Aslında Ayasofya`nın cami olması veya müze olarak kalması benim için hiçde önemli değil, önemli olan Türk ekonomisi ve işsiz dolaşan gençlik.
24 Temmuz tarihinde yaklaşık 500 – 1000 „seçme müslümanların“ katılacağı cuma namazı kılınacakmış. Tabi ki, o sokakda sevinen sıradan vatandaşın Ayasofya`da namaz kılma hakkı yoktur ve olamazda.
Dedimya, benim için Ayasofya cami olsa ne olur, müze olsa ne olur. O sokakda Türk Bayrağı`nı yere sererek ve ayaklarını o bayrağa basarak, sözde şükür namazı kılan dalkavuk önemli. Bir yunan veya PKK`lı terörist Türk Bayrağı`nı yaksa, hemen tepki gösteririz. Aslında onların yakması değil, içimizde ki yobazların Türk Bayrağı`nı ayaklarının altına alarak sözüm ona namaz kılmaları beni daha fazla üzüyor. Bu görüşümü bir ırkcılık olarak düşünmeyin, bir Alman, Fransız veya başka ülkenin bayrağınıda yaksalar, aynı tepkiyi gösteririm. Bayrak bir ulusu temsil eder, şahısları değil.
Ayasofya müslümanlar için tamamen ibadete açıldı. İyimi oldu, kötümü oldu bunun fayda ve zararlarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Daha bir sene önce Ayasofya ibadete açılsın sorusuna Sayın Erdoğan şöyle cevap vermişti:
Ayasofya ibadete açılsın diyenler bunun getirisini ve götürüsünü hesap etmiyorlar. Bizim yurt dışında binlerce camimiz var, onların geleceğini düşünmek zorundayız. Biz oyuna gelmeyiz. Ayrıca Cumhurbaşkanı avukatları Danıştay`da yaptıkları savunmada Ayasofya Müze olarak kalmalı demişler. O zaman sormak gerekmezmi, Cumhurbaşkanı oyunamı geldi veya birileri onu oyunamı getirdi.
Ayasofya ibadete açıldı diye sevinen milyonların, belkide evlerine götürecek ekmek paraları yoktur. Belki üniversiteyi bitiren oğlu veya kızı senelerdir işsiz. Belki evinin kirasını ödüyemiyor veya kıredi kartı limiti dolduğu için, kartınıda kullanamıyor. Ama Ayasofya ibadete açıldı, onun için çok önemli.
Dün AKİT TV`de ki proğramda, bir soytarı sırada Halifelik var diyor. Ben soytarı diyorum da, bunlar bir duyum almış olabilirler. Yoksa 2023 vizyonu „Halifeliğin“ yeniden getirilmesimi olacak, onuda bekleyip görelim.
Eğer muhalefet, hükümetin aldığı her karara boyun eğiyorsa, halifelikde ilan edilse her hangi bir tepki göstermiyecektir. Muhalefet için önemli olan hangi kararların alınması değil, önemli olan Erdoğan`ın oyununa gelinmemesi, yani muhalefeti sokağa çekememesi. İşte bizim muhalefetin gelişmelere gösterdiği tepki, kimse muhalefeti sokağa çekemez.
Enfilasyon yüksekmiş, önemli değil, önemli olan Ayasofya`nın ibetete açılması.
İşsizlik çok yüksekmiş, önemli değil, önemli olan Ayasofa`nın ibadete açılması.
Ekonomik kriz varmış, önemli değil, önemli olan Ayasofya`nın ibadete açılması.
Üniversite imtihanlarına iki milyon çocuk girmiş, önemli değil, önemli olan Ayasofya`nın ibadete açılması.
Eğitim sistemi çökmüş, önemli değil, önemli olan Ayasofya`nın ibadete açılması.
Baroları Türkiye Büyük Millet Meclisi`ne sokmayan İç İşleri Bakanı, Ayasofya önünde ki kalabalığa ve Türk Bayrağı üzerinde namaz kılanlara neden dokunmadı? Bunu anlamanız için, doksanlı yıllarda Türk aydınları neden katledildi, onu sorgulamak gerekir.
Şimdi anlıyormusunuz Muhammer Aksoy, Uğur Mumcu, Bedriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Çetin Emeç veya Necip Haplemitoğlu neden katledildi. İşte bugünleri elde etmeleri için, yobaz sürüleri, o aydınlanma önderlerini katlettiler. Katlettiler, çünkü onlar yobazların önündeki en büyük engeldi.
Dün bir flim dolaşıyordu. Almanya`da ki abisi soruyor, iş buldunmu? Yok abi bulamadım, fakat Ayasofya ibadete açıldı, diyordu. Adam için iş değil, Ayasofya`nın ibadete açılması çok önemliymiş.