SUSMAYIN
Ülkenin Anayasası, Ceza Yasası değiştiriliyor, Af Yasası çıkartılıyor, gazeteciler, Siyasi Parti Genel Başkanı, Millet Vekilleri, Belediye Başkanları tutuklanıyor, Hukuk Fakülteleri`nden bir Allah`ın Profösörü, Dekanı veya Öğretim Üyesi çıkıp görüş belirtmiyor.
Ey isimlerinin önünde bilim adamı unvanını taşıyan Profösörler, Doçentler veya Doktorlar SUSMAYIN, eğer hukuksuzluğun karşısında susarsanız, birgün hukuksuzluğa uğradığınızda, sizi savunacak Hukuk arasınız.
Ülkenin doğası katledilirken, yani ormanları yağmalanırken, dereleri, çayları kurutulurken, gölleri ve denizleri kirletilirken, örneğin SALDA GÖLÜ talan edilirken, Ziraat Fakültesi Profösörleri, Dekanları veya öğretim üyelerinden tık yoktur.
Ey isimlerinin önünde bilim adamı unvanını taşıyan Profösörler, Doçentler veya Doktorlar SUSMAYIN! Bilmenizi isterim ki, bu doğa sizlerin ve çocuklarınızın yaşamı için çok önemli. Biliyormusunuz, sizler sustuğunuz ve doğa katliamlarına karşı çıkmadığınız için, bizler bugün Korona Virüsü ile mücadele etmek zorundayız.
Ülkenin ekonomisi çıkmaza sürüklenirken, yeni fabrikaların yerine gökdelenler dikilirken, işsizlik sayıları hergün artarken, genç işsizlerin oranı %25 leri geçmişken, enfilasyon veya faiz yükselirken, Türk Lirası yabancı paralar karşısında değer kayıp ederken, ülke hergün daha fazla borçlanırken, itibardan tasaruf edilmez diye halkın parası çar çur edilirken, İşletme veya İktisat Fatülte`lerinin Dekanları, Profösörleri, Doçentleri veya Öğretim Üyeleri SUSMAYIN!
Ülkenin Tıp fakülteleri Rektörleri, Dekanları, Profösörleri veya sağlık çalışanları, ülkenin sağlık sorunları karşısında SUSMAYIN. Bilmelisiniz ki, sizler bütün insanların yaşaması için varsınız. Tabi ki, PANDEMİ ile mücadelede büyük çaba sarfediyorsunuz, sizlere minnettarız. Fakat, Sağlık Bakanı tarafından açıklanan verilerin inandırıcı olduğundan kuşku duyulmakta. Sağlık Bilim Kurulu üyeleri, kurulda ki görüşmelerin ve alınan kararların Kamuoyu ile paylaşılmasını neden talep etmiyor ve SUSUYORSUNUZ?
Şehirlerimiz yaşanamaz hale getirilirken, şehirlerin yeşil alanları talan edilirken, geçiş, yolcu veya hasta garatili köprüler, Oto Yollar, Tuneller, Hava Alanlar, Şehir Hastaneleri yapılırken, Mimar ve Mühendislik Fakulteleri`nin Profösörleri, Dekanları veya Öğretim Üyeleri neden SUSUYORSUNUZ?
Eğer bu haksızlıklara müdahale etmiyor ve engel olmak için çaba harcamıyorsanız, bu ülkenin geleceğine en büyük ihaneti sizler yapıyorsunuz demektir.
Taraf olmayan beri taraf olur diyenlere karşı, hayır bizler kimsenin tarafı değiliz, bizler bağımsız yargının, Demokrasınin ve Adaletin yanındayız diyemiyen ve gerçekleri açık açık söyleyemiyen TOBB, TÜSİAD, MÜSİAT veya Sendikalar neden SUSUYORSUNUZ?
Eğer bu haksızlıklara karşı durmaz ve biat ederseniz, bilmelisiniz ki, ancak kullanma tarihine kadar değeriniz vardır.
Konuşmalarında birik, beraberlik ve dayanışmadan söz eden Sayın Cumhurbaşkanı, neden kendi partinızdan olmayan Belediye Başkanları ile dayanışma içerisinde olmuyorsunuz? Bilmelisiniz ki, bu ülkede Korona Virüsü ile ancak birlikte mücadele edersek, başarılı oluruz.
Eğer ülkenin ekonomisi bozulmuş, doğası tahrip edilmiş, tarımı yok olmuş, insanlar salgın hastalıkdan ölüyorsa, sizin Cumhurbaşkanı olarak görev yapmanızın bir anlamı kalırmı?
Hanı, O Büyük Mevlane diyorya,
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
