ATATÜRK VE DÜŞMANLARI
01.12.2019 tarihinde Almanya`nın özerk devlet Televizyonu „Das Erste“, yani BİRİNCİ KANALI, ki bu kanalın finansmanı için her aile ayda yaklaşık 20,00 EURO ödemek zorundadır, „UNUTULAN KATLİAM“ adında bir belgesel yayınladı.
Söz konusu belgeseli izlerken, bu belgeseli yapan, ona bilgi ve belgeler ile yardımcı olanlar gerçekten Atatürk`ü tanıyorlarmı diye kendi kendime sordum. Belgeselin hazırlanmasında etkili olan Tuncelili/Dersimli bir vatandaş, kendisince Tunceli katliamını Atatürk yaptı diyecek kadar aymazlaşmış.
Doğrudur, Dersim Bölgesi içerisinde bir katliam yapılmıştır, keşke hiçbir insan katledilmeseydi ve o bölgenin halkı o acıları yaşamasaydı. Fakat, elimizi vicdanımıza koyalım ve şu soruyu soralım: Neden Dersim katliamı yapılmış ve kimler bu katliama sebebiyet vermiştir?
Cumhuriyet kurulduğunda ülkenin neredeyse her bölgesi feodal yapıya sahipti. Bölgeler belirli „Aşiretler“ tarafından kontrol altına alınmış ve birçok aşiret ise Cumhuriyet hükümetini tanımamakta direnmiştir. Kurtuluş Savaşı`nda yenilen İngilizler ve Fransızlar, genel olarak Kürt bölgelerinde ki aşiretleri isyana teşfik etmişlerdir. İsyana kalkışan aşiretlerden biriside Dersim Bölgesi aşiretlerinden Seyit Rıza imiş. Evet Seyit Rıza ve oğlu hukuksuz yargılama sonucu idam edilmişlerdir, bunu eleştirebiliriz.
Seyit Rıza`nın idamını eleştirirken, 32 askerin Seyit Rıza kontrolundaki aşiretler tarafından katledildiğini neden söylemeyiz. Madem ki bir katliamı kamuoyu ile paylaşıyorsun, bu katliamın öncesinide anlatacaksın.
Dersim katliamı ile Mustafa Kemal Atatürk`ün hiçbir ilgisi yoktur. Bir köprünün açılışı için Atatürk`ün Elazığ`a gelmesi sözkonusudur. O bölgenin aşayışından sorumlu olanlar, Atatürk gelmeden Seyit Rıza`nın idam edilmesini sağlamışlardır. Celal Bayar anılarında şöyle der:
Atatürk Elazığ`a geldiğinde ve idamları duyduğunda bana çok sert şekilde bakmıştır. Demek istemiştir ki, bu hatayı nasıl yaparsınız.
O belgesele katkı sağlayan Tuncelili/Dersimli Türk vatandaşı, belki bu belgesel ile kendisine bir çıkar sağlamak istemiştir, yanlış yapmıştır. Türkiye`ye karşı olabilirsin, Atatürk`ü sevmeye bilirsin, fakat bilmelisin ki, Maraş, Antem veya Urfa`da Kürt anaların karnından süngü ile çocukları çıkaranlar İngiliz, Fransız veya diğer işgal kuvetlerinin askerleriydi.
Atatürk`ü Hitler ile kıyaslayan bir belgesel rezaletine alet olan tuncelili insana acırım. Hitler 50 milyon insanın katlinden sorumlu bir faşist iken, Atatürk ülke içerisinde ki bütün ırkları bir ulus yamıştır. Tunceli olayını Atatürk`e mal etmek ve katliamın tıp kı Hitler`in gaz odaları katliamı ile eşleştirmek vicdansızlıktır.
Hiçbir devrim, kendisine karşı baş kaldıranları affetmez. Bu Sovyet Devrimi, Kuba Devrimi veya Fransız İhtilali içinde geçerlidir. Emperyalizme karşı savaş vermiş, ülkeyi yeniden kurmuş ve devrimlerini hayata geçirmek isteyen Cumhuriyet`e baş kaldıran Şeh Sait, Said-i Nursi veya Seyit Rıza gibi dinci veya toprak aşiretlerine karşı hükümet önlem almış ve onları bastırmak için güç kullanılmıştır. Bu gibi dönemlerde kraldan daha kral olan insanlar olmuş ve müdahale ederken güç sınırını aşmışlardır.
Tekrar erdiyorum, keşke Dersim olayları olmasaydı ve o acılar yaşanmasaydı. Fakat, bu olaylardan dolayı Atatürk`ü Hitler ile kıyaslamanın da vican ile bağdaşmıyacağını vurgulamak isterim.
Ne diyelim, Türkiye içerisinde „Dinci vampirler“ ve Türkiye dışında da kendilerine bir yer kapmak istiyenler tarafından Atatürk`e saldırılmaktadır. Üzücü olan ise, Türk hükümeti, Dış İşleri Bakanı veya Büyk Elçi`nin bu konuda her hangi görüş ve tepki belirtmemiş olmasıdır.
DAS ERSTE TV`de yayınlanan Atatürk ile Hitler`i kıyaslayan belgeseli ve onu hazırlayanları kınıyorum.