Ben diyorum ki, AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli inandırıcı değilsiniz. Son zamanlarda aldığınız kararlar veya icraatlarınız ile kendinizi inkar ediyorsunuz.
Çok partilı düzene, yani Demokrasi`ye geçişten sonra, Türk Milleti ülkenin idaresini Demokrat Pari`ya vermişti. Aslında Demokrat Parti`yı kuranlar, aynı zamanda „Tek Parti“ döneminin Millet Vekilleri veya yöneticilerinden oluşuyordu.
Önce Demokrat Parti neden kuruldu ve kimler bu partiyı kurmuştu, ona bakalım. Cumhuriyet Halk Partisı, Mustafa Kemal Atatürk`ün en büyük özlemi olan „Toprak Reforumunu“ gerçekleştirmek istiyordu. Mustafa Kemal Atatürk, çok arzu ettiği Toprak Reformu`nu gerçekleştirmeden hayatını kayıp etmişti. Cumhuriyet Halk Partisi, büyük Atatürk`ün arzusunu yerine getirmek istiyordu. İşte dananın kuyruğu burada kopmuştu, çünkü daha sonra Demokrat Partiyı kuracak olanların çoğunluğu toprak ağasıydı.
Toprak Reformu`na karşı çıkanlar, CHP`den ayrılarak Demokrat Partiyı kurmuşlardır. Örneğin, Adnan Menderes neredeyse Aydın Ovası`nın tek sahibiydi. Doğu Millet Vekilleri`nin çoğu zaten toprak ağalarından oluşuyordu ve halende öyle değilmi, öyle.
Adnan Menderes ve arkadaşlarının kurmuş olduğu Demokrat Parti, tıpki AKP gibi özgürlük ve demokrasiyi güvence edeceğini, halka anlatarak iktidar olmuştu. İlk senelerde halka bazı özgürlük ve ekonomik güvenceler sağladıysa da, ikinci seçim sonrası, tipki bugün olduğu gibi muhaliflere, aydınlara ve yargı mensuplarına karşı acımasız anti demokratik uygulamalar gerçekleştirmiştir.
İsmet İnönü`nünün Adnan Menderes`e yaptığı tavsiyler ve öneriler Menderes tarafından ciddiye alınmayarak, red edilmiştir. Hatta İnönü`nün Menderes`e, „Adnan gidişatın iyi değil, kendini toparla, gün gelir seni bende kurtaramam“ dediği yazılmaktadır. Sonunda olan olmuş ve 27 Mayıs 1960 darbesi, devrimi veya ihtilalı gerçekleşmiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi ve lideri aynı Menderes gibi özgürlükleri ve demokrasiyi güvence edeceğini anlatarak iktidar olmuştur. İlk döneminde ülkeye gerçek demokrasiyi getireceğine, özgürlükleri güvence altına alacağına Milleti`nin büyük kısmını ve bilhassa dönek solcular veya liboşları inandırmıştır. 2007 seçimleri sonrası, ortağı olan FETÖ ile birlikte önce Orduyu, Eğitimi veya Yargıyı ele geçirdiler. 2016 senesine gelindiğinde devlet idaresinde anlaşamadılar ve önce 17-25 Aralık ve sonrada 16 Temmuz hain darbe girişimi gerçekleşti. Sayın Erdoğan darbe girişimini bastırması sonrasında, en büyük rakibi olan FETÖ`dan kurtulmuştu. Bütün gücü elinde toplayacağı rejim değişikliğinin zamanının geldiğine Erdoğan inanmıştı. Ne demişti, Demokrasi bir taranvaydır, menziline kadar binersin, sonra inersin. Aynen öyle yaptı ve yapıyor.
Tabi burada sorgulanması gereken MHP ve Devlet Bahçeli. Ne oldu veya nasıl olduda Bahçeli, FETÖ`dan boşalan yere kondu. Bunu bir anlayan sağlıklı insan varsa, lütfen bana anlatsın. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan yedi sene önce onyedi yaşında bir genç kızın attığı Twitt`den dolayı dava açıyor. Aslında Devlet Bahçeli`nin Erdoğan`a, Erdoğan`ın Bahçeli`ye hakaretlerinden TV kapatıyorduk. Eğer Erdoğan kendisine edilen hakaretlerden dolayı dava açacaksa, önce Devlet Bahçeli`den başlamalı.
Dün, 27 Mayıs 1960 anısına Yassı Ada`da yapılan törende Devlet Bahçeli`de konuştu. Devlet Bahçeli`yi Erdoğan`a bağlayan sevgi ne olmalı ki, 27 Mayıs bildirisini okuyan, yani ihtilalin önemli ismi Alparslan Türkeş`i inkar edebiliyor. Demokrasi ve Özgürlük Adası`nın açılışında yapılan konuşmalarda, 27 Mayıs 1960 ihtilalinin Milli İradeye indirilen bir balyoz olduğu Devlet Bahçeli ve Erdoğan tarafından söylenmiş ise, bunda bir yanlışlık var. 1960 ihtilaninin başında olanlardan en önemlisi merhum Alpaslan Türkeş vardı ve ihtilalin bildirisini okumuştu. O zaman Sayın Erdoğan tarafından 27 Mayıs için söylenen hakaret içerikli sözler, aynı zamanda Alpaslan Türkeş`e söylenmiş olmuyormu?
Şimdi tekrar soruyorum, MHP`nin kurucu lideri, Ülkücü Gençliğin önderi ve Başbuğu`nun dahil olduğu ve İhtilal Bildirisi`ni okuyan Alpaslan Türkeş`e yapılan hakaretleri Devlet Bahçeli neden kabul etmektedir?
Bu sorunun cevabını MHP yöneticileri veya uğrunda ölürüm BAŞBUĞ TÜRKEŞ diyenlerin vermesini bekliyorum. Devlet Bahçeli ve Recep Tayyıp Erdoğan`ın 27 Mayıs konuşmaları bana İnandırıcı gelmiyor.
Bende diyorum ki, „Ya olduğun gibi görün,ya göründüğün gibi ol. Mevlana“.