11.4 C
Hamburg
Perşembe, Haziran 6, 2024

BAROLARI MİLLET VEKİLLERİ KORUYOR!

BAROLARI MİLLET VEKİLLERİ KORUYOR!

Gerçekten akıl tutulması, bir ülke düşünün ki, avukatları Millet Vekilleri koruyor ve o ülkenin Türkiye olduğunu öğreniyorsunuz.

Aslında tam tersi olması gerekiyor, yani Millet Vekili`ni avukatların koruması gerekirken, avukatları, yani baro başkanlarını Millet Vekilleri koruyor. Bunun hukukda ki tarifi akıl tutulması, yani hukukun bittiği yer.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan aklına ne gelirse veya rüyasında ne görürse, onun hayata geçirilmesini emir ediyor. Yargının üçüncü ayağı olan Barolar için, yeni bir yasa hazırlanıyor, fakat bu konuda baroların görüşü alınmıyor. O zaman adama sormazlarmı, siz kimsiniz ve kimin için yasa hazırlıyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi`ne sokulmayan „Baro Başkanları“, Meclis`in Çankaya kapısında oturma eylemi başlatmışlar. Barolar diyor ki, madem ki bizim için bir yasa hazırlıyorsunuz, o zaman bizi dinlemek ve görüşümüzü sormak zorundasınız. Haklı bir talep, baroların talebi neden yerine getirilmez ve neden korkuluyor, anlamak mümkün değil.

Baro başkanlarına polis müdahale etmesin ve Çankaya Belediyesi tarafından baro başkanlarının oturmaları için gönderilen bankların, başkanlara teslimini CHP ve diğer muhalefet Millet Vekilleri sağlıyor. Bu ülkem adına bir utançtır. Eğer barolar bu hale gelmiş ise, düşünün ki, vatandaşın hali ne olur. Kendisini savunan avukatına sahip çıkmayan milletler, köle olmaya mahkumdur.

İkinci bir konu ise, Türkiye Dış İşleri Bakanı, Turizim Bakanı ve birçok bürokrat dün Almanya`ya geldişleri. Gelen heyetin amacı, Almanya`nın Türkiye`ye seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasıydı. Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Almanya Dış İşleri Bakanı Heiko Maß bir basın toplantısı düzenlediler. Mevlüt Çavuşoğlu`nun yüzünde ki ifadeyi kelimelerle anlatmak mümkün değildi.

Sayın Maß, kısıtlamaların şuan kaldırılmasının mümkün olmadığını ve Robert Koch Enstütüsün`nün Türkiye`yi rizkli ülke olarak gördüğünü beyan etti. Alman bakan diyorki, bu kısıtlama cumhurbaşkanımızın veya başbakanımızın emirleri ile değil, Pandami için söz sahibi olan Robert Koch Enstütüsü`nün görüşleri doğrultusunda verilmiştir.

Türkiye`de ise, bütün kararları Cumhurbaşkanı veriyor ve Sağlık Bakanı açıklamalarında, bu konuda son sözü Sayın Cumhurbaşkanımız söyleyecek diyor. Böyle olduğu için, Almanya Türkiye`nin veri ve bilgilerine inanmıyor.

Bir Türk vatandaşı olarak Dış İşleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu`nu o şekilde görmek istemezdim. Aslında söz konusu heyetin Almanya`ya gelmesi ve vatandaşlarınızı Türkiye`ye gönderin demesi dahi, onur zedeleyici.

Türkiye bir kişiye teslim edilecek ülke değil. Türkiye büyük bir ülke ve kimseye rica ve minnet edecek ülke değil. Fakat, demokrasiyi yok edersen, hukuku ayaklar altında süründürüsen, baro başkanlarının üzerine polisi salarsan, Pandami konusunda açıklamaları Cumhurbaşkanı yaparsa, senin Dış İşleri Bakanın Berlin`de ciddiye alınmaz.

Türkiye biran önce eski saygınlığına dönmeli ve yeniden Atatürk döneminde ki gibi, dünyada saygın üç ülkeden biri olmalıdır. Atatürk kimsenin ayağına gitmemiş, onlarca Kral, Cumhurbaşkanı, Başbakan veya Sultan Ankara`ya gelerek, Atatürk ile görüşme yapmıştır.

Büyük devletleri idare edenler az konuşur ve eğer bir talepde bulunacak olursa, o talep yerine getirilir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

BAROLARI MİLLET VEKİLLERİ KORUYOR!

BAROLARI MİLLET VEKİLLERİ KORUYOR!

Gerçekten akıl tutulması, bir ülke düşünün ki, avukatları Millet Vekilleri koruyor ve o ülkenin Türkiye olduğunu öğreniyorsunuz.

Aslında tam tersi olması gerekiyor, yani Millet Vekili`ni avukatların koruması gerekirken, avukatları, yani baro başkanlarını Millet Vekilleri koruyor. Bunun hukukda ki tarifi akıl tutulması, yani hukukun bittiği yer.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan aklına ne gelirse veya rüyasında ne görürse, onun hayata geçirilmesini emir ediyor. Yargının üçüncü ayağı olan Barolar için, yeni bir yasa hazırlanıyor, fakat bu konuda baroların görüşü alınmıyor. O zaman adama sormazlarmı, siz kimsiniz ve kimin için yasa hazırlıyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi`ne sokulmayan „Baro Başkanları“, Meclis`in Çankaya kapısında oturma eylemi başlatmışlar. Barolar diyor ki, madem ki bizim için bir yasa hazırlıyorsunuz, o zaman bizi dinlemek ve görüşümüzü sormak zorundasınız. Haklı bir talep, baroların talebi neden yerine getirilmez ve neden korkuluyor, anlamak mümkün değil.

Baro başkanlarına polis müdahale etmesin ve Çankaya Belediyesi tarafından baro başkanlarının oturmaları için gönderilen bankların, başkanlara teslimini CHP ve diğer muhalefet Millet Vekilleri sağlıyor. Bu ülkem adına bir utançtır. Eğer barolar bu hale gelmiş ise, düşünün ki, vatandaşın hali ne olur. Kendisini savunan avukatına sahip çıkmayan milletler, köle olmaya mahkumdur.

İkinci bir konu ise, Türkiye Dış İşleri Bakanı, Turizim Bakanı ve birçok bürokrat dün Almanya`ya geldişleri. Gelen heyetin amacı, Almanya`nın Türkiye`ye seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasıydı. Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Almanya Dış İşleri Bakanı Heiko Maß bir basın toplantısı düzenlediler. Mevlüt Çavuşoğlu`nun yüzünde ki ifadeyi kelimelerle anlatmak mümkün değildi.

Sayın Maß, kısıtlamaların şuan kaldırılmasının mümkün olmadığını ve Robert Koch Enstütüsün`nün Türkiye`yi rizkli ülke olarak gördüğünü beyan etti. Alman bakan diyorki, bu kısıtlama cumhurbaşkanımızın veya başbakanımızın emirleri ile değil, Pandami için söz sahibi olan Robert Koch Enstütüsü`nün görüşleri doğrultusunda verilmiştir.

Türkiye`de ise, bütün kararları Cumhurbaşkanı veriyor ve Sağlık Bakanı açıklamalarında, bu konuda son sözü Sayın Cumhurbaşkanımız söyleyecek diyor. Böyle olduğu için, Almanya Türkiye`nin veri ve bilgilerine inanmıyor.

Bir Türk vatandaşı olarak Dış İşleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu`nu o şekilde görmek istemezdim. Aslında söz konusu heyetin Almanya`ya gelmesi ve vatandaşlarınızı Türkiye`ye gönderin demesi dahi, onur zedeleyici.

Türkiye bir kişiye teslim edilecek ülke değil. Türkiye büyük bir ülke ve kimseye rica ve minnet edecek ülke değil. Fakat, demokrasiyi yok edersen, hukuku ayaklar altında süründürüsen, baro başkanlarının üzerine polisi salarsan, Pandami konusunda açıklamaları Cumhurbaşkanı yaparsa, senin Dış İşleri Bakanın Berlin`de ciddiye alınmaz.

Türkiye biran önce eski saygınlığına dönmeli ve yeniden Atatürk döneminde ki gibi, dünyada saygın üç ülkeden biri olmalıdır. Atatürk kimsenin ayağına gitmemiş, onlarca Kral, Cumhurbaşkanı, Başbakan veya Sultan Ankara`ya gelerek, Atatürk ile görüşme yapmıştır.

Büyük devletleri idare edenler az konuşur ve eğer bir talepde bulunacak olursa, o talep yerine getirilir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER