KANAL İSTANBUL
Bugün Ekrem İmamoğlu`nu dinlerken, Sayın Erdoğan`ın neden bu kadar inatlaştığını düşündüm. Devlet adamı olmak belirli vasıf ve yetenek ister. Devlet adamı acele ve düşünmeden karar vermez veya veremez.
Suriye üzerinde bir Rus uçağını düşürenden sonra, yapılan acele açıklama, hem Türkiye Cumhuriyeti prestijine ve hemde Türk ekonomisine neye mal olduğunu biliyoruz. Şimdi ise Kanal İstanbul denen bir ucubeyi alel acele hayata geçirmek isteyen Sayın Erdoğan, neyi amaçlamakta veya kimlere ne sözler verdi, onun açıklanması gerekir.
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı İmamoğlu, bilimsel olarak Kanal İstanbul`un risklerini en ince detaylarına kadar açıkladı. Projeden sorumlu olan sözde Çevre Bakanı`nın ne kadar bilgisiz olduğunu kamuoyu ile paylaştı. Yüzlerce milyon metrekare tarım arazısının yok olacağını, Terkos ve diğer barajlara tuzlu su karışımı ile, İstanbul halkının suzuzlukla karşı karşıya kalacağını en ince noktalarına kadar açıkladı.
Soru şu, bu Kanal İstanbul projesi kim veya kimler tarafından ve ne amaçla Erdoğan`a dayatıldı. Yoksa Trump`ın Erdoğan ile iyi anlaşıyoruz demesinin arkasında İstanbul Boğazı ve Montrö Anlaşmaı`nın delinmesimi yatmakta, bunun açıklanması gerekmezmi?
Kanal İstanbl projesinin arkasında Katar ailesimi var, var ise bunun açıklanması gerekmezmi?
Kanal İstanbul için harcanması düşünülen yaklaşık 75 milyar dolar ile, İstanbul depremi için rizk taşıyan binaların yernilenmesi iyi olmazmı?
Kanal İstanbul bir rant projesidir ve İmamoğlu`nun dediği gibi bir Cinayet Projesidir. Türkiye ve İstanbul`un kaderini değiştirecek Kanal İstanbul için hazırlanan ÇED Raporunda bir jeoloji Profösörünün olmaması bir utanç değilmi?
Madem ki, Kanal İstanbul`un yapılması Türkiye için çok önemli, böyle önemli bir projenin yapılmasına bir adam değil, bütün İstanbul veya Türkiye halkı karar vermelidir. Hanı sıkıştığınızda referanduma gidiyorsunuzya, buyurun Kanal İstanbul`u referanduma götürelim.
Halep oradaysa arşin burada. Kanal İstanbul`u referanduma götürmek cesaret ister. Yani diyorum ki, Halep oradaysa arşin burada, hodri meydan.
Beyler bu ülkeye yeteri kadar ihanet ettiniz, bari bundan sonra ihanetinizi sürdürmeyiniz.
