Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı “Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz, topraklarında gözümüz yok” diyor.
Günümüzde bir ülkeden toprak “çalmak” mümkün değil. Eğer bir ülkeye girerseniz askerinizle, anlaşmalara uygun bir çağrı yoksa, bu kesin “işgalci güç” olur. Ama burada özel durum var, uluslararası kararlara, terör örgütü PKK neden gösterilerek bir gönderme yapılıyor.
Suriye’den tek karış toprak alamaz Türkiye. Böyle bir şeyi düşündüklerini hiç sanmıyorum. Ama başka bir nokta var: Suriye’de “Türkiye’ye bağlı” yönetimler kurmak. Biliyorsunuz Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adındaki Esad muhaliflerinden bir grup, iki yıl önceye kadar Şam’da yönetimi devralacak siyasi- askeri kuruluş olarak desteklenmiş, ABD ile birlikte eğit-donat programına sokulmuş, ABD bu programın iflasını ilan ederek çekilmişti. Ama Türkiye eğitimlerini sürdürdü.
Fırat ve Afrin operasyonlarına bunlar da katılıyor.
Art niyetli abartık sayılar
İktidar yanlısı bazı konuşmacılar, TV’lerde mesela Afrin operasyonuna katılan 5 bin kişiyi aşkın ÖSO güçleri olduğunu sallıyor. Dahası, neredeyse operasyonu ÖSO’ya yaptıracak!
Ama niyeti farklı, ortaya attıkları sorudan anlıyorsunuz: Peki bu operasyonlara destek verenlerin gelecekte Suriye’de durumları, rolleri ne olacak? Amaç Suriye yönetiminde bunlara pay verdirmek.. Veya bulundukları bölgede derebeylik bahşetmek: Savaştı, payını alacak!!
Bu tamamen art niyettir. Utanılacak cinsten…
Ülkeyi yönetenler ÖSO’yu niye besleyip ayakta tutuyor? Suriye’de müdahalelerde kullanmak için. Bu öncelikle kesin bir ülkenin içişlerine karışmaktır ve meşru yönü yoktur. ABD de benzerini yapıyor ve PKK’yi kullanıyor; kıyameti koparıyoruz. Başkası yaparsa kötü, biz yaparsak iyi, olabilir mi?
Bu gücü, Suriye’nin üniter birliğini yeniden kurması, toprak bütünlüğünü sağlaması için destekliyorsan, ne âlâ! Bazılarınız, iyi niyetten öleceksin, diye söyleniyor olabilir!
ÖSO’lara pay…
Hayır, iktidar yanlısı, onlara hukuki vb. statü kazandırmak gerekir diyor, “Esad rejimine karşı”. Sadece ÖSO değil, özellikle İdlib’de konuşlanmış, köktendincilikten ve terör örgütü olmaktan sabıkalı pek çok örgüt de sayılıp dökülüyor bu arada. Heyet Tahrir el Şam, El Kaide’den ayrılma; Ahrar’uş Şam… Bunlar birkaç ay önce birbirlerini öldürüyordu. IŞİD’e de bir şeyler verin bari!
Şam ve Rusya İdlib’de savaş ağalarını dağıtacak gibi gözüküyor. Afrin anlaşmasının ardında büyük olasılıkla bu da var. (Rusya Soçi’ye Kürtlerin de katılacağını açıkladı! Moskova’dan Afrin izninin bir maddesi daha!)
Suriye topraklarında gözümüz yok, açıklamasının dürüst anlamı, ülkenin toprak bütünlüğüne, üniter birliğine saygıdır. Ama gelin görün ki Şam, IŞİD dışında da silahlı örgütlerin işgali altındaki topraklarını da kurtarmak için savaşıyor. Yarın ÖSO’nun yönetiminde olacak toprakları da ülke bütünlüğüne katacak, o zaman ne diyeceksiniz, TSK’yi mi devreye sokacaksınız?
Kendi ülkene yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapamazsın. Gün gelir, devran döner, bunun hesabı önüne konur. Ülkenin zayıflıklarından yararlanma sadece bir orman kanunudur. Türkiye’nin en büyük yararı, Suriye’nin birliğidir.
Suriye’nin yönetim biçimine ülke karar verir. Ama iktidar yandaşlarının “ÖSO – MÖSO ne olacak” sorusunun ardında, Ankara’yı görüyoruz. Ankara’nın egemenleri geçici, bugün var yarın yoklar. Türkiye’ye ileride faturası çıkacak uluslararası yanlış politikalara sapmamalı.
Fatura çok!
Ama diyeceksiniz ki bu iktidarın geride bırakacağı faturalar o kadar çok ki! Mesela: Osmangazi Köprüsü’nde araç geçiş hedefleri tutmayınca, Hazine’ye sadece 1 yıllık maliyet 1.4 milyar TL oldu… Hesaplanan 6.1 milyon araç geçmedi.. Yani biz ödeyeceğiz; ülke gelirlerinden oluşan Hazine’ye bu faturayı çıkartan bu iktidar! Köprü yapım maliyeti dünyada görülmemiş yükseklikte! 6.9 milyar dolar!
Bu yılın ilk 50 gününde de araç geçişlerinde 1.330.389 açık var. İnşaatçılar, siyasiler, işten nemalananlar, Hazine’mize büyük bir hortum bağlamış durumdalar!
Bu ve benzeri sorularla birlikte, Suriye’nin faturası ne olacak, sorusu açık ve demokratik toplumlarda sorulur ve yanıtı istenir. Fakat yanıtın ezer geçeriz olacağından şüphesi olan mı var?!