Hamburg’da sosyal,kültürel ve sportif çalışmalarıyla ön plana çıkan SPD Millletvekili Güngör Yılmaz, Güneş Magazin’e çok özel açıklamalar yaptı. Özellikle kadınlara yönelik projeleri oldukça ses getiren Yılmaz, yeni projelerinin geldiğinin müjdesini verdi.
ELBE EXPRESS/ÖZEL RÖPORTAJ
İŞTE GÜNGÖR YILMAZ RÖPORTAJI
Jamaika Koalisyonu diye adlandırılan CDU-CSU, FDP ve Yeşillerin dağılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Siyaset, insanlar ve ülke geleceği için sorumluluk almak demektir. Bir koalisyon da neticede uzlaşmadır, ödün vermektir. Aynı zamanda bu ödün vermeler partileri seçmenine karşı zor duruma düşürmektedir. FDP bunu göze alamadı ve bir koalisyon hükümetinde açıkçası sorumluluktan kaçtı. Görüşmelerin kırılış noktası bu oldu.
SPD BÜYÜK KOALİSYONA HİÇ İSTEKLİ DEĞİL
Büyük koalisyon mu olacak ya da erken seçim mi?
SPD Genel Başkanı Martin Schulz seçimler sonrası daha ilk açıklamasında, seçmenin büyük koalisyona “hayır” dediğini belirterek, SPD’nin ana muhalefet partisi olarak parlamentoda yerini alacağını söyledi. Ama FDP’nin çekildiğini açıklamasıyla birlikte “Jamaika Koalisyonu” görüşmeleri son bulunca yeni bir durum oluştu. Yukarıda bahsettiğim gibi SPD’nin ülke sorumluluğu bilinciyle hareket etmesi zorunlu oldu. SPD büyük koalisyona hiç istekli değil, zira seçmeninin bir kısmı net bir şekilde bunu istemediğini oyuyla gösterdi. Muhalefette kendini yenileme ve farklılıklarını daha iyi anlaşılır hale getirme şansına sahip olacaktı. Ancak partinin çıkarları mı, ülkenin çıkarları mı daha önemli sorusu ortada.
Cumhurbaşkanı Steinmeier’in çağrısı üzerine ön görüşmelere başlandı. Diğer yandan SPD bu zor durumda, mümkün olduğu kadar çok kendi seçmenlerinin taleplerini, örneğin sağlık sigorta sistemine köklü değişiklik getirecek “halk sigortası”, asgari ücrette belirgin bir artış ve dar gelirlilere vergi indirimi gibi konularda hayata geçirme imkanı yakalayabilir. Şahsi görüşüme göre büyük koalisyonun en büyük dezavantajı, AfD gibi açık ırkçı bir partinin bir anda ana muhalefet partisi konumuna gelmesi. Bu Almanya için ve büyük partilerin geleceği açısından hiç hoş değil ve ayrıca AfD gibi partilerin daha da büyümesine neden olabilir. Böyle bir gelişme her şeyden önce biz göçmen kökenli insanlar için son derece tehlikeli olur.
FARK YARATAN MİLLETVEKİLİ
Hamburg Eyalet Parlamentosundaki vekiller içinde halkta karşılığı olan vekillerin başında geliyorsunuz. İnsanlar istediği zaman size ulaşabiliyor. Halk ile aranızdaki bu bağı nasıl sağladınız?
Bu değerlendirmeniz için öncelikle çok teşekkür ederim. Biz vekilleri oraya gönderen seçmenler, yani halk. Onlar için parlamentodayız. Kendimi hiç elit politik kast üyesi olarak görmedim, halktan soyutlamadım. İşçi ailesi çocuğuyum. Milletvekili olmadan önce de sosyal çalışmaların içindeydim. 1985’de ırkçılıkla mücadele için kurulan Hamburg Türk Toplumunun (TGH) tek kadın kurucu üyesiydim. Yönetiminde yıllarca görev aldım. Hamburg Türk Veliler Birliği yönetiminde bulundum. Halen sürdürdüğüm Menekşe Korosu, Hoşgörülü Kadınlar Sohbet Grubu, Thalia Enternasyonal Abonman Grubu gibi çalışmalarım milletvekili seçilmemden yıllar önce başladı. Dolayısıyla tabir ettiğiniz şekliyle insanlarla hep bağlantı içindeydim. Şöyle diyebilirim; “milletvekili oldum, aman şimdi insanlarla iyi bağlar kurayım” şeklinde düşüncem hiç olmadı, tersine insanlarla iyi bağlarım olduğu için milletvekili seçildim.
KADINLARI EVİNDEN ÇIKARDI
Başta kadın çalışmalarınız olmak üzere yaptığınız projeler oldukça ses getirdi. Biraz bunlardan bahseder misiniz?
Bahsettiğim gibi bu çalışmaların bir kısmı daha önce de vardı. Parlamenter olarak bunları daha da geliştirme, yaygınlaştırma imkanım oldu. Yeni çalışma olarak sağlık, uyum ve kadınların kendileri ve çocukları için bir şeyler yapmaları açısından ücretsiz spor kursu, çocuk tiyatrosu ve en son olarak da çok faydalı olduğuna inandığım Almanca sohbet grupları kurdum. Bu gruplar Türk-Alman buluşması ve kaynaşması, aynı zamanda Almanca geliştirme için son derece güzel ortam yaratıyor. Ayrıca herkese açık olan “Alster’den Elbe’ye – Hamburg’umuzu tanıyalım” başlıklı rehber eşliğinde şehir turları düzenliyorum. Spor dışında, hepsine ilgi beklentilerimin üstünde. Kadınlara özel spor kursuna da aslında ilgi fena değil, ama katılım zaman zaman düzensiz. Daha çok kadın gelirse sevinirim. İlgi duyanlar aşağıda mail adresinden bana yazabilirler.
Bir de çok önemli bulduğum bir çalışmam da şu: Her parlamento oturumu ardından, kısa notlar halinde, önemli konuları kaleme alıp ben de kayıtlı olan tüm adreslere gönderiyorum. Ayrıca basın kanalıyla da bu bilgileri tüm Hamburglulara iletmeye çalışıyorum. Türkçe basın da bu çalışmayı destekliyor ve “Parlamentodan Notlar”ımı yayınlıyor. Hepsine buradan teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Bu anlamda beni destekleyip, milletvekili olarak parlamentoya göndermiş olan Hamburglulara bilgilendirme hizmeti vermiş oluyorum. Parlamento ve halk arasında bir nevi iletişim, bilgi akışı sağlanmasında aracı oluyorum. Gelen eleştirileri titizle değerlendirip, ilgili mercilerle paylaşıyorum. Bu bilgileri isteyen herkes bana mailini gönderip dağıtım listeme dahil olabilir.
Yeni projeleriniz var mı?
Kültür alanında daha yeni bir dizi çok olumlu görüşmelerim oldu. Hamburg’da en çok konuşulan ikinci anadil olan Türkçenin kültür yaşamında da kendisini bulmasını uzun zamandan beri istiyorum. Bu yönde Hamburg’un önemli sahnelerinde seçilmiş oyunların Türkçe üstyazıyla sunulması için çalışmalarım sürüyor. Girişimlerimin yavaş yavaş ürünlerini görmeye başlıyoruz. 13 Şubat 2018’de Brecht’in “Cesaret Ana ve Çocukları” oyunu Hamburg’un en büyük sahnelerinden biri olan Thalia Tiyatrosunda Türkçe üstyazıyla sahnelenen ilk oyun olacak. Bu Almanya genelinde bir ilk olacak. Türkçe üstyazı daha önce de çeşitli Türkiye veya Türkler bağlantısı olan seçilmiş oyunlarda uygulanmış, ama tiyatronun repertuvar oyunları açısından bir ilk olacak. Umarım bu oyuna ilgi çok olur. Böyle girişimlerin devam edebilmesi toplumun ilgisine bağlı. İlgi görmediği zaman devamını istemek zor. Bir nevi pazar kuralı. Alıcısı olmayan ürün piyasaya sürülmüyor. Yine Thalia Tiyatrosu ile işbirliği halinde Hamburglu Türkçe tiyatro grupları için atölye çalışması projesi geliştirmek istiyoruz. Hamburg’da birçok müzik ve tiyatro grupları oluştu. Bu güzel bir gelişme ve onların profesyonel sahnelerle birlikte bir araya gelmeleri bu güzel gelişmeyi destekleyecektir. Çalışmalarımın ağırlık noktasını yeni yılda da kültür ve kadın çalışmaları, zaman zaman da sağlık ve eğitim çalışmaları oluşturacak. Umarım yeni yılda birçok Hamburglu ile karşılaşma, tanıma ve tanışma imkanı bulur, güzel paylaşımlarda buluşuruz.
İletişim için: guengoer.yilmaz@hamburg.de