Elbe Express yazarı usta gazeteci Mehmet Atak yine çok ses getirecek bir yazı kaleme aldı.
MEHMET ATAK/ELBE EXPRESS
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Siyasi partilerin amacı, ya tek başına ya da Koalisyon hükümetiyle iktidar olmaktır. Demokratik parlamenter sistemle yönetilen ülkelerde, seçimlerde başarılı olamayan partilerin liderleri ise istifa edip ilk fırsatta kongreye giderek, partinin başına yeni bir Genel Başkan seçilmesine olanak sunarlar. Ama bu gelenek, seçmen bilinçsizliğinin de katkısıyla Türkiye’de maalesef uygulanmıyor.
KAÇ SEÇİMDEN MAĞLUP ÇIKTILAR, YİNE DE ÇEKİLMİYORLAR
2002 Genel Seçimlerinden 2018 yılı 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri dönemine kadarki 16 yıllık süreyi ele alacak olursak..
AKP’nin R. Tayyip Erdoğan ile bir dönem de Ahmet Davutoğlu’nun Genel Başkanlığında katıldığı tüm seçimleri kazanarak iktidar olmasını bir yana bırakalım ve diğer partilerin durumuna bakalım:
AKP karşıtı partilerde siyaset yaparken, iktidara yönelik sert eleştiriler ortaya koyan ama zaman içinde tek tek AKP’ye katılıp çeşitli bakanlıklara getirilen Numan Kurtulmuş (Has Parti), Süleyman Soylu (DP) ve Tuğrul Türkeş (MHP)..
Erdoğan ve iktidarına karşı ağır sözler sarfetmesine rağmen önce Referandum’da Evet deyip, daha sonra da AKP ağırlıklı Cumhur İttifakı’na dahil olarak hem baraj derdi olmadan Meclis’e giren, hem de Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına destek veren 20 yıldır MHP Lideri Devlet Bahçeli ve İttifak sayesinde Meclise giren BBP Genel Başkanı Mustafa Destici..
Seçimlerde yüzde 1 civarında oy almış olmasına rağmen sürekli “Milli Mutabakat Hükümeti” kurulmasını talep eden Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek.. Kılıçdaroğlu’ndan önceki dönemde uzun süre CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal.. 8 yıldır CHP’nin Genel Başkanlığını yapmasına rağmen partisinin oylarını yükseltemeyen Kemal Kılıçdaroğlu.. Ve önce BDP ve şimdilerde HDP Genel Başkanı olan cezaevindeki Selahattin Demirtaş.. Sadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve diğer küçük partilerin başkanları. Bu saydıklarımızın hiç biri, 2002’den bu yana toplam sayısı 16’yı bulan Genel Seçimler, Mahalli Seçimler, Referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanılan Milletvekillikleri ve Belediye Başkanlıkları haricinde başarılı olamadılar; diğer bir tâbirle iktidar yolundaki seçimleri hep kaybettiler. Üstelik de Haziran 2015 Milletvekili seçimlerinde AKP’nin oyu yüzde 40’a düşüp de tek başına iktidar şansı kalmamışken, muhalafet olarak hükümet olma fırsatını oyalamalar sebebiyle tepip, 6 ay sonraki 1 Kasım seçimlerinde iktidarı “altın tepside” yine AKP’ye sundular.
AKŞENER İSTİFA GELENEĞİNİ BAŞLATTI AMA !..
Henüz ilk seçimi olmasından dolayı henüz “Kaybedenler” kategorisine katmadığımız İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı adayı olarak girdiği yarışta umduğunu bulamadı. Fakat daha ilk seçimde 43 Milletvekili ile Meclis’te yer almasına rağmen, kaybedilen Cumhurbaşkanlığı seçimi ve partisinin oy oranı sebebiyle kendisinin sorumlu olduğunu belirtip istifa ederek, özlenen bir geleneği başlatmış oldu.. Yoğun baskılar karşısında Olağanüstü Genel Kurul şartıyla istifasını geri alan ve 12 Ağustos’ta tekrar Genel Başkan seçilen Akşener’in, 24 Haziran seçimleri propaganda dönemindeki bazı mitinglerde “Torunum, Erdoğan’ı ekranda gördüğünde “Öcü” diyor” lafı, siyaset dünyasında bir Cumhurbaşkanına yakışıksız bir hakaret örneği olarak anılacaktır.
******
Eskilerde 3 kere “Boş ol” diyen erkek eşini boşamış olurdu. Halk arasındaki diğer benzer bir terim ise “Üçten dokuza boş ol” sözüydü. Bu sözlerin politikadaki karşılığı ise, “3 seçim kazanamadıysan, koltuğunu terket !” şeklindedir.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN!
