TÜRKÇE EZAN VE VIP CUMA NAMAZI
Müslümanları namaza davet etmek için ezan okunur ve hiristiyanları ayına davat etmek için çan sesleri duyulur. Her inancın kendisine göre ibadete çağırma şekili vardır.
Türkiye Cumhuriyeti kurulandan sonra, Atatürk İslam Dini daha iyi anlaşılsın ve Millet gerici yobazlara yem olmasın diye, Kur`an`ı kendi parası ile türkçeye çevirtmiştir. Çokda iyi yapmıştır, çünkü yıllarca müslümanlara yobaz ve cahiller tarafından din adına yalanlar anlatılmıştır. O gerici çevre avazları çıktığı kadarıyla bağırarak, Kur`an tercüme edilemez, bunu yapmak İslam ve Kur`an`a ihanettir naraları atmışlardır.
Daha sonra, müslümanları namaza çağıran arapça ezanında türkçe okunmasına karar verilmiştir. Madem ki Türkiye Cumhuriyeti`nin dili türkçe, o zaman ezanda türkçe okunsun denmiştir. Aslında ezanın türkçe okunmasında hiçde sakıncası yoktur, çünkü Allah türkçede biliyordur diye düşünüyorum. Cahillerin ve yobazların talebi doğrultusunda çok partilı düzene geçilenden sonra, ezanın türkçe okunmasından vaz geçilmiştir.
Ayasofya ortadox hiristiyanların sembolü bir kilisedir. Aynı zamanda bir insanlık mirasıdır. Fatih Konstantinopolis`i Bizans İmparatorluğu`ndan alıp, yeni bir çağ açandan sonra, Ayasofya cami olarak kullanılmış, çünkü Konstantinopolis`de müslümanlar için cami yokmuş. O günün iktidarı tarafından cami olarak kullanılmasını, o günün koşulları ile değerlendirmek gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti kurulandan sonra, Atatür ve hükümeti dünyaya bir zeytin dalı uzatmak istemiştir. Ayasofya bir insanlık mirasıdır ve bu büyük eserin bütün insanlara ait olması gerekir derler ve müze yaparlar. Olumlu ve cesaretli bir karardır. O gün bugün yine yobaz ve gerici kesim Ayasofya cami olsun, atalarımızın kemikleri sızılıyor diye bağırmaya başlamışlardır. Normal müslümanların Ayasofya cami olsuin diye bir dertleri olmamıştır, yoktur ve olmıyacaktırda. Namaz için illa ki kiliseden camiye dönüştürmüş bir camiye gerekde yoktur.
Kardeşim neden atalarımızın kemikleri sızlayacak ki, zaten Ayasofya mimarisi ve yapılış şekli ile bir kilise. Bu büyük yapıyı biz türkler inşa etmedik ki, atalarımızın kemikleri sızlasın. Ortadox mezhebine sahip olan hiristiyanların yaptığı bir ibadethane.
Sonunda Ayasofya AKP iktidarının bir şovu ile cami statüsüne dönüştürüldü. İyimi oldu kötümü oldu, onu tarihcilere bırakalım. Benim burada anlatmak istediğim şu:
Ayasofya`nın camye dönüştürülmesinin dünyaya bir Cuma namazışovu ile duyurulmak istenmesi. Bu yanlış bir tavır, çünkü ibadethaneler şov yapılacak yerler değildir. Yukarıda belirttiğim gibi, namaza müezzinin okuduğu ezanı ile çağırılır, davet edilmez. Kilisenin çanı ilede hiristiyanlar ayına çağrılırlar ve bu bir davet değildir.
Diyanetin başındaki sarıklı ve cübbeli Ali Erbaş, Ayasofya`da kılınacak namazı bir şova döndürmek istiyor. Cuma namazına özel insanlar davet ediliyor. Kimin nerede ve hangi sırada namaz kılacağı dahi hesaplanıyormuş. Tabi ki Cumhurbaşkanı Erdoğan önde olacak ve yüzlerce kamera onu çekecekmiş.
Ey benim sivaslı Ahmet`im, ey benim Diyarbakır`lı Memo`om, ey benim trabzonlu Temel`im, ey benim konyalı Hasan`ım, ne kadarda sevinmiştin Ayasofya cami oldu diye. Fakat, sen kaliteli müslüman olmadığın için, Ayasofya`da kılınacak Cuma namazına layık görülmüyorsun. Ayasofya cami olsa ne olur, olmasa ne olur diyemeyip seviniyordun. Sanıyordun ki, Ayasofya`da sende ilk Cuma namazı kılacaktın.
Madem ki bu kadar önemli, yani 500 kadar önemli insanları davet ettiniz, keşke Merkel, Macron, Thrump, Putin ve benzeri kardeşlerinizide bu Cuma namazına avet etseydiniz.
Çok ayıp ve babam adına çök üzülüyorum. Benim babamın müslümanlığı ile bugünkilerin müslümanlığı çooooooooook farkı.
Bakalım türkçe ezana isyan eden sözde müslümanlar, yarin kılınacak VIP, yani önemli insanların kılacağı Cuma namazına ne diyecekler.
Allah gerçek inanan imanlı müslümanları, bunlar gibilerden korusun.