26 Ağustos’ta başlayıp dört gün süresince 8 panel ve 77 çalıştayın gerçekleştirildiği Adalet Kurultayı’ndaki çalıştaylardan biri de sanat – kültür konusundaydı.
Katıldığım bu çalıştayda on kişi kadardık.
Çağrılı olduğu söylenen pek çok sanatçı arkadaş -kuşkusuz her biri kendilerince haklı nedenlerle- gelmemiş ya da gelememişlerdi.
Edebiyat alanını ben ve Tuğrul Keskin temsil ediyorduk.
Ressamlardan, bu alanın ağır toplarından Mehmet Güleryüz ve Bedri Baykam oradaydılar.
Tiyatro alanı temsilcileri, başta Sanatçılar Girişimi kurucularından Orhan Aydın ve Orhan Kurtuldu olmak üzere, Haluk Işık, Ezel Akay, Eren Aysan, Emre Yetim, Volkan Yosunlu’yla çoğunluktaydılar. Bu ekibe, çalıştay katılımcıları arasında olmasa da saatler süren konuşmaları baştan sona izleyen ve zaman zaman görüşleriyle katkıda bulunan Berhan Şimşek’i de eklemek gerekir.
Çalıştay’ın örgütçüsü, başta sinema alanı olmak üzere sanat ve sanatçı örgütlenmesinde yıllardır yorulmak bilmez çalışmalar gerçekleştiren Vecdi Sayar, yöneten ise CHP adına genç avukat arkadaşımız Sera Kadıgil’di…
Çalıştay’ın açık konuşmasını arkadaşların isteğiyle ben yaptım. Kısa konuşmamda siyasetin klişeleşmiş dilinin sanatın dilinden yararlanması gerektiği ve bunun nasıl yapılabileceği üzerinde durdum.
Sözlerine “Sanat katledildi” cümlesiyle başlayan Mehmet Güleryüz, gerici siyasetin figüratif sanat düşmanlığını; giderek soyuta, ebruya, dinsel yazılara, hat sanatına yönelişini örneklerle anlattı…
Güleryüz, sanat karşıtı, çirkin kentleşme olgusunu, bu konuda yerel yönetimlerin sorumluluğunu ve görevlerini de dile getirdi.
Bedri Baykam’ın konuşmasında CHP yönetimine, Kültür Bakanlığı da yapmış olan Ercan Karakaş’ın bir ara bulunduğu kültür danışmanlığı görevinin neden kaldırılmış olduğu sorusunu yöneltti.
Orhan Kurtuldu birçok kentimizde ve ilçemizde tiyatro-sinema-sergi salonları bulunmadığını, bulunanların da işlevine uygun olmadığı ya da kullanılmadığını belirterek sözlerini kurultayın ana hedefine de uygun olarak çarpıcı bir cümleyle, “bu il ve ilçelerimiz için adalet istiyoruz” diyerek tamamladı… Orhan Kurtuldu’nun konuşmasında Devlet Tiyatrosu’nun yok edilmek istendiği gerçeğinin de altını çizdi…
Orhan Aydın Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları’nın işgal altında olduğunu, Beşiktaş ve Kadıköy belediyelerinin salonları dışında İstanbul’da oyun sahnelenecek tek bir kamusal salon bulunmadığını açık ve acı bir dille belirtti…
AKM konusunda CHP yönetimini en üst düzeyde tavır almaya çağırdı.
“Kaçak saray”daki 28 “sanat danışmanı”nın bir ara Gülen etkisindeki Yunus Emre kuruluşlarına destek sağlama dışında neyle meşgul olduklarının sorulması gerektiğini belirterek büyük bir sanat kurultayı yapılması çağrısında bulundu…
Orhan Aydın’ın yine çok somut ve güncel bir önerisi de, AKP’li belediyenin Altın Portakal Film Yarışması’nın ulusal filmler bölümünü kaldırmasına karşı, yine aynı kentte Muradiye, Konyaaltı vb. CHP’li belediyeler eliyle bu festivalin mutlaka aynen sürdürülmesi gerektiğiydi.
Haluk Işık, Tuğrul Keskin, sanat danışmanlığının kaldırılması sonucunda CHP il ve ilçe yönetimlerinde de bu alandaki çalışmaların giderek yok olduğunu belirttiler. Tuğrul Keskin CHP üst yönetiminde sanattan sorumlu birkaç yardımcılığın şart olduğunu söyledi.
Ezel Akay, Berhan Şimşek, Emre Yetim ve Volkan Yosunlu’nun konuşmalarında, bütün katılımcıların görüş birliğinde olduğu bir konu olarak, eylemin ve sokağın önemi vurgulandı…
Vecdi Sayar ise toparlayıcı konuşmasında, partinin sanat ve sorunları konusunda bilinçlenmesi, danışmanlık kurumunun mutlaka yeniden kurulması, sanat ve sanatçı için bir destek mekanizması oluşturulması, görevlendirmelerin her alanda ve konuda “liyakat”e göre yapılması gerektiği gibi temel yapısal sorunlar üzerinde durdu.
Yönetici arkadaşımız aldığı notlarla bütün bu sorunları ve önerileri partisinin üst yönetimine çok daha geniş ve ayrıntılı aktaracak ve CHP umarım ki yaşamsal önemdeki sanat ve sanatçı sorunları konusuna gereken önem ve kapsamda eğilecektir.