Bugün (26 Ocak 2018), saat 17:00 itibarıyla Zeytin Dalı Harekâtında yedinci güne girdik. Askerimizden şüphem yok. Sadece ellerinden geleni değil, gelmeyeni de yapıyorlar ve kahramanlık sergiliyorlar. Ama iktidar iradesinin doğruyu yaptığı konusunda çok ciddi şüphelerim var.
Sorun sadece Afrin de değil. İktidar iradesinin yalan yanlış siyaseti nedeniyle, Türkiye teröristlerle güneyinden kuşatıldı. 1240 kilometrelik Irak ve Suriye sınırımızın güneyinde PKK ve uzantıları var. Bu terörist kuşağın sadece 100 kilometrelik bölümünü,26 Ağustos 2017’de başlayan Fırat Kalkanı Harekâtı ile kısmen temizledik.
ZEYTİN DALI HAREKÂTINA LÜZUM OLMAYACAKTI
Bu kuşatılmışlığımızın nedeni; iktidar iradesinin Şam’a ve Bağdat’a yaptığı düşmanlıktır. Bu ülkelerin kuzeyinden parça kopararak,Türkiye’yi büyütebileceğini sandı. Halbuki, eş başkanlığını yaptığı Büyük Ortadoğu Projesine göre Türkiye’den parça koparılacaktı.
İktidar Mart 2011’de Suriye’de başlatılan emperyalizmin vekâlet savaşına odun taşımasaydı,Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın uzantısı PYD egemen olamayacaktı. İsrail, ABD, Suudi Arabistan ve Katar’ın silahlandırdığı, finanse ettiği ve Suriye’ye gönderdiği vekâlet savaşçılarına ve ruh hastası militanlarına destek olunmasaydı, bugün Zeytin Dalı Harekâtına lüzum olmayacaktı.
GEÇMİŞİ BIRAKALIM, GÜNÜMÜZE BAKALIM
“Geçmişi veyapılan hataları bırakalım, günümüze bakalım” derseniz; Afrin’e yönelik olarak başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı haklıdır, meşrudur ve yapılmalıydı! Ama doğru hamlelerle birlikte! Eğer siz, Suriye’nin toprak bütünlüğü Türkiye’nin toprak bütünlüğü demek iken, Suriye’de yangının durdurulması ve istikrarın sağlanması Türkiye’nin güvenliği anlamındayken, Şam Merkezi Hükümetinin Suriye’nin genelinde kontrolü sağlamasının Türkiye’nin çıkarına olmasına rağmen Suriye yönetimi ile tam bir işbirliği yapmıyorsanız; kafanızın arkasında başka bir şey var demektir.
Eğer siz,Suriye’deki emperyalizmin vekâlet savaşında görev almış, kelle koparmış, katliam yapmış Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı altında El Kaide türevicihatçı ve tekfiri gruplarla işbirliği yapıyorsanız; gizli bir gündeminiz var demektir.
YANLIŞ, YANLIŞLA DÜZELTİLEMEZ
İktidar, her fırsatta “Suriye’nin topraklarında gözümüz yok” diyor ama yeterli değil. Atalarımız boşuna söylememiş; “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” diye. Sözler değil, eylemler önemlidir. PKK ile işbirliği yapan bir ülkenin “Türkiye’nin toprak bütünlüğünden ve istikrarından yanayız” demesi ne kadar komik ve inandırıcılıktan uzaksa; ÖSO ile işbirliği yapan bir iradenin “Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız, bir karış toprağında gözümüz yok” demesi o kadar komik ve inandırıcılıktan uzaktır.
Yanlış, yanlışla düzeltilemez! Yanlış adamlarla doğru işler yapılamaz. Tekrar altını çizersek; Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı doğrudur ve elzemdir ama halen icra edildiği şekli ile değil. Buradan, mazisi şan ve şerefle dolu Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri başarı ile çıksa bile; Türkiye’nin güvenliği ve çıkarları açısından gerekli olan siyasi hedeflere ulaşılamaz. Ancak iktidarın şahsi hedeflerine ulaşılır ama Türkiye Ortadoğu bataklığına saplanır, geleceğimiz ve güvenliğimiz daha fazla tehdit altına girer.
İKTİDAR İÇİN İÇ POLİTİKA MALZEMESİ
Afrin’e yönelik harekât başlayalı gündem değişti! Hırsızlıklar, yolsuzluklar, kara para aklamalar, üst düzey siyasilere verilen rüşvet, Man Adası’nda açılan hesaplar ve para aktarma iddiaları gölgede kaldı.
Sonuç olarak Zeytin Dalı Harekâtı, adının seçilmesinden, beraberinde atılan yanlış adımlardan ve medyatik hale getirilmesinden anlaşılmaktadır ki; siyasi iktidar için iç politika malzemesidir, kendisine yönelik yenilir, yutulur ve savunulur olmayan suçlamaları toplumun gözünden kaçırma ve muhalifleri susturma operasyonudur, bununla birlikte 2019 veya duruma göre daha erken yapılabilecek olan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri için bir enstrümandır.
Türker Ertürk