Geçen yazımızda; Sabancı Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, Almanya’da 14-17 Eylül 2017 tarihleri arasında yapılacak ihaneti anlatmıştık. Burada kotarılacak ihanet iki türlüydü. Birincisi ülkemize ve milletimize karşı, ikincisi ve daha önemlisi, evrenseli ise akla ve bilime karşı olanıydı! Neredeyse binlerce diyebileceğim sayıda ve her çeşit iletişim aracıyla ve yüz yüze, yazımdaki değerlendirmem hakkında çok ama çok olumlu tepkiler aldım.
Tek bir istisna vardı! Sabancı Üniversitesi’nden gelen elektronik postaydı.
“Sayın Türker Ertürk,
‘Sabancı Üniversitesi Neye Destek Verdiğinin Farkında mı?’ başlıklı yazınızda geçen konferansın ev sahipliğini Sabancı Üniversitesi’nin yaptığı bilgisi doğru değildir. Öğretim üyelerimiz ‘Akademik Özgürlük İlkeleri’ çerçevesinde yürüttükleri araştırmalarda ulaştıkları araştırma sonuçlarını yayınlama, tartışma ve yorumlamada özgürdürler.
Sabancı Üniversitesi öğretim kadrosu ve yönetimi, her üniversite üyesinin bireysel bilimsel görüş ya da sanatsal ifade hakkını korumakla yükümlüdür. Bununla birlikte, kamuoyu önünde ifade edilen görüşler hiçbir biçimde üniversiteyi bağlamaz.
Bilgilerinize sunarız.
Sabancı Üniversitesi, Kurumsal İletişim”
DOĞRU DEĞİL MUTEBER DE DEĞİL
Berna Hanım’a ve Sabancı Üniversitesi’ne elektronik postaları için teşekkür ederiz. Öncelikle bilmeliler ki; her görüş bizim için muhteremdir ama muteber olmayabilir. Nezaketimizi koruyarak yanıt vermek gerekirse; gönderdikleri postadaki söylem ve kurgu kesinlikle doğru değildir ve bizim için muteber de değildir.
Evet, Almanya’daki “Ermeni Soykırımı” çalıştayında Sabancı Üniversitesi, Michigan Üniversitesi, Lepsiuhaus Potsdam, USC Dornsife (Güney Kaliforniya Edebiyat, Sanat ve Bilimler Koleji) Ermeni Etütleri Enstitüsü ortaklaşa ev sahipliği yapıyorlar. Ama ev sahipliğinde başat rol Sabancı Üniversitesi’ne ait. Bunun gereği olarak çalıştayın hem açılış hem de kapanış konuşmasını Sabancı Üniversitesi adına Hülya Adak yapıyor. Çalıştayın davetiyelerinde ve bilgi notlarında diğer ev sahipleri ile birlikte Sabancı Üniversitesi’nin logosu ve kurumsal kimliği var. Çalıştayın açılış konuşmasında herkese “Hoş Geldiniz” diyecek olan Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Hülya Adak, çalıştaya ayrıca panelist olarak da katılacak.
KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR
Bu nasıl bir bilimsellik ve “Akademik Özgürlük İlkeleri”dir? Siz bilimsel bir çalışma yaptığınızı söyleyeceksiniz ama çalıştaya farklı düşünenleri, “Türkler Ermenilere soykırım yapmamıştır” diyenleri ve bu deyişlerini hukuki ve tarihi belge ve bilgilere dayandıranları davet etmeyeceksiniz ve hatta katılmak için müracaat edenleri engelleyecek ve düşmanlık edeceksiniz, sonra da bunun adı bilimsellik olacak. Siz esasında bilime ve bilimselliğe ihanet ediyorsunuz, bizi ve halkı aptal yerine koyuyorsunuz.
Çalıştaya katılanların hepsi yargısız infaz peşinde ve atalarımızı soykırımcı ilan etme derdinde. Farklı bir görüş yok! Buna Anadolu’da “Kendin pişir, kendin ye” veya “Körler, sağırlar birbirini ağırlar” derler!
ERMENİSTAN BAŞBAKANI BİLE “HAYIR” DİYOR
Birleşmiş Milletler yasaları, tanımlamaları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları; “Soykırım, ancak yetkili bir mahkeme tarafından alınabilen bir karardır” diyor. Sadece hukuk da değil! Tarih de Türklerin Ermenilere soykırım yaptığına dair bir tane dahi belge sunamazken, soykırım yapılmadığına dair bırakın Osmanlı belgelerini, Milletler Cemiyeti, İngiliz, ABD, Rus belgeleri soykırım yapılmadığını gösteriyor. Hatta Ermenistan’ın ilk başbakanı Ovannes Kaçaznuni de “Türkler soykırım yapmadı” diyor. Bunların inkar edilemez belgeleri var!
Sabancı Üniversitesi ise kurumsal kimliği ile bu bilimsel gerçeklerin yok sayıldığı, tek taraflı bir çalıştaya ev sahipliği yaparak; atalarımıza, milletimize, ülkemize, bilime ve bilimselliğe karşı emperyalizm ve Ermeni Diasporası merkezli yalan ve iftira oyununun yönetmenliğine soyunuyor.
SABANCI ÜNİVERSİTESİ’NDE ATATÜRK YOK
Ne yazık ki Sabancı Üniversitesi’nin sicili bozuk. Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine, Atatürk’e ve onun önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimlerine düşmanlık yapanları barındırıyor ve bilimsellik adına savunuyor. Ermeni Diasporasının enerjik militanlarından Halil Berktay, bu üniversiteden! Berktay’ın imzasının olduğu Sabancı Üniversitesi yayınlarında Türkleri Anadolu’dan dışlayan, Anadolu’nun Rumlara ve Ermenilere ait olduğunu söylemeye çalışan yaklaşımları var! Yeminli Atatürk düşmanı Cemil Koçak da Sabancı Üniversitesi’nden. Atatürk için “yeteneksizdi” diyor ve bu yüzden öğrenci aileleri ile bile tartışmış. Yılmaz Dikbaş, Cemil Koçak için “Emperyalizmin ülkemize yönlendirdiği silahın tetiğine basan” anlamında “Tetikçi Profesör” diyor. Daha başkaları da var, şimdilik bu kadarıyla yetinelim.
Atatürk’e karşı tavır, Sabancı Üniversitesi’nin genel bir yaklaşımı. Ama bunu bilimsellik, tarafsızlık ve demokrat olma altında gizliyorlar. Evet, Sabancı Üniversitesi’nde Atatürk yok! Bu husus; 2008-2010 tarihleri arasında Deniz Harp Okulu Komutanı iken, yerleşkelerimizin İstanbul’un ilçesi olan Tuzla’da bulunuyor olması nedeniyle karşılıklı gidiş gelişler sırasında dikkatimi çekmiş ve münasip bir dille ilgililerine ve yetkililerine söylemiştim. Sonuç alamamıştım ve Atatürk hala yok!
HOCAMIZ “KURULUŞ AMAÇLARI BU!” DİYOR
Geçen yazımdan sonra aldığım çok fazla sayıdaki elektronik postalardan bir tanesinde Sabancı Üniversitesi’nde geçmiş dönemde çalışan öğretim üyesi bir profesör;
“Sayın Türker Bey,
Bugünkü yazınızı ilgi ile okudum. Sabancı Üniversitesi’nin eski bir çalışanı olarak; Sabancı Üniversitesi’nin yaptıklarının sonuna kadar farkında olduğunu, zaten bu üniversitenin kuruluş amaçlarından en önemlisinin bu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” diyor, ismi bizde mahfuz hocamız.
Belli ki; Sabancı Üniversitesi, emperyalist bir yalan olan “Ermeni Soykırımı” iddiaları konusunda, belki diğer başka konularda da misyon yüklemiş kendisine! Mayıs 2017’de, Sabancı Üniversitesi’ne bağlı İstanbul Politika Merkezi şemsiyesi altında ve Avrupa Birliği fonları kullanılarak Nareg Seferian’a hazırlatılan rapor, bir anlamda bu misyona yönelik.
Sabancı Ailesi’nden, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’dan ve Sabancı Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu’ndan bize yanıldığımızı göstermelerini, Almanya’daki ihanete ev sahipliği yapmayacaklarını ve katılmayacaklarını açıklamalarını Türk Halkı olarak bekliyoruz.