Kılıçdaroğlu 25 gün süren 432 kilometrelik yürüyüşüne başlarken, buna gerekçe olarak son derece anlamlı şu açıklamayı yapmıştı. “Biz Türkiye’de kendi topraklarımızda bir dikta yönetimiyle karşı karşıyayız. Bıçak kemiğe dayandı artık. Yeter diyoruz. Bu ülkeye adalet ya gelecek, ya gelecek. Eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa o bedeli önce biz ödeyeceğiz. Bu ülkenin geleceği için hep beraber mücadele etmek zorundayız. Bu yürüyüşün bir siyasi partiyle ilgisi yok. Adalet, adalet, adalet. (…) Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Her özgür gibi, her uygar ülke gibi kendi ülkemizde barış içinde yaşamak istiyoruz.”
Aynı gün kaleme aldığım ve 17 Haziranda yayınlanan yazımın başlığında: “Ankara’dan İstanbul’a yapılan Adalet yürüyüşüne bin selam” diyordum. Gerçekten de artık bıçak kemiğe dayanmıştı. Türkiye’de demokrasi, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve adalet isteyenlerin, bunu haykırmaları ve kanıtlamaları gerekiyordu. Türkiye ve Dünya tarihine şimdiden geçmiş olan tarihi yürüyüşün ana amacı, 432 kilometre boyunca şu üç kelimeyle özetleniyordu: “Hak, Hukuk, Adalet.” Ankara Güven Park’tan binlerle başlayan, İstanbul’a yaklaştıkça on-binlere varan ve İstanbul/Maltepe meydanında milyonara ulaşan bu haykırış, Türkiye ve Dünya tarihine, Türk halkının Hak, Hukuk, Adalet için saygın ve unutulamayacak bir haykırışı ve direnişi olarak geçmiştir bile.
Bu onurlu tarihi yürüyüşe ve mitinge katılan biri olarak, Türkiye’nin dört bir yanından ve hatta yurt dışından gelenlerin, birbirlerine karşı nedenli dayanışma, karşılıklı saygı ve sevgiyle davrandıklarını ve nasıl büyük bir özveriyle orada bulunduklarını gördüm. Duygulanmamak gerçekten de olası değildi.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun 25 gün süren bu yürüyüşüyle, yalnız CHP’lilerin değil, kanımca her insanın, saygısını kazandığı inancındayım. Miting’de Kılıçdaroğlu’nun katılımcı milyonların oyuna sunduğu “10 maddelik adalet çağrısı”, bu tarihi yürüyüş ve mitinge, çok daha büyük anlam ve önem kazandırmıştır.
Adalet Çağrısı’nın sonuç bölümünde: “Bu çağrıdaki tüm taleplerimiz karşılanıncaya kadar durmayacağız. Bu yürüyüş artık başladı. Korku duvarlarını yıkacağız. Adalet yürüyüşümüzün bu son günü yeni bir başlangıç, yeni bir ilk adımdır.” denmektedir. Böylece Türkiye’de yeni bir dönemin başladığı, kararlılıkla vurgulanmaktadır.
Son derece saygın bu tarihi eyleme öncülük yapması nedeniyle, sayın Kılıçdaroğlu’nu ve destekleyen herkesi yürekten kutluyorum.
