NSU cinayetleri, Göçmen kökenlilerin hakları, Çifte vatandaşlık, Müslüman ve Alevilerle devlet anlaşması ve Okul öncesi eğitime kadar birçok önemli konuyu Hamburg Parlamentosu’na taşıyan SPD Milletvekili Kazım Abacı, yeni dönemdeki hedeflerini Elbe Express‘e açıkladı.
ELBE EXPRESS/ÖZEL RÖPORTAJ
15 Şubat 2015’de yapılacak Hamburg Eyalet Parlamentosu seçimlerinde Başbakan Olaf Schloz, halkla kurduğu yakın ilişkiler ve geliştirdiği projelerle meclisin en çalışkan ve başarılı milletvekillerinden biri olan Kazım Abacı‘yı kendi kontejanından 13.sıradan aday gösterdi. Kazım Abacı, SPD’nin gerçekleştirdiği politikaları, kendi çalışmaları ve seçilirse yeni dönem vizyonunu Elbe Express‘e anlattı. Birçok adayın yarışacağı seçimlerde yalnızca seçilme şansı olan adayların desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Abacı, sorularımızı samimi bir şekilde yanıtladı.
CDU VE YEŞİLLER HÜKÜMETİNİN YANLIŞ POLİTİKALARINI DÜZELTTİK
*Sayın Abacı, Parlamento’da aradan geçen 4 yıla baktığımızda SPD olarak neler yaptınız?
Siyasetçiler seçimlerden önce çok şey konuşurlar ama seçimden sonra bu vaadlerini unuturlar ve çoğunu yerine getirmezler, diye bir algı var. Oysa biz bu konuda verdiğimiz bütün sözleri yerine getirdik. Verdiğimiz sözlere gelirsek; birincisi kreşlerde CDU ve Yeşiller’in yükseltiği kreş ücretlerini geri alacağımızı söyledik, bunu geri aldık. Kreşlerin yarım günlük ve ücretsiz olacağını söyledik ve bunu da yaptık. İkinci olarak okulları tam gün yapacağız sözünü verdik, bunu gerçekleştirdik. CDU ve Yeşiller’in getirdiği Üniversite harçlarını geri alacağımızı söyledik ve bu düzenlemeyi gerçekleştirdik. Bir anlamda CDU ve Yeşiller hükümetinin yaptığı yanlışları düzelterek halka yüzümüzü döndük. Böylece hangi sosyal, kültürel ya da etnik kökenden gelirse gelsin kreşler, okullar ve üniversiteler bedava olmalıydı sözünü verdik ve bu hedefimiz gerçekleştirdik.
HER SENE 6 BİN KONUT YAPTIK
*Tamam, güzel, doğru da, peki Hamburg’da hangi yeniliklere imza attınız?
Hamburg gelişen bir kent. Hamburg’da son 10-15 yıldır hemen hemen hiç bir sosyal konut yapılmadı. Özellikle dar gelirli insanların ödeyebileceği kiralık konutlar yoktu. Biz, seçimden önce senede en az 6 bin konut yapılacağı ve bunlardan en az 2 bin tanesinin sosyal konut olacağı sözünü verdik ve bu hedefimizi gerçekleştirdik.
Özellikle göçmen kökenli insanların belirli semtlerde yüksek kiraları ödemeyedikleri için Hamburg dışına veya uzak semtlere taşınmaları söz konusu. Bunun önüne geçmek için sosyal politikalar geliştirdik.
*Ya diğer sözleriniz ?
Gerçekleştirdiğimiz diğer sözümüz ise okulu bitiren gençlerimizin ya bir meslek eğitimine ya da üniversiteye devam etmelerini sağlamaktı. Bunun için de meslek edindirme kuruluşlarıyla yaptığımız ortak çalışmayla bunu büyük oranda sağladık.
Bir başka sonuçlandırdığımız başarımız ise, Müslüman ve Alevi Toplumu’yla yaptığımız Devlet Anlaşması oldu. Hamburg’un daha önce Hristiyan ve Musevi cemaatleriyle yaptığı sözleşmeler vardı. CDU-Yeşiller hükümeti, Müslüman ve Alevilerle sözleşme yapacaklarını söylemelerine rağmen bunu yerine getirememiştir. Biz iktidara geldikten 1 yıl sonra bu sözleşmeyi hayata geçirdik.
Bir başka önceliğimiz de diplomaların tanınmasıydı ve bunu Almanya genelinde yapan ilk eyalet olduk.
DİĞER PARTİLER YAPTIKLARIMIZI HÂYÂL BİLE EDEMİYORLARDI!
*Bu yasaları yaparken ne gibi zorluklar yaşadınız?
Muhafetteki partiler(CDU,Yeşiller,Linke ve FDF) bizim verdiğimiz bu sözleri yerine getiremeceğimizi tahmin edemiyorlardı.
Örneğin konut politikasında Eyalet Başbakanı Olaf Schloz “Sosyal demokrasilerde zenginlerin ve dar gelirlilerin olması bir gerçekliktir. Ama bunların ayrı ayrı semtlerde ve birbirinden kopuk bir sosyal hayat yaşaması olağan değildir. Bunun önüne geçebilmek için zenginlerin satın alabileceği konutların yanında dar gelirlilerin de oturabileceği karma konut politikası olmalıdır” diye söylediğinde, diğer partiler bunun gerçekleşebileceğini hâyâl bile edemiyorlardı ama neticede SPD hükümetimiz bunu başardı.
RADİKAL GRUPLARLA MÜCADELEDE KARARLILIKLA MÜCADELE EDECEĞİZ
*Yeni döneme ilişkin ne söylemek istersiniz, hedefleriniz neler?
Hamburg’u yeniden keşfetmeyeceğiz. Özellikle kreş, okul ve üniversitelere yönelik doğru politikayı sistemli bir biçimde yürüteceğiz. Kreşlerin bedava hale gelmesinden dolayı buralardaki öğretmen açığını en kısa zamanda tamamlayacağız.
Okullardaki tam güne geçilmesinden dolayı yaşanan sıkıntıları çözecek, özellikle de göçmen kökenli gençlerin meslek bulmadaki zorlukları ortadan kaldırmaya çalışacağız. Göçmen kökenli insanların sağlık sorunları ve yaşlı göçmenlerin kültürlerine, yaşam tarzlarına hitap eden bakım evleri ile yaşlılar yurdu çalışmalarımız olacak.
Irkçı, aşırı sağcı ve radikal islamcı gruplarla karşı mücadeleye devam edeceğiz. Özellikle Müslümanlığı kullanarak gençleri kandırıp Irak’a, Suriye’ye savaşmaya gönderen yasadışı oluşumlara aynı güç ve kararlılıkla izin vermeyeceğiz.
Hamburg’un ulaşım politikasınının yanı sıra özellikle doğu semtleri Rothenburgsort, Billstedt, Wilhelmsburg başta olmak üzere kenti yeniden inşaa edecek ve bu semtleri cazibe merkezi haline getireceğiz.
Almanya’ya gelen mültecilerin konuklaması, istihdamı; çocuk ve gençlerin eğitim, dil, sağlık gibi alanlardan yararlanmalarını da öncelikli olarak sağlayacağız.
ÇOĞU GÖÇMEN KÖKENLİ ADAYIN SEÇİLME ŞANSI YOK
*Diğer partilere de baktığımızda 20’e yakın Göçmen kökenli aday var. Bunlar içinde neden Kazım Abacı’ya oy versinler?
Göçmen kökenli bir çok adayın olması sevindirici bir durum ama şu da bir gerçek ki, bu adayların büyük bir bölümünün seçilme şansı yok. Burada gerçekten oyları bölmek ne derece doğru, bunu çok iyi düşünmek gerekir.
*Peki seçmen nasıl davranmalı ?
Bunun için seçilme şansı en çok olan adayların desteklenmesinde yarar görüyorum. Çünkü seçilme şansı olmayan adaylara verilecek oylar boşa gitmiş olabilir.
“ HAMBURG FIRSAT EŞİTLİĞİNE ÖRNEK BİR KENT OLACAK “
Neden beni seçsinler durumuna gelecek olursak..
Seçmenlerin benim yaptığım şeylere göz atmaları yeterli olacaktır. Burada bunları tek tek sıralarsam uzun bir liste olur ama birkaçına mutlaka değinmek istiyorum.
Mesela:
-Bir defa,yeni uyum ve ortak yaşam konseptiyle modern ve paylaşımlı toplum oluşturma yönünde ciddi bir adım attık.
-Müslüman ve Aleviler imzalanan devlet sözleşmesi için ciddi katkılarım oldu. Meclis’te parti grubu adına sözcülük görevini yürüttüm.
-Mülteci gençlerin eğitim hakkında yararlanması için verilen önergeleri ben hazırladım.
-Göçmenlerin sağlık ve yaşlıların bakımı konusunda önergeleri ben verdim.
-Aynı zamanda Hamburg’a eğitim için gelen üniversite öğrencilerinin mezun olduktan sonra iş bulana kadar olan 1 yıllık oturma sürelerinin 18 aya çıkmasını sağladım.
-Dinler ve kültürler arası diyalog, işçiler, işverenler, spor kulüpleriyle toplantılar düzenleyerek halkla ile siyaset dünyasını bir araya getirdim.
-Özellikle NSU ırkçı cinayetlere karşı yapılan yürüyüşlerin düzenlenmesine katkı sundum.
-İçişleri Komisyonu’nda ve Parlamento’da NSU konusunda açığa çıkmamış cevapları aradım . Yeni dönemde bu konunun daha da üzerine gideceğimi belirtmek isterim.
-İstihdam ve özellikle kadınların ekonomik hayata katılmaları için yoğun bir mesai harcayacağımın sözünü verebilirim.
-Aşırı dinci Selefistlere karşı oluşturulan mücadele ağı için parti temsilcisi olarak senatoyla görüşmelerde bulundum. Bu ağın içinde müslüman kurumların yanında Alevi kurumların da olmasını sağladık.
-Çok dilliliğin teşvik edilmesi ve Anadil derslerinin Hamburg okullarında kalıcı hale getirilmesi için Eyalet Meclisi’ne önerge verdim.
-Opsiyon modelinin kaldırılması ve çifte vatandaşlığın yasallaşması konusunda parlemantoya önergeyi verdim.
Hamburg’u daha ileri taşımak ve geliştirmek için daha çok çalışacağımın sözünü sizlere buradan veriyorum. Hamburg fırsat eşitliğine örnek teşkil edecek bir kent olacak ve her genç iş ve meslek sahibi olacak.
SANDIĞA GİDİN.. EN ŞANSLI ADAYI DESTEKLEYİN !
*Genel olarak daha önceki seçimlerde özellikle göçmen kökenlilerin sandığa gitme oranı ne yazık ki düşüktü. Bu konuda mesajınız ne olur?
Göçmenlerin oturduğu semtlere bakacak olursak, ne yazik ki katılım oranının yüksek olmadığı karşımıza çıkıyor. Bu semtlere gidilerek neden sandığa gitmeleri gerektiğini anlatmak, benim öncelikli çalışmam olacak.
Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına da önemli bir görev düşüyor. Vatandaşların sandığa gitmeleri konusunda bir çağrı yapmaları gerekiyor. Vatandaşlar oy verirken adayların hangi dikkate değer çalışmalar yaptığını incelemelerini öneririm. Aynı zamanda listelerden seçilme şansı olan adaylara yönelmelerini, aksi taktirde oylarının boşa gidebilme ihtimalini düşünmelerini hatırlatıyorum.
Günümüzde bir çok ülkede savaşlar söz konusu ve bu ülkelerin ortak özelliği de vatandaşlarının seçme ve seçilme hakkının olmadığı ya da kısıtlı olmaları. Oysa Almanya’da böyle bir durum söz konusu değil ve demokratik bir toplumun en büyük kazanılmış hakkı olan bu hakkın başta Alman vatandaşı olan göçmen kökenliler tarafından kullanması gerektiğini düşünüyorum.
15 Şubat seçimlerinde Hamburglu seçmenlerin sağduyuları ile en lâyık adaya oy vereceklerine inanıyorum.