Evet, YA+SAK kelimesini iki hece halinde yazdım, neden?
Yasak kelimesinin ilk hecesi YA konuşurken ve okunurken yumuşaktır. Fakat, arkasına eklediğimiz SAK hecesi hem okunurken ve hemde konuşurken sert vurgu ile seslendirilir.
YA yumuşak ve okşayan bir hece olurken, SAK sert ve birazda ürperdicidir.
Son günlerde basın ve yayın kuruluşlarına karşı birçok yasak getiriliyor. Örneğin
HALKTV, TELE1, FOXTV ve HABER TÜRKTV gibi muhalif televizyonlara, arka arkaya yayın durdurma veya para cezası verilmekte. Bunların içerisinde HalkTV ve Tele1 zaten çok zor koşullarda, genelde seyirci desteği ile yayınlarını sürdürmektedir. Zaten bu televizyonlara reklam kısıtlaması getirilmekte. FOXTV ve HABER TÜRKTV muhalif de olsalar, onlara reklam kısıtlaması getirilmemekte.
HalkTV`de proğram yapan yılların duayen gazetecisi ve televizyon sunucusu Ayşenur Aslan`ın proğramına, Millet Vekili Ahmet Şık`ın yaptığı konuşmadan dolayı beş yayın yasağı getirilmiş. Proğramın sunucusunun konuşmasından değil, konuğu olan Millet Vekili`nin konuşmasından dolayı ceza verilmiş.
Yine HalkTV`de prooğram yapan Şirin Payzın`ın konuğu olan, CHP İstanbul İl Başkanı Canan kaftancıoğlu`nun seçim konusundaki cevabından dolayı beş yayın ve reklam gelirlerinin %5`i kadar para cezası verilmiş.Haber TürkTV`y eise Meral Akşener`in konuşmasından dolayı ceza verilmiş.
Tele1`de Can Ataklı tarafından sunulan proğrama, yine beş yayın cezası verilmiş. Terle1 TV`ye bir ay içerisinde dört ceza kesilmiş. Kim tarafından, RTÜK tarafından.
Dün HalkTV ve diğerlerine verilen cezaları sosyal medyadan duyurmuştum. Bir arkadaşım şöyle bir cevep yazmış:
„Doğru tarafsız konuşsalar ceza almazlar. FOXTV dinleyince, sanki ayrı bir ülkenin televizyonu gibi“.
Bende kendisine şöyle cevap verdim: O zaman ikimiz aynı düşünmek zorundayız, fakat bu mümkün değil.
Doğru ve tarafsız olurlarsa ceza kesilmiyecekmiş. Burada sorulması gereken soru şu: DOĞRU VE TARAFSIZ OLMAK nedir?
Hükümeti eleştirmiyeceksin, padışahım çok yaşa diyeceksin, Başkan Erdoğan bütün dünyayı dize getirdi diyeceksin, maske konusu veya işsizliği eleştirmiyeceksin, hayat pahalılığı veya dövizde ki yükselişi asla söz konusu etmiyeceksin,muhalif belediyelerin başarılarını asla gündeme getirmiyeceksin, işte o zaman tarafsız ve doğru habercisin.
Allah akıllar versin sevgili arkadaşıma, basın taraflıdır, yani halkının yanında olur ve hükümetleri eleştirir.Basının görevi yanlışı tespit etmek. Doğru övmesine veya haber yapmasına gerek yoktur, iktidarlar hizmet için vardır.
Örneğin Ayşenur Aslan, Şirin Payzın ve Can Ataklı gibi gazeteci ve televizyoncular yıllarını „Merkez Medyada“, şimdi yokya, geçirmiş ve birçok ödül almış tecrübeli şahsiyetler.
BDDK aldığı kararında, bundan sonra döviz ile yapılacak haberlerde, döviz yükselişi veya spekülasyonları üzerine eleştiri veya haber yapılmıyacakmış. Böyle bir ülkede demokrasi olduğu veya basının özgür olduğu söylenebilirmi?
Öyleyse doğru ve tarafsız olmak için üç kelimeyi ilke edinmen gerekiyor: GÖRMEDİM, DUYMADIM ve SÖYLEMEDİM.
Dünyada basını susturan ve yargıyı kendi egemenliği altına alan iktidarlar, sonunda çok başarısız olmuşlardır. Bakarmısınız, Sovyet Ordusu Berlin`i işgal edene kadar Almanlar, Alman ordusunun Leningrad`ı teslim aldığını ve Moskova kapılarına dayandığına inanıyorlardı.
Yasak ve cezalarla iktidarınızı bir süre daha sürdüre bilirsiniz, fakat sonunda iktidarı kayıp edersiniz.
Sayın Cumhurbaşkanı`nın başka emelleri yoksa, ülkeye gerçek demokrasi, hukun üstünlüğü ve basın özgürlüğünü, demokratik ülkelerin standartlarına getirirdi. İşte o zaman Sayın Erdoğan altın harflerle tarih sayfalarına yazılırdı.
Ne iyi olurdu değilmi?