Emekli Amiral Türker Ertürk, 15 Temmuz Darbe girişimi sonrası Türkiye’de yaşanan gelişmeleri Hamburglu lara anlattı. Bu darbe girişimini dinci bir kalkışma olarak değerlendiren Ertürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin(TSK) hedef alındığını söyledi.
ELBE EXPRESS/HABER MERKEZİ
Türkiye’de yaşanan gelişmelere duyarlılığı ile tanınan Hamburg ve çevresi Atatürkçü Düşünce Derneği(HADD), “15 Temmuz Darbe Girişimi Sonrası Türkiye’de Neler Oluyor?” isimli bir konferans düzenledi. Konferansın konuğu emekli Amiral Türker Ertürk çok önemli açıklamalar yaptı.
Altona semtindeki TGH Haus’da gerçekleşen toplantıya Hamburg’un siyaset ve sivil toplum dünyasından önemli isimlerin yanı sıra çok sayıda vatandaş ilgi gösterdi.
Coştur: “Darbe ve Dikta’ya karşıyız”
Darbe girişimi zamanında Türkiye’de olduğunu söyleyen HADD Başkanı Coşkun Coştur, AKP iktidarı döneminde Cemaat-FETÖ yapılanması müthiş bir ivme kazandığını özellikle yargıda, hukukta, bürokraside, polis ve ordu da kadrolaşmaya göz yumulduğunu söyledi. Darbe zamanında yaşanan karanlık noktalara dikkat çeken Coştur, yaşanan bu olumsuz tablonun Mustafa Kemal Atatürk‘ün bizlere miras olarak bıraktığı felsefe ve bakış açısı ile yani yeniden „Fabrika ayarlarımıza dönerek“ çözülebileceğini belirterek, Darbe ve Dikta’ya karşı olduklarının altını çizdi.
Hamburg Denizcilik Müzesine sahip çıkalım
Hamburg’a dördüncü kez geldiğini söyleyen emekli Amiral Türker Ertürk, Denizcilik Müzesini ziyaret ettiğini, burada bulunan Türk eserlerinin korumasını ve sahip çıkılması için vatandaşlara ve ateşeliğe büyük işler düştüğüne dikkat çekti.
Hedef Kurucu İdeoloji ve TSK
Osmanlı ve Türkiye tarihini incelendiğinde ilk defa böyle bir darbe girişimi olduğunu belirten Türker Ertürk “ Darbeler tarihimiz incelendiğinde ilk defa böyle bir girişimle karşı karşıyayız. Bütün darbeler esasında iktidara yönelik yapılmış. Geçmiş dönemde yapılan darbeler sadece iktidarı değiştirmeye yönelikti. 15 Temmuz dinci kalkışmasını gerçekleştiren siyasal İslamcı Fethullah Gülen Cemaati, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisine ve Türk Silahlı Kuvvetlerini(TSK) hedef aldı.” dedi.
Fethullah Gülen, Humeyni gibi gelecekti
Darbenin öndeki isminin Fethullah Gülen Cemaati ama arka planında emperyalizm ve ağa babası ABD olduğunu söyleyen Ertürk “Gerçekten darbeyi başarsalardı; Cumhuriyeti ve onun ideolojisini değiştirecek, Humeyni gibi Fethullah Gülen Türkiye’ye getirelecek ve siyasal islam iktidarını kuracaklardı. “ diye konuştu.
Darbe girişimi hedeflerine ulaşmıştı, emperyalizm kazandı
Bizim geçmişte Ergenokon, Balyoz gibi kumpas davaları için bütün haykırışlarımıza karşı bize saldıranlar bugün ne kadar yanıldıklarını gördüklerine dikkat çeken Ertürk şöyle konuştu:” Darbeyi planlayanlar açısından üç hedef söz konusuydu. Başarılı, yarı başarılı ve başarısız olma durumu vardı. Her üç durumda da emperyalizm kazandı. Eğer darbe başarılı olsa Türkiye’de iktidar değişecek ve ABD bugün Ortadoğu da ne yapmak istiyorsa hepsini yapacaktı. Bugünkü durumda darbe başarısız oldu ama TSK büyük darbe yedi. Artık bölgede oyuncu olabilme şansını kaybetti. Bakın bugün TSK’nın itibarı ayaklar altına alınmıştır. Şimdi Güneydoğu’da nasıl terörle mücadele yapacaksınız. Biz bu işlerle uğraşırken Suriye’de Rojava dedikleri bölgeyi denize doğru yeni kantonlar katarak inşaa ediyorlar. TSK’nın buna engel olabilme gücü kaldı mı şuanda. Bu darbe girişimi hedeflerine ulaşmıştır. Bu darbenin ana amacı Türk Silahlı Kuvvetlerine darbe vurmaktı, bunu büyük ölçüde başardılar.”
Tayyip Erdoğan kazanmadı, Türkiye kaybetti
Darbe girişiminin arkasında Tayyip Erdoğan’ın olduğunu gibi düşüncelere katılmadığını dile getiren Ertürk ” Genelde şu örneği çok verirler. ‘Bir cinayet işlendiğinde kim kazançlı çıkacaksa cinayeti işleyen odur’ diye bir akıl yürüterek bunun arkasında Tayyip Erdoğan var diyorlar. Ben buna katılmıyorum. Tayyip Erdoğan kazanmadı, Türkiye kaybetti. Bugün Erdoğan iktidarını güçlendirmiş ve avantajlı bir konuma gelmesi gerçeği değiştirmez. Türkiye’nin bölgede emperyalizm gerçekleştireceklerine engel olabilme gücü kaybolmuştur. Hedefte bu olduğu için Tayyip Erdoğan’ın kazanması diye bir şey söz konusu olamaz.” diye ifade etti.
Darbeyi vizyona koyan imamın askerleri, engelleyen Kemal’in askerleri
Darbeyi kimin engellediği sorusuna yanıt veren Ertürk “ Peki bu darbeyi kim engelledi? İktidarda bulunanların dediği gibi bu darbeyi halk mı engelledi esasında? Gerçekten bu darbeyi vizyona koyan imamın askerleri, bu darbeyi engelleyenler Kemal’in askerleri oldu. Tabiki halkın sokakları çıkması, bu darbeye karşı duruş görüşmesi olumlu bir şey asla bunu küçümsemek istemem. Ama şunu bilmeliyiz darbeyi engeleyen Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. Ama şunu görüyoruz ki darbe sonrası TSK’yı, itibarsızlaştırılıp darbe vuruyorlar. Bugün askeri liseler kapatılıyor, askeri kurum ve kuruluşların yapısı değiştiriliyor. Türkiye’de bazı kurumlar kapatılacaksa bunun en başında AKP gelir. Başta TSK olmak üzere devletin tüm kademelerinde nüfus eden Fetullah Gülen Cemaatinin sorumluluğu AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan’a aittir. Cemaat ve arkasındaki emperyalizm darbenin başarısız olması durumunda iktidarın hangi tepkileri verebileceğini ve bu durumun Türkiye’yi otoriterleştireceğini biliyorlardı. Biz bunları adım adım yaşıyoruz. “ dedi.
1976’da 35-40 sene sonra devleti biz yöneteceğiz, diyorlardı
Orduda bulunduğu dönemde FETÖ ile yaşadığı anektodları paylaşan Ertürk şöyle konuştu:
– “ İlk defa cemaat adını 1976 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinde okuyan bir arkadaşımdan duydum. Arkadaşım bana ‘ İTÜ’de Sızıntı diye dergi dağıtıyorlar. Bunlar Fettullah Gülen’in peşinden gidiyorlarmış, diyorlar ki 35-40 yıl sonra Türkiye’yi biz yöneteceğiz’ demişti.
– 1996 yılında Gölcük’te bir mobil komutanıyım. O zaman ki Deniz Kuvvetleri Komutanımızda Güven Erkaya idi. O dönemde akıllı bir teğmenimin tespit etmesiyle birliğimde bulunan altı cemaatçi astsubayı ordudan ihraç ettim. Bunlardan birisi sorgusu sırasında ‘ Birgün emir gelecek ve bu limandan gemi kalkamayacak’ diyordu. 15 Temmuz’da benzer şeylerin yaşadığımızı gördük. Kendisini rahmetle ve saygıyla anıyorum eğer Güven Erkaya olmasaydı, ben bunları atamazdım. Sadece benim gemimde mi bunlar vardı, hayır ama kimse bunlarla uğraşmak istemiyordu.
– 2002-2003 yılları arasında Londra’da görevliydim. Dönemin Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül, ilk iş olarak bütün Büyük Elçiliklere ‘Fethullah Gülen Cemaatine yardım edin, bunları koruyup kollayın’ şeklinde bir yazı yollamıştı. Bu telgrafı ikaz etme açısından Genel Kurmay’a kendi yorumumu katarak yolllamıştım.
– 2008-2010 tarihleri arasında Deniz Harp Okulu komutanıydım. Çok önemli bir görevde bulunduğum sırada sürekli olarak benim öğrencilerime ve bana akıl almaz iftiralarla saldırıyorlar. Öğrencilerim fuhuş yaptığı, içlerinden eşcinsellerin olduğu, benim Alevi öğrencileri kolladığıma dahil akla hayala gelmeyecek şekilde ihbar mektupları geliyor. Ben bunları yırtıp atıyorum ama aynı mektup Deniz Kuvvetleri Başkanına, Genel Kurmay Başkanına, Başbakana, Cumhurbaşkanına da gidiyor. Yukarıdan sürekli bana soruşturma açmam konusunda baskı geliyordu ama ben bu duruma karşı büyük bir direnç gösterdim.
Bu yaşananları araştırmak için savcılardan, MİT’ten yardım alamadım. En son dönemim İstanbul Jandarma Komutanından yardım isteyecektim ama son anda vazgeçtim. Şimdi o komutan cemaatçi diye tutuklandı. “
Cemaatin Darbe yaptığını 15 dakikada anladım
Ordudan ayrıldıktan sonra 75 bin kilometre yol, 400 konferans, sayısız televizyon programı ve yazılarıyla mücadelesini devam ettirdiğini söyleyen Ertürk “ 15 Temmuz akşamı, cemaatin darbe yaptığını 15 dakikada anladım.Bunların bana geleceğini düşünerek, silahımı alıp evden ayrıldım. Haklı da çıktım. Darbe sonrası ilk infaz edilecek 50 kişilik listede adım vardı. Meslek yaşamım boyunca bu yapılarla mücahale ettim. Üniformamı çıkardığım 6 yıldır da bunu kararlılıkla sürdürüyorum. 2013’de Amerika Pensilvanya’ya gittim ama el etek öpmek için değil, Fettullah Gülen Cemaatine karşı eylem koymak için. “ diye konuştu.
Toplantı katılımcıların emekli Amiral Türker Ertürk’e sorularıyla devam etti.
FOTOĞRAF GALERİSİ
