15.4 C
Hamburg
Pazartesi, Mayıs 20, 2024

Almanya-Türkiye ilişkileri ve Erdoğan’ın Nazi benzetmesi

hakki-keskinCumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın bazı açıklamaları karşısında hayretler içinde kalmamak olası değil. Kuşkusuz Cumhurbaşkanı, Dünya’daki tüm diğer politikacılar gibi, her konuda yeterince bilgi sahibi olmayabilir, değildir de. Bu nedenle de üst düzey sorumluluk taşıyan politikacıların, değişik alanlarda uzmanlığı olan danışmanları vardır. Özellikle de konu dış politikaya ilişkinse, çok daha büyük duyarlılık ve özen gösteriler. Ülkesine zarar vermemek amacıyla, sorumluluk duyan her siyasetçinin kanımca böyle davranması gerekir.

Almanya ile son derece gergin bir sütüşme ortamına girilmiştir. Genelde Almanya siyasileri, Türkiye’deki siyasi tartışmaların Almanya’ya taşınmasından öteden beri rahatsızlar. Kuşkusuz bakanların Almanya’daki toplantılara katılmalarının engellenmesi eleştirilebilir, kabulde edilemez.

22 Ocak 2008’de TBMM’de kabul edilen yasaya göre, “Yurt dışında ve yurt dışı temsilciliklerinde seçim propagandası yapılamaz” denilmektedir. Yüksek Seçim Kurulu’nun 15.2.2017 tarihli referandumla ilgili kararında da: “Yurt dışında ve gümrük kapılarında her türlü propagandanın yasak olduğu” belirtilmektedir. (Melih Aşık, 7.3.2017)

Görüleceği gibi, mevcut yasaya uyulsa, zaten yurt dışında seçim veya referanduma ilişkin propaganda yapılamayacaktır. Böylece Almanya, Hollanda ve Avusturya ile karşı karşıya gelinen sürtüşmeye de gerek olmayacaktı. Ne var ki yasalara uymamak, Türkiye’de gelenek haline geldi. Yargı da bu kona ne yazık ki seyirci kalmaktadır.

DÜNYANIN GELMİŞ GEÇMİŞ EN KANLI REJİMİ

Irkçı, faşist ideolojiye dayanan Hitler Nazizmi, 6 milyon Yahudi’yi, akıl almaz yöntemlerle, toplama kamplarında imha etmiştir. Yahudiler, Almanya’ya karşı hiç bir terör olayında bulunmayan, ülkenin en eğitimli, toplumun her kesiminde başarılı bireyleriydi. Hitler özellikle bu nedenle Yahudileri düşman ilan ederek, 1929’da başlayan büyük ekonomik ve toplumsal kriz nedeniyle işsizleşen ve yoksullaşan insanları, parti saflarına çekmeyi ve oylarını almayı başarmıştı.

Almanya’da 19 Ağustos 1934 tarihinde yapılan REFERANDUM’un konusu: Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamlarının birleştirilmesiydi. Meydanlar “Tek Halk, tek İmparatorluk, tek Lider” (Ein Volk, ein Reich, ein Führer) sloganıya inletildi. Radyolarda, sokak ilanlarında “Daha güçlü bir Almanya için var mısın?” reklamları yapıldı. Nazi Partisi, oylamanın geniş bir “evet” oyu ile sonuçlanması için referandumda yaygın bir baskı, sindirme ve seçim hilesine başvurdu”…(Mehmet Zekâi Atamer, 31 Ocak 2016).

 

Önceki İçerikBilinçaltı
Sonraki İçerikKuş Gibi Ortalıkta Uçar

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Almanya-Türkiye ilişkileri ve Erdoğan’ın Nazi benzetmesi

hakki-keskinCumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın bazı açıklamaları karşısında hayretler içinde kalmamak olası değil. Kuşkusuz Cumhurbaşkanı, Dünya’daki tüm diğer politikacılar gibi, her konuda yeterince bilgi sahibi olmayabilir, değildir de. Bu nedenle de üst düzey sorumluluk taşıyan politikacıların, değişik alanlarda uzmanlığı olan danışmanları vardır. Özellikle de konu dış politikaya ilişkinse, çok daha büyük duyarlılık ve özen gösteriler. Ülkesine zarar vermemek amacıyla, sorumluluk duyan her siyasetçinin kanımca böyle davranması gerekir.

Almanya ile son derece gergin bir sütüşme ortamına girilmiştir. Genelde Almanya siyasileri, Türkiye’deki siyasi tartışmaların Almanya’ya taşınmasından öteden beri rahatsızlar. Kuşkusuz bakanların Almanya’daki toplantılara katılmalarının engellenmesi eleştirilebilir, kabulde edilemez.

22 Ocak 2008’de TBMM’de kabul edilen yasaya göre, “Yurt dışında ve yurt dışı temsilciliklerinde seçim propagandası yapılamaz” denilmektedir. Yüksek Seçim Kurulu’nun 15.2.2017 tarihli referandumla ilgili kararında da: “Yurt dışında ve gümrük kapılarında her türlü propagandanın yasak olduğu” belirtilmektedir. (Melih Aşık, 7.3.2017)

Görüleceği gibi, mevcut yasaya uyulsa, zaten yurt dışında seçim veya referanduma ilişkin propaganda yapılamayacaktır. Böylece Almanya, Hollanda ve Avusturya ile karşı karşıya gelinen sürtüşmeye de gerek olmayacaktı. Ne var ki yasalara uymamak, Türkiye’de gelenek haline geldi. Yargı da bu kona ne yazık ki seyirci kalmaktadır.

DÜNYANIN GELMİŞ GEÇMİŞ EN KANLI REJİMİ

Irkçı, faşist ideolojiye dayanan Hitler Nazizmi, 6 milyon Yahudi’yi, akıl almaz yöntemlerle, toplama kamplarında imha etmiştir. Yahudiler, Almanya’ya karşı hiç bir terör olayında bulunmayan, ülkenin en eğitimli, toplumun her kesiminde başarılı bireyleriydi. Hitler özellikle bu nedenle Yahudileri düşman ilan ederek, 1929’da başlayan büyük ekonomik ve toplumsal kriz nedeniyle işsizleşen ve yoksullaşan insanları, parti saflarına çekmeyi ve oylarını almayı başarmıştı.

Almanya’da 19 Ağustos 1934 tarihinde yapılan REFERANDUM’un konusu: Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamlarının birleştirilmesiydi. Meydanlar “Tek Halk, tek İmparatorluk, tek Lider” (Ein Volk, ein Reich, ein Führer) sloganıya inletildi. Radyolarda, sokak ilanlarında “Daha güçlü bir Almanya için var mısın?” reklamları yapıldı. Nazi Partisi, oylamanın geniş bir “evet” oyu ile sonuçlanması için referandumda yaygın bir baskı, sindirme ve seçim hilesine başvurdu”…(Mehmet Zekâi Atamer, 31 Ocak 2016).

 

Önceki İçerikBilinçaltı
Sonraki İçerikKuş Gibi Ortalıkta Uçar

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER