10.8 C
Hamburg
Çarşamba, Haziran 12, 2024

SOSYAL MEDYA VE CAMİ

SOSYAL MEDYA VE CAMİ

Demokrasi`yi kullanarak kapıdan içeri girenler, gün gelir kapıyı arkadan kilitlerler. Bülent Ecevit

Değerli devlet adamı bu sözü 1973 senesinde söylemiş. Demek ki, önemli devlet adamları gelecek elli veya yüzyılı görebiliyorlar. Tamda Ecevit`in dediği gibi oldu ve demokrasi tranvayına binenler, amaçlarına ulaşınca, demokrasi tranvayından indiler.

Dün gece Sosyal Medya`da yapılması düşünülen kısıtlamaları içeren yasa TBMM`sinden, pardon AKP ve MHP meclisinden geçti. Hükümet tükendiğini gördüğü için körler, sağırlar ve dilsizler toplumu yaratmak istiyor.

Bu neyi bize anımsatıyor, Hitler Almanya`sında bütün basının Nasyonal Sosyalist İşci Partisı tarafından kontrol altına alınmasını. Nasyonal Sosyalistlerin propoganda medyası ve radyosu, Alman ordusunun Leningrad`ı teslim aldığını ve Moskova`nın düşmesinin ise an meselesi olduğunu halka pompalıyordu. Bir sabah kalkan Alman halkı, Rus Ordusunun Berlin`i işgal ettiğini gördü.

Ekonomisi çökmüş, Merkez Bankası rezerveleri tükenmiş, işsizlik başını almış gidiyor, Üniversite öğrencileri 40 matematik sorusunun yalnız 5,5`unu çözebiliyor, Dolar 7, EURO ise 8,30 TL olmuş, bizim Medya ise, hükümetin başarılarını halka pompalıyor. Tipkı Almanya`da olduğu gibi, Türk Millet`i birgün kalktığında, Türkiye`nin iflas ettiğini görecek. İşte bunun için Medya`yı ele geçiren iktidar, Sosyal Medya`yı da engellemek istiyor.

Ekonominin bu kadar kötü olduğu, işsizliğin had safaya ulaştığı, Dolar ve EURO`nun frenlenemediği bir Türkiye`de, ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı gençlere camileri doldurun, anlınız ne kadar seçdeye değerse, o kadar İslam değerleri korunur diyor. Fabrika yaptık, istediğiniz yerde iş imkanı var demiyor, camiler yaptık, örneğin Çamlıca, Taksim ve Levent camilerini doldurmaları için, gençlere tavsiyelerde bulunuyor. İşte Türkiye`nin geldiği yer bu, gençlere fabrikaları değil, camileri doldurun diyen bir Cumhurbaşkanı var.

Bu kadar kötü gelişmeler karşısında Türk Halkı ne yapıyor?

Büyük düşünür ve gazeteci Uğur Mumcu şöyle diyor:

Unutmayalım ki „cesur bir kez, korkak bin kez ölür“, önemli olan, insanın böyle bir toplumda „Mezar Taşı“ gibi suskunluk simgesi olmamasıdır.

Eğer, bu kadar kötü yönetilen ülkede halk hükümete karşı toplumsal bir tepki gösteremiyorsa, demek ki bu toplum Uğur Mumcu`nun dediği gibi Mezar Taşı gibi suskunluğu ve ezilmeyi kabul etmiş demektir.

İnsanların duygularını kendi gelecekleri için kullananlar, birgün Ayasofya, bir gün Atatürk`e hakaret veya Hilafet dellalığı ile, halkı kontrol altında tutmaya çalışıyorlar.

Yaklaşık 25 sene İstanbul ve Ankara`yı yöneten AKP, 31 Mart seçimleri sonrasında yaptığı yasal değişikliklerle, Belediye Başkanlarının atama yetkilerini Belediye Meclis`lerine verdi. Bu yasal düzenlemeye Ankara ve İstanbul Belediye Başkanları itiraz ettiler. Danıştay yürütmenin durdurulması talebini 5:4 oyla red etmiş. Düşüne biliyormusunuz, Danıştay yapılan haksız yasanın, yasal olduğuna karar veriyor.

Eğer toplum bu kadar haksız ve hukuksuzluklar karşısında susuyorsa, Uğur Mumcu`nun dediği gibi Mezar Taşı gibidirler. Eğer gençlikde fabrikalarda çalışma yerine, camilerde namaz kılınmasını önerenlere itiraz edemiyorsa, demek ki bu Millet yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları kabul etmiş demektir.

Ne demişti Bülent Ecevit, Demokrasi`yi kullanarak kapıdan içeri girenler, gün gelir kapıyı arkadan kilitlerler.

Gençler Sosyal Medya`ya kısıtlama geldi, bundan sonra camilerde namaz kılacak zamanınız çok olacaktır. Ne de olsa Cumhurbaşkanı namaz kılmanızın ve anlınızın secdeye gitmesinin faydalarını anlatmıştı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

SOSYAL MEDYA VE CAMİ

SOSYAL MEDYA VE CAMİ

Demokrasi`yi kullanarak kapıdan içeri girenler, gün gelir kapıyı arkadan kilitlerler. Bülent Ecevit

Değerli devlet adamı bu sözü 1973 senesinde söylemiş. Demek ki, önemli devlet adamları gelecek elli veya yüzyılı görebiliyorlar. Tamda Ecevit`in dediği gibi oldu ve demokrasi tranvayına binenler, amaçlarına ulaşınca, demokrasi tranvayından indiler.

Dün gece Sosyal Medya`da yapılması düşünülen kısıtlamaları içeren yasa TBMM`sinden, pardon AKP ve MHP meclisinden geçti. Hükümet tükendiğini gördüğü için körler, sağırlar ve dilsizler toplumu yaratmak istiyor.

Bu neyi bize anımsatıyor, Hitler Almanya`sında bütün basının Nasyonal Sosyalist İşci Partisı tarafından kontrol altına alınmasını. Nasyonal Sosyalistlerin propoganda medyası ve radyosu, Alman ordusunun Leningrad`ı teslim aldığını ve Moskova`nın düşmesinin ise an meselesi olduğunu halka pompalıyordu. Bir sabah kalkan Alman halkı, Rus Ordusunun Berlin`i işgal ettiğini gördü.

Ekonomisi çökmüş, Merkez Bankası rezerveleri tükenmiş, işsizlik başını almış gidiyor, Üniversite öğrencileri 40 matematik sorusunun yalnız 5,5`unu çözebiliyor, Dolar 7, EURO ise 8,30 TL olmuş, bizim Medya ise, hükümetin başarılarını halka pompalıyor. Tipkı Almanya`da olduğu gibi, Türk Millet`i birgün kalktığında, Türkiye`nin iflas ettiğini görecek. İşte bunun için Medya`yı ele geçiren iktidar, Sosyal Medya`yı da engellemek istiyor.

Ekonominin bu kadar kötü olduğu, işsizliğin had safaya ulaştığı, Dolar ve EURO`nun frenlenemediği bir Türkiye`de, ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı gençlere camileri doldurun, anlınız ne kadar seçdeye değerse, o kadar İslam değerleri korunur diyor. Fabrika yaptık, istediğiniz yerde iş imkanı var demiyor, camiler yaptık, örneğin Çamlıca, Taksim ve Levent camilerini doldurmaları için, gençlere tavsiyelerde bulunuyor. İşte Türkiye`nin geldiği yer bu, gençlere fabrikaları değil, camileri doldurun diyen bir Cumhurbaşkanı var.

Bu kadar kötü gelişmeler karşısında Türk Halkı ne yapıyor?

Büyük düşünür ve gazeteci Uğur Mumcu şöyle diyor:

Unutmayalım ki „cesur bir kez, korkak bin kez ölür“, önemli olan, insanın böyle bir toplumda „Mezar Taşı“ gibi suskunluk simgesi olmamasıdır.

Eğer, bu kadar kötü yönetilen ülkede halk hükümete karşı toplumsal bir tepki gösteremiyorsa, demek ki bu toplum Uğur Mumcu`nun dediği gibi Mezar Taşı gibi suskunluğu ve ezilmeyi kabul etmiş demektir.

İnsanların duygularını kendi gelecekleri için kullananlar, birgün Ayasofya, bir gün Atatürk`e hakaret veya Hilafet dellalığı ile, halkı kontrol altında tutmaya çalışıyorlar.

Yaklaşık 25 sene İstanbul ve Ankara`yı yöneten AKP, 31 Mart seçimleri sonrasında yaptığı yasal değişikliklerle, Belediye Başkanlarının atama yetkilerini Belediye Meclis`lerine verdi. Bu yasal düzenlemeye Ankara ve İstanbul Belediye Başkanları itiraz ettiler. Danıştay yürütmenin durdurulması talebini 5:4 oyla red etmiş. Düşüne biliyormusunuz, Danıştay yapılan haksız yasanın, yasal olduğuna karar veriyor.

Eğer toplum bu kadar haksız ve hukuksuzluklar karşısında susuyorsa, Uğur Mumcu`nun dediği gibi Mezar Taşı gibidirler. Eğer gençlikde fabrikalarda çalışma yerine, camilerde namaz kılınmasını önerenlere itiraz edemiyorsa, demek ki bu Millet yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları kabul etmiş demektir.

Ne demişti Bülent Ecevit, Demokrasi`yi kullanarak kapıdan içeri girenler, gün gelir kapıyı arkadan kilitlerler.

Gençler Sosyal Medya`ya kısıtlama geldi, bundan sonra camilerde namaz kılacak zamanınız çok olacaktır. Ne de olsa Cumhurbaşkanı namaz kılmanızın ve anlınızın secdeye gitmesinin faydalarını anlatmıştı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER