Cumhuriyet Gazetesi yazarı Aykut Küçükkaya, gazeteye son dönemde yapılan baskılara karşı çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
ELBE EXPRESS/KONUK YAZAR
Cumhuriyet’i korkutamazsınız…
İnsanın son bir haftadır iktidar yandaşı gazetelerde yazılanı çizileni okuyunca, “Sen neymişsin be Cumhuriyet” diyesi geliyor… Nasıl gelmesin!.. Bir çardak, şömine haberi yaptık… İktidar basınında ne FETÖ’cülüğümüz kaldı, ne terör örgütü PKK’ciliğimiz…
7 Eylül 2018 tarihinde Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu tarafından 27 yıldır çalıştığım gazeteme Genel Yayın Yönetmeni olarak atanınca, kimi haddini bilmezler de “Cumhuriyet, Saray’ın emrinde olacak” yalanını ortaya atmıştı. Yalanlarında boğuldular!..
Genel yayın yönetmenliğimin birinci haftasında bu yalana yönelik ilk ve son röportajımı Halk TV’de Enver Aysever’e vermiştim. Yaklaşık 20 ay önce 16 Eylül 2018 tarihinde televizyonda şunları söylemişim:
“Yetmez ama evetçi bir kadro, gazetemizin genleriyle oynamaya çalıştı. Atatürk bizim kırmızı çizgimiz. Bizim kırmızı çizgilerimizden biri de cemaat. 7 Eylül 2018’den önce cemaatle ilgili eleştiri dozajı düşmüştür. Ve bu, gazete içinde tepki yaratmıştır. Biz yıllardır Fethullah Gülen’in ipliğini pazara çıkarmış bir gazeteyiz. Ne iktidardan ne cemaatten korkacağız.”
Evet… Ne iktidardan korktuk ne de terör örgütlerinden…
***
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta kiraladığı vakıf arazisindeki çardak ile şömine yıkılınca, hadi sizin deyişinizle sökülünce bir kıyamet koptu. Sanki biz söktük!.. Belediye “izinsiz” diye söktü, biz de haberini yaptık. Ne yapacaktık!.. Yazmayacak mıydık?
O da ne!.. “Altun hakkında haber yapamazsınız” diyen yandaş kalemler, gazetelerinden, televizyonlarından saldırıya geçti. Fethullah Gülen’den icazet alan, saatler alan, hediyeler alanlar da sıraya geçti. Ellerinde yetki olsa adını Atatürk’ün koyduğu, kuruluş parasını Atatürk’ün verdiği 96 yıllık çınarımızı kapatacaklar!..
Neymiş FETÖ’cüymüşüz!..
Hemen bu yazının yanındaki manşetler son bir buçuk yıla ait… Kim attı bu manşetleri!.. Eski yol arkadaşları olarak yandaş gazetelerinizde sizler atacak değilsiniz ya… Tabii ki biz attık!..
Neymiş PKK’ciymişiz!..
Ya siz neden bahsediyorsunuz! Biz, yazarını eli kanlı terör örgütü PKK’nin alçak saldırısında kurban vermiş bir gazetenin emekçileriyiz. Ne çabuk unuttunuz… Bir seçim uğruna tüm söylemlerinizden vazgeçip terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşini konuşturup oy hesabı yaptığınızı, bunu alkışlattığınızı. Efendiler… Siz hâlâ Mehmetçik’in kanı üzerinden kurulan Habur’daki çadır mahkemelerini alkışlamanın hesabını bile vermediniz!..
Gelelim Fahrettin Altun olayına… Bu ne demek oluyor biliyor musunuz? FETÖ’yü yazabilirsiniz, terör örgütü PKK’yi yazabilirsiniz… Ama iktidara dokunamazsınız!.. İktidara dokunursanız, sizi FETÖ’cü, sizi PKK’li ilan ederiz!… O “bizim ‘beka’ meselemiz!..”
Bizim tek beka meselemiz var. O da misak-i milli sınırları içerisinde Atatürk’ün kurduğu laik demokratik Cumhuriyetin sonsuza dek yaşaması!..
***
Evet… Bir yerden emir aldılar, Cumhuriyet’i hedefe koydular. Aslına bakarsanız Cumhuriyet emekçilerine, “İktidarı rahatsız edecek haberler yaparsanız yandaş kalemlerimiz hazır. Sizi FETÖ’cü, sizi PKK’ci ilan ederiz. Üstüne de bir terör soruşturması! Gerisini siz düşünün” diyorlar!..