Sakın olaki, bizim „Şeh Hazretleri“ yapmaz demeyin, yapar, çünkü bunlarda nefse hakim olmak mümkün değil.İnsanları anlamak o kadar zor ki; adam dini öğrenmek illa ki bir tarikata girmeyi veya şeh denen düzenbazın sohbetine katılmayı din için şart olduğuna inanmakta. Tarikat şehlerinin şeytan ile dans ettiklerine inanmaz; şeh hazretlerinin dizinin dibine oturmayı mutluluk sayarlar.Tarikatlar nedir ve ne amaçlarlar?Tarikat denen şeytan yuvalarının tek amacı var, oda insanların manevi duygularını sömürmek ve maddi olarak iyi bir konumda yaşamaktır. Şöyle etrafınıza bir bakın, eline kazma, kürek veya mala almış bir tarikat şehi varmı? Hanı İslam Peygamberi Hz. Muhammed bir lokma bir hırka demişti, nerede o bir lokma ve bir hırka ile geçinen tarikat şehleri?
Menzil`den İsmailağa tarikatına kadar, ne kadar tarikat denen karanlık ve insan sömüren yerler varsa, oraların sözüm ona şehleri altın taslar ve saraylarda yaşamaktalar. Onlar müritlerine „Gavur“ icatlarından uzak durun derler, fakat kendileri Alman Mercedes, İngiliz Bentley`e binerler. Kendilerini güçlü göstermek için, onlarcada korumaları arkalarından koşarlar.Türkiye`de yaklaşık birbuçuk milyon çocuğun, tarikatların o pis ve mikrop saçan yuvalarında beyinlerinin yiykandığını biliyormusunuz? Fakir fukaranın yavrularını, sözde din eğitimi adı altında ele geçirip, sonrada onları birer cani olarak yetiştirmektedirler. Bu karanlık yerlerin başında olanlar, yüzme havuzlu vilalarda yaşarken, en lüks otellerde izinlerini yaparken, fakirede sabredin,
Allah sizleri deniyor deme lüksüne sahipler.Yaklaşık onsekiz senedir iktidarda olan AKP ve onun Genel Başkanı Erdoğan zamanında, bu karanlık yerler devlet tarafından büyük destek ve saygıya layık görüldüler. Kendi çocuklarını Amerika`nın en pahalı okullarında okuturken, fakirin çocuğuna İmam Hatipleri veya tarikat kurslarını önerdiler. Her köşeye bir İmam Hatip Okulu ve tarikatların Kur`an kurslarını açtılar. Amaç, sözde „Dindar ve Kindar“ nesiller yetiştirmek.Evet, bu karanlık ve pislik yuvalarının insanlığın düşmanı olduklarını anlatmak zorundayız. Bu karanlık yerlerin amacının insanlara dini eğitimi vermek değil, kendilerinin yaşam standartlarının üst düzeye çıkmasını sağlamaktır.Eğer „Cubbeli Ahmet“ denen iblis, çocuğa tacizlik yapmak bir art niyet değil; buna İslam`da „Bademleme“ denir diyorsa, bu tarikatlarda neler yapıldığinı siz düşünün. Toplumun bu gibi tarikat denen Cumhuriyet, Demokrasi, Bilim ve İlim karşıtı yerlere karşı uyanık olması gerekir.
Bunlar çağımızın düşmanları olup, İslam Dini adına insanların kanını emen asalaklardır.Hz. Muhammed ne tarikat şehi ve nede Cemaat Reisi idi. Hz. Muhammed çağının bir devrimcisi ve insanlığı cehalete karşı örgütlemişti. Hz. Muhammed`in her hangi bir mezhebi de yoktu.Tarikat, Cemaat veya mezhebler Emevi hanedanlığı zamanında oluşan asalak ve karanlık yerlerdir.Emevi yalançıları ve İslam düşmanlarının tek amacı vardı, oda Hz. Muhammed`in ilkelerini yok etmek. Bunu günümüz Türkiye`sinde de görüyor ve yaşıyoruz. Atatürk`e bire bir hakaret etme cesaretini kendilerinde bulamıyanlar, İnönü üzerinden saldırıyorlar. Emeviler zamanında da Hz. Muhammed`e direk saldıramıyanlar Hz. Ali üzerinden saldırmışlardır.
Günümüz tarikat ve cemaatleri Hz. Muhammed`i değil, Emevi yalançılarının oluşturduğu İslam`ı insanlara din olarak anlatmaktadırlar.Tarikatlar bir din merkezleri değil, insanlığın gelişmesini istemiyen Corona kadar tehlikeli yerlerdir. Çocuklarımızın bu gibi kuruluşların eline düşmemesi için, ülkenin aydınlarına büyük görev düşmektedir.Türk gençliğinin geleceği tarikat şehlerinin ellerinde değil, çağdaş bilime inanan öğretmenlerimizin ellerinde olmalıdır.