Bugün 17 Mayıs Pazar… ‘Bu hafta da 19 Mayıs Haftası…19 Mayıs İstiklal Savaşı ve Türk Devrimi’nin başlangıç tarihidir… 15 Mayıs İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali…16 Mayıs Mustafa Kemal’in İstanbul’dan Bandırma vapuru ile yola çıkışı…19 Mayıs Samsun’a Varış… Her günü işgal, ihanet, mücadele içinde yaşanan, her satırı ateş ve kanla yazılan, umut ve umutsuzluğun içiçe geçtiği o müthiş 1919 yılı… Atatürk, Nutuk’a o veciz ve unutulmaz cümle ile başlar: ‘1919 senesi Mayısı’nın 19. günü Samsun’a çıktım… Sonra genel durum ve manzara’yı anlatmaya başlar…
Dün akşam değerli dostum Mehmet Diktaş ile telefonda sohbet ediyorduk… Mehmet Diktaş Çorlu’nun önde gelen işadamlarından… Birinci Dünya Savaşı ve müttefikler konusunda Türkiye’nin en önemli madalya, rozet koleksiyoneridir. Bu alanda sıkça bilgisine başvurulan otoritedir. 19 Mayıs 1919 ve öncesini konuştuk… Mehmet Diktaş hatırlatınca 12-18 Eylül 1910’da Fransa’nın Pikardie bölgesindeki bir askeri manevrayı da konuştuk…
O dönem Kolağası (Yüzbaşı) olan Mustafa Kemal, gözlemci olarak gönderilir bu tatbikata… Binbaşı Selahaddin ve Paris Askeri Ataşesi Fethi (Okyar) ile manevrayı izler… Mustafa Kemal’in dünya arenasında tanınmasını sağlayan bir manevradır bu… 28 ülkeden askeri gözlemcilerin katıldığı bu manevra Fransız Mareşal Foch komutasında yapılır… Mustafa Kemal’in manevra ile yorumları Fransız kurmay heyeti ile Mareşal Foch’un dikkatini çeker. Mareşal Foch, Mustafa Kemal’in rütbesi albaydan küçük olmamasına rağmen kendisini düzenlediği bir yemeğe davet eder…
Aslında bu manevra bir gövde gösterisidir. Almanya, 1910 baharında Ren kıyılarında yaptığı manevra ile gücünü dünyaya gösterir. Fransa da ‘Picardie Büyük Sonbahar Manevrası’yla karşılık verir. Harp teknolojisine getirdiği yenilikleri gösterir. Uçağın askeri kullanımı ilk kez burada denenir. Manevranın konusu Normandiya’ya çıkartma yapan düşman ordusunun Paris’e ilerlemesini durdurmaktır…
Manevrayı izledikten sonra 22 Eylül’de de Paris’e dönen heyet Harbiye Nezareti‘ne bir rapor yazarlar. Mustafa Kemal bu kadar büyük bir askeri hazırlığın sulh için yapılmayacağını, tüm hazırlıkların ardından bir harbin gelebileceğini, çıkabilecek bir harbin de bütün dünyayı ateşe atabileceğini işaret eder ve Osmanlı Devleti’nin de askeri tedbirleri gözden geçirmesi gerektiğini vurgular.
Binbaşı Selahattin Bey Selanik’e döner… Paris’te kalan Mustafa Kemal ile Fethi Okyar önce Paris çevresindeki silah fabrikalarını gezerler. Örneğin dönemin en büyük firmalarından Creusat Loire Sanayi şirketine giderler. Fethi Okyar, yayınladığı anılarında, daha sonra İsviçre, Hollanda ve Belçika’yı kapsayan 14 günlük bir gezi yaptıklarını yazar. Ancak gezinin mahiyeti hakkında etraflı bilgi yoktur…
110 yıl önceki manevra ile ardından 14 günlük gezinin Mustafa Kemal’in yaşamında etkisi olduğu inkar edilemez. Manevralarda ve ardından gezide gördükleri geleceğe yönelik planlarına çok şey kattığı da muhakkak… Bu hafta 19 Mayıs’ı konuşacağız elbette… Ancak Mustafa Kemal’in yaşamını bir bütün olarak algılarsak Trablusgarb, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı öncesi katıldığı bu manevrada gerek ikili ilişkileri, gerekse manevra ile ilgili yorumlarıyla dünya sahnesine yükseldiği erken basamaklardan biri sanırım…