13.2 C
Hamburg
Çarşamba, Haziran 5, 2024

Zorlu Süreç

nihatGenelde tüm Türk toplumu, özelde Almanya Türk toplumu 21. yüzyılda zorlu geçecek bir dönem yaşamaktadır. Evrensel olarak uygarlıklar çatışmasının stratejisi , Ortadoğu ve Türkiye´yi de içine alan etnik-mezhepsel gelişmelerde belirleyicidir.   Bu karmaşık süreçte yine stratejik temelli, seçenekli politikalar geliştirmek, bunları toplumun en geniş kesimleriyle paylaşarak kararlılıkla uygulamak gereklidir. Burada her türlü hayalci ve kaderci tutumlardan uzak durulmalıdır. .

 

Dünya geneli ve Türkiye özelindeki gelişmeler gözardı edilmeden Alma Türk toplumunun bu süreçteki sorunları ve olanakları üzerine yoğunlaşmak konunun somutlaşmasını sağlayacaktır.  Bir yandan Almanya´daki ırkçılık ve İslam karşıtlığı, bunların getirdiği şiddet ve dışlayıcılık hareketlerinin genişlemesi, politik alana etkin olması; diğer yandan  Türkçe anadilinin ve kültürünün eğitim alanından  giderek azaltılarak sinsi asimilasyonculuğun açıktan dayatmaları ve son olarak Federal Parlamentodan geçen „Ermeni Soykırımı“ kararı ve onun özgür düşünce açıklama ve eğitim alanına getireceği sorunlar Türklerin zaten var olan entegrasyon alanındaki zorluklarını daha da çağaltacaktır.

 

Almanya Türk toplumu bu sorunlarla uğraşırken anayurt Türkiye´den boşuna destek bekleyecektir. Türkiyedeki etnik- mezhepsel ve ekonomik sosyal gelişmeler  ülke yönetimindeki çelişkili  yönetim politikaları ve hukuk devletindeki keyfilikler, dış politikadaki tıkanıklık, ekonomideki özellikle turizimden kaynaklanan kriz v.b. nedenlerden dolayı ülke edilgen durumdadır.Ülke bu durumun düzeltilmesi için gerkli olan sağlıklı örgütlenen demokratik seçeneklerden ne yazık ki bugün itibariyle yoksundur.

 

Öyleyse iş başa düşüyor. Almanya Türk toplumu var olan örgütleriyle en küçük ortak paydada birleşerek, hak ve özgürlüklerini, çıkarlarını koruyacak,  çocuklarının eğitiminde etkin olacak çözüm yöntemlerini, anadili ve kültürünü öğrenip yaşayacak, Türk insanı ,Almanya toplumu içindeki barışcı ve yapıcı görevlerini yerine getirecek birikime ve olanaklara sahip çıkarak bu toplumdaki onurlu yerini alacaktır. Yeter ki bunları kararlılıkla istesin ve uygulamaya geçirmeyi en temel varlık nedeni olarak görsün.

 

Toplumun örgütlü kesimleri birbirlerine düşerek zayıflamamalıdır, tersine birlikte etkin olmanın, doğru kalıcı çözümler üretmekteki gücünü göstermelidirler. Gün ne ucuz kahramanlıklarla yapay gösterişlere girişme, ne de nihilist yanlışlıklarla yıkıcı hareketlere kalkışma günüdür. Akıl, ortak akıl ve bilimsel bilgi her zaman olduğu gibi bu süreçte de en doğru yol gösterici olacaktır. Bin düşünüp bir yapma ama örgütlü ve etkin yapma başarılı sonuçlara ulaşmanın altyapısını oluşturacaktır.

 

Stratejik sorunların tarihsel/ideolojik temelleri unutularak kimi gelişmelerde „Günah keçileri“ aramak yukarıda sözü geçen yanlış beklentilerden kaynaklanır. Örneğin Türk kökenli Alman Milletvekillerni son gelişmeden sonra tehdit etmek yanlıştır. Gönül başka türlü tutum almalarını istese de, bu nesnel temele dayanmaz. Bu vekiller Almanya politikası yapmak için seçilmişlerdir, onlardan bunun dışıda bir tutum almaları ve eylem yapmaları beklenmemelidir.(!?)  Türk toplumu ve örgütleri bu türden şiddet çağrıştıran söylemleri doğru bulmadığını açıklamalı ve kararlılıkla kınamalıdır.

 

Sorunların çözümlenmesinde demokratik hukuksal yollardan başka seçenek yoktur; örgütlü ve kararlılıkla  bunu uygulayabilirse işte o zaman Türk toplumu başarılı olacaktır .

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Zorlu Süreç

nihatGenelde tüm Türk toplumu, özelde Almanya Türk toplumu 21. yüzyılda zorlu geçecek bir dönem yaşamaktadır. Evrensel olarak uygarlıklar çatışmasının stratejisi , Ortadoğu ve Türkiye´yi de içine alan etnik-mezhepsel gelişmelerde belirleyicidir.   Bu karmaşık süreçte yine stratejik temelli, seçenekli politikalar geliştirmek, bunları toplumun en geniş kesimleriyle paylaşarak kararlılıkla uygulamak gereklidir. Burada her türlü hayalci ve kaderci tutumlardan uzak durulmalıdır. .

 

Dünya geneli ve Türkiye özelindeki gelişmeler gözardı edilmeden Alma Türk toplumunun bu süreçteki sorunları ve olanakları üzerine yoğunlaşmak konunun somutlaşmasını sağlayacaktır.  Bir yandan Almanya´daki ırkçılık ve İslam karşıtlığı, bunların getirdiği şiddet ve dışlayıcılık hareketlerinin genişlemesi, politik alana etkin olması; diğer yandan  Türkçe anadilinin ve kültürünün eğitim alanından  giderek azaltılarak sinsi asimilasyonculuğun açıktan dayatmaları ve son olarak Federal Parlamentodan geçen „Ermeni Soykırımı“ kararı ve onun özgür düşünce açıklama ve eğitim alanına getireceği sorunlar Türklerin zaten var olan entegrasyon alanındaki zorluklarını daha da çağaltacaktır.

 

Almanya Türk toplumu bu sorunlarla uğraşırken anayurt Türkiye´den boşuna destek bekleyecektir. Türkiyedeki etnik- mezhepsel ve ekonomik sosyal gelişmeler  ülke yönetimindeki çelişkili  yönetim politikaları ve hukuk devletindeki keyfilikler, dış politikadaki tıkanıklık, ekonomideki özellikle turizimden kaynaklanan kriz v.b. nedenlerden dolayı ülke edilgen durumdadır.Ülke bu durumun düzeltilmesi için gerkli olan sağlıklı örgütlenen demokratik seçeneklerden ne yazık ki bugün itibariyle yoksundur.

 

Öyleyse iş başa düşüyor. Almanya Türk toplumu var olan örgütleriyle en küçük ortak paydada birleşerek, hak ve özgürlüklerini, çıkarlarını koruyacak,  çocuklarının eğitiminde etkin olacak çözüm yöntemlerini, anadili ve kültürünü öğrenip yaşayacak, Türk insanı ,Almanya toplumu içindeki barışcı ve yapıcı görevlerini yerine getirecek birikime ve olanaklara sahip çıkarak bu toplumdaki onurlu yerini alacaktır. Yeter ki bunları kararlılıkla istesin ve uygulamaya geçirmeyi en temel varlık nedeni olarak görsün.

 

Toplumun örgütlü kesimleri birbirlerine düşerek zayıflamamalıdır, tersine birlikte etkin olmanın, doğru kalıcı çözümler üretmekteki gücünü göstermelidirler. Gün ne ucuz kahramanlıklarla yapay gösterişlere girişme, ne de nihilist yanlışlıklarla yıkıcı hareketlere kalkışma günüdür. Akıl, ortak akıl ve bilimsel bilgi her zaman olduğu gibi bu süreçte de en doğru yol gösterici olacaktır. Bin düşünüp bir yapma ama örgütlü ve etkin yapma başarılı sonuçlara ulaşmanın altyapısını oluşturacaktır.

 

Stratejik sorunların tarihsel/ideolojik temelleri unutularak kimi gelişmelerde „Günah keçileri“ aramak yukarıda sözü geçen yanlış beklentilerden kaynaklanır. Örneğin Türk kökenli Alman Milletvekillerni son gelişmeden sonra tehdit etmek yanlıştır. Gönül başka türlü tutum almalarını istese de, bu nesnel temele dayanmaz. Bu vekiller Almanya politikası yapmak için seçilmişlerdir, onlardan bunun dışıda bir tutum almaları ve eylem yapmaları beklenmemelidir.(!?)  Türk toplumu ve örgütleri bu türden şiddet çağrıştıran söylemleri doğru bulmadığını açıklamalı ve kararlılıkla kınamalıdır.

 

Sorunların çözümlenmesinde demokratik hukuksal yollardan başka seçenek yoktur; örgütlü ve kararlılıkla  bunu uygulayabilirse işte o zaman Türk toplumu başarılı olacaktır .

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER