Demokrasi ve Hukuk Devleti, bireylere sorgulama hakkını güvence etmektedir. Eğer bir toplum kendisinin seçtiği liderlere veya Millet Vekillerine soru soramıyor ve sorunlarını onlarla tartışamıyorsa, o ülkede bireylerin hakları hukuku güvence altında değildir.
Düşüne biliyormusunuz, kendi seçtiği Başbakan, Bakan veya Millet Vekili`ne soru soramıyor, onu eleştiremiyor ve karşısında hazrol vaziyetinde duruyorsa, o toplum birey olma bilincini kayıp etmiş demketir.
Eğer bir toplum soru sormaktan korkuyorsa,
veya sorgulayamıyorsa,
veya eleştiremiyorsa,
veya anayasal hakkı olan protesto hakkını kullanamıyorsa, işte o ülke demokratik ülke değildir.
Emekli sokağa çıkıp, ben senin verdiğin maaş ile geçinemiyorum diyemiyorsa,
asgari ücretli maaşım ile kiramı ödeyemiyor, çocuğumun ihtiyaçlarını karşılayamıyorum diye, kendi seçtiği iktidarı protesto edemiyor ve hakkını talep edemiyorsa, o birey olma hakkını kayıp etmiş demektir.
Türkiye günden güne daha totaliter bir rejime doğru gidiyor ve insanlarda bunu kabul ediyorsa, demek ki bu toplum demokrasi ve hukukun üstünlüğünün ne olduğunu halen kavramış değildir.
İnsanlar kendi yarattıkları liderlerinden korkmaya başlamış ve onun her söylediğini doğru kabul ediyorsa, o toplum düşüncesini kayıp etmiş demektir.
Türkiye`yi idare edenlerin, yeni maceralar peşinde koşmasına gerek yoktur. Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923 tarihinde kurulmuş ve Lozan anlaşması ile sınırları bir daha değişmeme koşulu ile çizilmiştir.
Tabi ki, biz durup dururken Lozan`ı tartışmaya açarsak, Yunan ve diğer ülkelerde Lozan`ın yeniden tartışılmasını ister veya Ermenistan gibi ülkeler toprak talebinde bulunur.
Hiçbir hükümetin Lozan, Atatür ve Laik Türkiye Cumhuriyeti`ni tartışma lüksü yoktur ve olamazda. Eğer hükümetler, Türkiye Cumhuriyeti`nin bu üç direği ile uğraşmaya başlarlarsa, bilmeliler ki, yıkılacak binanın enkazının altında kendileride kalacaktır.
Ne iktidar ve nede muhalefet kusura bakmasın, bu ülkeyi biz vatandaşlar olarak çok seviyoruz. Çok sevdiğimiz içinde, bizi yanlış yönetenleri eleştiriyoruz. Ne zaman ki, ülkeyi idare edenler korkmaya başlar ve baskı ile ülkenin istikrarını sağlıyacaklarını düşünmeye başlamış ise, o kükümetin uzun süre ülkeyi yönetmesi mümkün değildir.
Hiç kimse kusura bakmasın, biz bu ülkeyi seviyoruz ve hatta bizi idare edenlerden kat kat daha çok seviyoruz.