ALLAH`IN PARMAĞI YOK Kİ, GÖZÜNÜ ÇIKARTSIN
Anadolu`da haksızlık yapan ve her hangi bir olayla karşılaşana, Allah`ın parmağı yok ki, gözünü çıkarsın, derler. Çok doğru bir söz, tamda bugünlerde yaşadığımız felakete cup diye otoruyor.
Daha düne kadar, bütün dünya ne ile meşguldü? Suriye veya Libya gibi devletlerde daha kaç insan öldürürsek, biz kazançlı çıkar veya masadaki yerimizi sağlamlaştırırız diye hesap yapılıyorlardı. Amerika bize Patriod verecekmi, S 400 ne olacak, bunun hesaplarını yapanlar, nedense son günlerde meydanlarda yoktur.
Amerika dünyanın hakimi benim, ben ne dersem o olur diyordu. Rusya ise, yok öyle basit lokma, ben olduğum sürece, senin Akdeniz`de hiçbir hükmün olmaz diyerek, Amerika`ya kafa tutuyordu.
Türkiye hükümeti ise ülkenin içindeki sorunları halkdan kaçırmak için, İdlib ile yatıp İdlib ile kalkıyordu. O kadar ileri gidiyorduk ki, bu kadar şehit verdik, fakat biz binlerce Suriye askerini öldürdük diye sevinenler oluyordu. Sonunda ölenlerin insan olduğunu unutuyor, hırslarımızın esiri oluyorduk.
Bakarmısınız, bir mikrop bütün vicdansızları hizaya getirdi. Koca koça ülkeler veya devleti demnir yumruklar ile yönetenlerin, ne kadar aciz oldukları ulu orta görülür oldu.
Suriye, Libya, İrak, Yemen veya Sudan`a bombaları yağdıranlar, öldürdükleri yüzbinlerce candan zevk alanların, sıra kendilerine geldiğinde, ne kadar korkak ve aciz olduklarını gördük.. Buda beni sevindiriyor, çünkü savaşı destekliyenler, bir virusa yenik düştüler.
Dedimya, Allah`ın parmakları yok ki, gözünü çıkarsın. Ürettiğiniz silahlar ile doğayı ve insanlığı yok ederken, birgün ilahi bir gücün sizleride yok edeceğini hiç düşünmediniz. Çünkü, sizler saraylarınıza, uçaklarınıza, silahlarınıza veya ilaç fabrikalarınıza güveniyordunuz.
Fakat, Pir Sultan`ın dediğini hep unutuyordunuz, ne diyordu Pir Sultan? Güvendiğiniz Padışahın, oda birgün yok olacak. Sizler, yani dünyanın hükümdarı olduklarını sananlar, aslında sizler bir hiçmişiniz.
Gerici, yobaz ve Cumhuriyet düşmanları, yıllarca bu Millet`e yalan söylediler. Dediler ki, ey CeHaPe ve İsmet İnönü, siz camileri ahır ve samanık yaptınız, bu milletin ibadet ettikleri yerleri yıktınız. Bunlar hep iftiraydı ve yalandı.
Dedimya, Allah`ın parmağı yok ki, gözünü çıkarsın. Demek ki, olağan üstü durumlarda devleti yönetenler, olağanüstü kararlar almak zorunda kalıyorlarmış. O günlerde, yani ikinci dünya savaşı esnasında, bazı camilere gida maddeleri doldurulmuştur, doğrudur. Fakat, sizler ne yaptınız, bütün camileri kapatmak zorunda kaldınız ve doğruda yaptınız. Bundan dolayı sizleri suçlamıyorum ve alınan kararı sonuna kadar destekliyor ve doğru buluyorum. Çünkü insan sağlığı çok önemli, insan olmazsa camilerde namazı kim kılacak.
Fakat bunca yıllar hakaret ve iftira ettiğiniz Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü`den bir özür dileseniz diyorum.