Demokrat Birliği Partisi’ne üye olan Kiep, 1965’den başlayarak 1976 yılına kadar beş dönem art arda Federal Milletvekili olur. 1976 yılında ise kulvar değiştirir ve Aşağı Saksonya Eyaleti’nde politikaya devam eder. 1976-1980 arasında Eyalet Ekonomi ile Maliye Bakanlığı görevinden bulunur. Ardından 1982’ye kadar tekrar Federal Milletvekili olur.
Walther Leisler Kiep, 1960’lı yıllardan 1980’li yılların sonuna kadar Almanya’da Ludwig Erhardt, Barzel, Strauss, Brandt, Schmidt, Kohl, Albrecht gibi önde gelen politikacılarla birlikte ülkenin kaderine yön verenler arasında bir şahsiyet olarak tanınıyordu. Batılı aristokrat ailelerde bir geleneği devam ettiriyorlardı. Leisler ailede tüm erkeklerin ikinci adıydı.
Yıl 1978… Türkiye’de Başbakan Bülent Ecevit’tir… Ecevit’in Güneş Motel skandalından sonra kurduğu hükümet iktidardadır. O ünlü “70 cente” muhtaç olunan yıllardır. Hazine maaşları dahi ödeyemez durumdadır. Türkiye’nin durumu 16-17 Temmuz günleri Almanya’nın o dönemki başkenti Bonn’da yapılan G-7 zirvesinde ele alınır. Zamanın ABD Başkanı Jimmy Carter, Türkiye’ye yardım edilmesini ister.
IMF’ye göre, Türkiye’nin acilen 1,9 milyar Mark dış krediye ihtiyacı vardır. Türkiye’ye yardım koordinasyonu görevi dönemin Almanya Başbakanı Helmut Schmidt’e verilir. Sosyal Demokrat Partili Başbakan Schmidt de o sırada Aşağı Saksonya Maliye Bakanlığı görevini sürdüren Kiep’i bu konuda özel elçi tayin eder. Ancak Kiep, sosyal demokratların rakibi olan Hıristiyan Demokrat Partisi’ne mensuptur. Bu yüzden Hıristiyan Demokrat Partisi genel başkanı, muhalefet lideri Helmut Kohl’den izin alınır.
Kiep, Türkiye için temaslarına başlar. 4 Nisan 1979 günü Ankara’ya gelir. Başbakan Ecevit ve Ziya Müezzinoğlu ile görüşür. Ecevit, Kiep’e “Konuşmaya öğle yemeğinde devam edelim” der. Başbakan Ecevit, bütün Bakanlar Kurulu’nu yemeğe çağırmıştır. Ecevit, salona girmeden önce de Kiep’in kulağına eğilip “Lütfen dikkatli konuşun, çok değişik siyasi görüş ve eğilimden bakan var” der. Kiep, “Ortadan konuştum” diyor.
Kiep, ideolojik kaygılarla IMF ile görüşülmesine ve dış krediye karşı olan Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu ile görüşüp ikna eder. Yoğun temaslarına başlar, adeta kapı kapı dolaşıp Türkiye için kredi, hibe toplamaya çalışır. (2) Kiep’in bu çabalarını yazmak bu yazının sınırlarını çok aşar ama onun hatıraları, artık gizliliği kalkan resmi arşivlerdeki belgeler, başka politikacıların yazdıkları, Türkçe veya yabancı basındaki haberler Türkiye’nin çok hüzünlü bir dönemini gözler önüne seriyor. Çoğunu gözden geçirdim. Üzüldüm. Tarihe ve Türkiye’nin iktisadi tarihine meraklıların mutlaka okuması gereken belgeler bunlar…
Kiep, özetle, yoğun çabalarına karşılık tüm dünyadan 800 milyon dolar kredi, hibe bulabilir ama Ecevit hükümetinin ömrü vefa etmez, Kasım 1979’da sona erer. Kiep’in bu temasları dolayısıyla dönemin muhalefet lideri Süleyman Demirel, hükümete ünlü sözünü yöneltir. “Aşağı Saksonya Defterdarı’ndan medet umuyorlar”
Kiep, yıllarca aralarında DeutscheBank, VW olmak üzere çok sayıda şirketin yönetiminde bulunur… Almanya’nın en önemli, etkili siyasi derneklerinden Atlantik Brücke’nin başkanlığını 16 yıl aralıksız, 1984-2000 yılları arasında yapar. Hıristiyan Demokrat Parti’nin gölge kabinesinde adı sürekli olarak dışişleri bakanı olarak geçen Kiep, parti politikasına çık sıkı bağlı kalmaz. Muhafazakarlar arasında liberal düşüncesiyle tanınır. Örneğin, Sosyal Demokrat Willy Brandt’ın ünlü doğu politikasını partisine rağmen destekler.
Farklı bir kişiliği olan Kiep, gençliğinde hızlı motosiklet tutkunudur. Hızlı spor otomobilleri seviyormuş. Uzun boyu, gür saçları, şık giyimi, tavırlarıyla “centilmen politikacı” olarak tanınan Kiep evli, Edmund, Walther, Michael, Charlotte, Christiane isimli beş çocuk babasıydı. Genç yaşta ölen gazeteci oğlu Michael’in anısına kurduğu Michael-Leisler-Kiep Vakfı genç gazetecilere ABD’de staj imkanı sağlıyor.
1971 – 1992 arasında, Alman muhafazakar Hıristiyan Demokrat Birliği Partisi’nin mali işlerini yürüten Kiep, partiye yapılan usülsüz bağışlardan dolayı sorunlar yaşar. Kiep, 1971’de bu görevi kabul etmesini “Hayatımda yaptığım en büyük yanlıştı” diye yazar. 1999’da ortaya çıkan usülsüz parti bağışı skandalına adı karıştı. Eski Başbakan Helmut Kohl’ün tüm sorumluluğu üstlendiğini söylemesine rağmen, Kiep hakkında vergi kaçakçılığı suçuyla tutuklama kararı verildi. Partinin mali danışmanı ile birlikte bir Alman işadamından parti için aldığı bir milyon markı deftere işlememekle suçlandı. Kiep, daha sonra 500 bin mark kefaletle serbest bırakıldı.
Kiep hakkında Türkiye ilgili çok şey var. 1999’da dönemin başbakanı Helmut Schmidt, onu Türkiye ile ilgili AB ilişkilerinde özel elçi tayin eder. Kiep, hatırlarında “1999 Mart başlarında başbakanlıktan gelen telefonda Başbakan Schmidt arayıp benim Türkiye ile ilgili özel elçi olup olamayacağını sordu” diyor ve ekliyor “Kabul ettim.” (3)
Türkiye’nin Helsinki’de AB’ye adaylık statüsü alabilmesi için dönemin Almanya Başbakanı sosyal demokrat Helmut Schmidt, dönemin başbakanı Bülent Ecevit’e dört sayfalık bir mektup yazar. (4) Bunu Kiep’in götürüp vermesini ister. Mektupta, Almanya’nın Türkiye’yi desteklediği yazar. Kiep 10 Mart 1999’da mektubu getirir. Kiep şöyle devam ediyor: “Başbakan Ecevit’e gittim. Mektup Almanca’ydı. Ben İngilizce’ye tercüme ettim. Dikkatle dinledi. Bana, “Önce size bir şey sormak istiyorum. Bize yıllar önce sosyal demokratların temsilcisi olarak geldin. Şimdi yine aynı partinin temsilcisi olarak geliyorsun. Siz hâlâ muhafazakar partide misiniz? “ dedi. Ben de “Partimi değiştirmedim. Ama Türkiye için bunları severek yapıyorum” diye cevapladım. Kiep, anılarında “Ecevit, AB adaylığı konusunda çok karamsardı. Kabul etmeyeceklerini düşünüyordu” diye görüşmelerini etraflı anlatıyor.
Kiep’in Bülent Ecevit ile bağı ölümüyle de sürüyor. Ecevit’in Kasım 2006’da yapılan cenaze törenine Almanya’yı temsilen katılanlar arasında Walther Leisler Kiep de bulunuyordu. Kiep, “Eylül 2005’de kurulan ikinci büyük koalisyon hükümetinin başbakanı olan Angela Merkel, bana Ankara’daki cenaze törenine Almanya’yı temsilen katılmamı istedi. Tesadüf olarak törende dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın sağında üçüncü kişiydim ” diye yazıyor.
Kiep, 30 Kasım 1974’de Kronberg’deki evinde silahlı saldırıdan kılpayı kurtuluyor. Üç el ateş eden bugüne kadar bulunamıyor. 1975’te dönemin Başbakanı Helmut Schmidt’in talimatıyla örtülü ödenekten Portekiz’de muhafazakar partiye bir çanta içinde nakit iki buçuk milyon Mark götürüyor. Otelde odasına giren hırsız paraya dokunmuyor ama Smith Wesson tabancasını alıp gidiyor. İsrail Başbakanı Şimon Perez’in talebi üzerine Filistin lideri Yaser Arafat ile İntifada’nın daha fazla büyümemesi için görüşür.
Almanya, yaşamını özet olarak yazdığım politikacısını kaybetti. Ama aynı zamanda özellikle Başbakan Bülent Ecevit döneminde Türkiye’nin politika tarihinin fırtınalı dönemlerinde Almanya adına etkin olan bir şahsiyet hayata gözlerini yumdu.
Kaynaklar :
(1) Walter Leisler Kiep: “Brücken meines Lebens. Erinnerungen”, 2006, Herbig Verlag, München, 338 Seiten;
(2) Grunenberg Nina, Ein Mann rettet die Türkei, – Zeit 0nline – 15 Juni 1979
(3) Kiep, Walther Leisler Kiep, Bridge Builder Purdue University, USA, 2012,
(4) Schröder Gerhard, Die Biographie, Deutsche Verlags Anstalt München 2015, ISBN: 9783641150075