19.5 C
Hamburg
Cumartesi, Haziran 8, 2024

MUHALİF OLMAK SUÇMU?

MUHALİF OLMAK SUÇMU?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası`nın 2. Maddesi şöyle der:

Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Eger ki, Türkiye Cumhuriyeti halen bir hukuk devleti ise, her vatandaşın hükümetin almış olduğu kararları, çıkartmak istediği yasaları, hazırladığı bütçeyi veya yatırımları onaylama hakkı olduğu kadar, eleştirme hakkı ve hukuku vardır.

Eğer ki, herkes aynı düşüncede olacaksa, o zaman demokrasi uğruna mücadele verenler, o mücadelelerini boşunamı yaptılar?

Ben hükümetin almış olduğu aşağıda belirtilen kararlara karşı çıkıyor ve eleştiriyorum:

İstanbul, Ankara veya İzmir Belediyeleri tarafından yapılan bağış kampanyasının İç İşleri Bakanı tarafından yasaklanması ve hesapların bloka edilmesini eleştiriyorum, yasaklanmamalıydı.

Başta Eskişehir olomak üzere, birçok muhalif belediyelerin halka yemek verdikleri AŞEVLERİNİN yasaklanması, yine kanunsuzdur, hukuksuzdur ve vicdansızlıktır. 1995 senesinden beri hizmet veren Aşevlerini yasaklamanın kime faydası var.Bunu eleştiriyor ve haksız buluyorum.

Maske ve kolonya dağıtımını yaparken, maske ve kolonyanın konduğu torbanın üzerinde „Sayın Cumhurbaşkanımz Erdoğan`ın hediyesidir“ yazılmasını elestiriyorum. O torbalar Sayın Cumhurbaşkanı`nın kendi parası ile değil, hepimizin parası ile dağıtılmaktadır; bunu eleştiriyorum.

Haftalardır Bilim Kurulu veya İstanbul, Ankara veya İzmir gibi Büyük Şehir Belediye Başkanlarının soğağa çıkma yasağı talepleri hükümet tarafından dikkate alınmamıştır, bunu eleştiriyorum.

Sağlık Bakanı tarafından yapılan basın toplantısından yaklaşık iki saat sonra, iki gün için sokağa çıkma yasağının açıklanması, halkın sağlığını dahada tehlikeye düşürmüştür, bunu eleştiriyorum.

Halka maske dağıtımını dahi başaramıyan hükümetin, Korona krizi ile mücadelede başarılı olamıyacağını düşünüyor ve kriz ile ilgili icraatlarını eleştiriyorum.

Hükümetin tek amacı var, oda şu: Korona krizini kendi iktidarını sürdürebilmek için, kendi menfatine dönüştürmektir. Hükümetin amacı, başta İstanbul, Ankara veya İzmir Belediye Başkanlarını başarısız kılmak için, ellerinden gelen bütün kanunsuzlukları uygulamaktır ve ben bu kanunsuzlukları eleştiriyorum.

Korona Virüsü ile mücadelede kimin başarılı olacağı önemli değil, kimin yaşıyacağı çok önemlidir.

Bu yazıyı yazarken Meclis`de Af Yasası görüşülüyor. Üzülerek belirtmek istiyorum ki, muhalefet tarafından verilen değişiklik önerileri AKP ve MHP üyeleri tarafından red edilmektedir. O zaman sormak gerekmezmi, madem ki muhalefetin hiçbir önerisini kabul etmiyeceksiniz, o zaman neden Meclis`de tartışıyorsunuz?

Türkiye Cumhuriyeti baskıcı ve tek adam tarafından yönetilmektedir. Bugün halen yürürlükte bulunan Anayasa`nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesi geçersiz kılınmıştır.

Her zorda kaldığınızda, biz hepimiz aynı gemideyiz diyorsunuz. Hayır, biz sizin ile aynı gemide değiliz. Sizin geminizde devletden ihale alanlar, haksız yere kazanç sağlayanlar, Millet`in anasına ko……lar, çıkar çevreleri, dini çıkar için kullananlar veya adaletsizliği, eşitsizliği, hilakarlığı ve hak yemeyi ilke edenler ile aynı gemidesiniz. Onun için, bizim sizin ile aynı gemide olmamız mümkün deil.

Gün kin ve nefret günü değil, gün iktidar tarafından muhalefetin eleştiri ve önerileri dikkate alma günüdür.

Eğer sokağa çıkma yasağına yalnız Cumhurbaşkanıkarar vermiş ise, ki, İç İşleri Bakanı böyle diyor, o zaman bu ülkenin demokratik bir hukuk devleti olduğunu söylemek, insanın aklı ile oynamaktır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

MUHALİF OLMAK SUÇMU?

MUHALİF OLMAK SUÇMU?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası`nın 2. Maddesi şöyle der:

Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Eger ki, Türkiye Cumhuriyeti halen bir hukuk devleti ise, her vatandaşın hükümetin almış olduğu kararları, çıkartmak istediği yasaları, hazırladığı bütçeyi veya yatırımları onaylama hakkı olduğu kadar, eleştirme hakkı ve hukuku vardır.

Eğer ki, herkes aynı düşüncede olacaksa, o zaman demokrasi uğruna mücadele verenler, o mücadelelerini boşunamı yaptılar?

Ben hükümetin almış olduğu aşağıda belirtilen kararlara karşı çıkıyor ve eleştiriyorum:

İstanbul, Ankara veya İzmir Belediyeleri tarafından yapılan bağış kampanyasının İç İşleri Bakanı tarafından yasaklanması ve hesapların bloka edilmesini eleştiriyorum, yasaklanmamalıydı.

Başta Eskişehir olomak üzere, birçok muhalif belediyelerin halka yemek verdikleri AŞEVLERİNİN yasaklanması, yine kanunsuzdur, hukuksuzdur ve vicdansızlıktır. 1995 senesinden beri hizmet veren Aşevlerini yasaklamanın kime faydası var.Bunu eleştiriyor ve haksız buluyorum.

Maske ve kolonya dağıtımını yaparken, maske ve kolonyanın konduğu torbanın üzerinde „Sayın Cumhurbaşkanımz Erdoğan`ın hediyesidir“ yazılmasını elestiriyorum. O torbalar Sayın Cumhurbaşkanı`nın kendi parası ile değil, hepimizin parası ile dağıtılmaktadır; bunu eleştiriyorum.

Haftalardır Bilim Kurulu veya İstanbul, Ankara veya İzmir gibi Büyük Şehir Belediye Başkanlarının soğağa çıkma yasağı talepleri hükümet tarafından dikkate alınmamıştır, bunu eleştiriyorum.

Sağlık Bakanı tarafından yapılan basın toplantısından yaklaşık iki saat sonra, iki gün için sokağa çıkma yasağının açıklanması, halkın sağlığını dahada tehlikeye düşürmüştür, bunu eleştiriyorum.

Halka maske dağıtımını dahi başaramıyan hükümetin, Korona krizi ile mücadelede başarılı olamıyacağını düşünüyor ve kriz ile ilgili icraatlarını eleştiriyorum.

Hükümetin tek amacı var, oda şu: Korona krizini kendi iktidarını sürdürebilmek için, kendi menfatine dönüştürmektir. Hükümetin amacı, başta İstanbul, Ankara veya İzmir Belediye Başkanlarını başarısız kılmak için, ellerinden gelen bütün kanunsuzlukları uygulamaktır ve ben bu kanunsuzlukları eleştiriyorum.

Korona Virüsü ile mücadelede kimin başarılı olacağı önemli değil, kimin yaşıyacağı çok önemlidir.

Bu yazıyı yazarken Meclis`de Af Yasası görüşülüyor. Üzülerek belirtmek istiyorum ki, muhalefet tarafından verilen değişiklik önerileri AKP ve MHP üyeleri tarafından red edilmektedir. O zaman sormak gerekmezmi, madem ki muhalefetin hiçbir önerisini kabul etmiyeceksiniz, o zaman neden Meclis`de tartışıyorsunuz?

Türkiye Cumhuriyeti baskıcı ve tek adam tarafından yönetilmektedir. Bugün halen yürürlükte bulunan Anayasa`nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesi geçersiz kılınmıştır.

Her zorda kaldığınızda, biz hepimiz aynı gemideyiz diyorsunuz. Hayır, biz sizin ile aynı gemide değiliz. Sizin geminizde devletden ihale alanlar, haksız yere kazanç sağlayanlar, Millet`in anasına ko……lar, çıkar çevreleri, dini çıkar için kullananlar veya adaletsizliği, eşitsizliği, hilakarlığı ve hak yemeyi ilke edenler ile aynı gemidesiniz. Onun için, bizim sizin ile aynı gemide olmamız mümkün deil.

Gün kin ve nefret günü değil, gün iktidar tarafından muhalefetin eleştiri ve önerileri dikkate alma günüdür.

Eğer sokağa çıkma yasağına yalnız Cumhurbaşkanıkarar vermiş ise, ki, İç İşleri Bakanı böyle diyor, o zaman bu ülkenin demokratik bir hukuk devleti olduğunu söylemek, insanın aklı ile oynamaktır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER