Almanya’daki başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken Evangelische Hochschule für Soziale Arbeit’da ders veren Türkiye ve göç uzmanı Dr. Yaşar Aydın, 24 Haziran’da gerçekleşecek seçimleri Elbe Express’e değerlendirdi.
ELBE EXPRESS/ÖZEL RÖPORTAJ
AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk defa farklı adaylara karşı yarışacak. Bu durumun olumlu yada olumsuz tarafları neler?
Muhalefet partilerinin kendi adaylarıyla ortaya çıkmaları doğru bir yaklaşım. Örneğin Millet İttifak’ı bir çatı aday üzerinde anlaşmış olsaydı bu partilerin tabanında beklenen heyecanı yaratmayabilir, parti örgütleri seçim kampanyalarına var gücüyle asılmayabilirdi. Ki bunu 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gördük. Bunun mevcut Cumhurbaşkanı için şöyle bir dezavantajı da var: Diğer adaylar kendisine yönelirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan birçok rakibe odaklanmak zorunda kalacak. Bunun tabi konsantrasyon açısından zorlukları ortada. Kendisi açısından olumlu taraf ise muhalefetteki adayların – bu özellikle Muharrem İnce ve Meral Akşener için geçerli – ikinci tura kalabilmek için kendi aralarında da bir rekabete girişecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan bundan avantaj sağlayabilir.
24 Haziran seçimleri için öngörüleriniz neler?
Herşeyden önce bu seçimlerin mevcut iktidar için kolay olmayacağını söyleyebiliriz. 16 yıllık bir iktidar var ve işler iyi gitmiyor. Darbe girişimi siyasal istikrarı kırılgan hale getirdi, ülkede olağanüstü hal sürüyor, demokrasi adeta rafa kaldırıldı, kuvvetler ayrımından da söz etmek mümkün değil artık. Artı birçok kişi haksızlığa uğradı, yargının durumu içler acısı ve yargı üzerindeki siyasi baskı çok yoğun. Medya, aydınlar ve gazeteciler üzerinde cidi baskılar oluşturuldu ve muhalefetin bir kısmı da ciddi baskılara maruz kaldı. Bütün bunlar mevcut iktidarın hanesine yazılacak eksiler. Bir de ekonomideki durum da ciddi bir boyut kazandı. Yüksek büyüme ısrarı ekonomik dengeleri bozmuş durumda: Borç stoku ve cari açık bir haylı arttı. Bu da Türk lirasının Dolar ve Euro karşısında değer kaybetmesine yol açtı.
Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz emarelerinin seçimlere etkisi nasıl olur?
Bu tabiiki muhalefetin performansına da bağlı biraz. Eğer mevcut ekonomik durumdan büyük ölçüde hükümetin yanlış politikalarının sorumlu olduğunu halka anlatabilir ve inandırıcı bir çıkış yolu sunabilirse ciddi anlamda puan toplayabilir. Varolan kriz belirtilerinin tabiiki küresel boyutunun olduğu yadsınamaz. Sermaye ve para sahipleri artık yükselmekte olan ülkelerden uzak duruyor, Amerika FED’in faizleri yükseltmesinden sonra yatırımcılar ve para sahipleri için cazip bir ülke haline geldi. Ancak Türkiye’de başgösteren döviz krizinden hükümet, daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan da sorumlu. Merkez Bankası’na yaptığı müdahaleler, Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflerini dikkate almaması, düşük faiz ısrarı, uluslarası kredi derecelendirme kuruluşlarıyla giriştiği polemikler, Türk lirasının düşüşünün ardında uluslararası komplo araması vs. ekonominin bu duruma gelmesine katkı sağladı. Muhalefet bunu halka anlatabilirse puanını artırır.
Muharrem İnce’nin performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Genelde olumlu buluyorum. Halka yakın bir söylemi var, siyasi ve iktisadi konuları basit, herkesin her ortamda anlayabileceği şekilde ifade edebiliyor. Bu önemli bir artı. Bir de demokrasi talebi konusunda inandırıcı. Kendisi 2016’da dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkmış, mecliste parti kararına rağmen alehyte oy kullanmıştı. Muhafazakar kesimlerden oy alma şansı inançlara ve geleneklere saygılı yutumundan dolayı yüksek. Demirtaş’ı ziyaret etmesi de Kürt seçmene olumlu bir sinyal idi.
Ancak dezajantajları da yok değil. Örneğin adaylığı çok geç açıklandı. Daha önceden bir hazırlık süreci yaşamadı. Bu Erdoğan gibi deneyimli bir politikacı karşısında bir dezavantaj. Artı partisi CHP içindeki konumu çok güçlü değil. Bunu aday listesinde gördük. Ayrıca Kılıçdaroğlu ne kadar arkasında, bilemiyoruz. İnce’nin kazanması onun güç kaybetmesi anlamına gelecek sonuçta. Bir fani ve politikacı olarak bunu ne kadar isteyebilir? İnce’nin arkasında ne kadar duracak, ne kadar destek verecek, göreceğiz.
HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş hapiste. Sizce HDP barajı geçer mi?
HDP hem maruz kaldığı baskılardan dolayı güç kaybetti. Belediyelerin kayyum elinde olması HDP’nın olanaklarının kısıtlanması demek. Ayrıca PKK ile arasına sınır çekememesinden, PKK’nın “hendek savaşı” (kalkışması) stratejisine karşı duramadığı için de halk nezdinde bir hayli itibar kaybetti. 2015 Haziran’ındaki coşkuyu göremiyoruz. Ancak bu seçimlerde belirleyici olan “emanet oylar” olacaktır. Birçok kişi HDP’nin baraj altında kalmaması için oyunu bu partiden yana kullanabilir. Çünkü HDP’nin meclise girmesi durumunda iktidar bloku Cumhur İttifakı’nın mecliste çoğunluğu elde etmesi zorlaşacak.