Nasıl bu duruma gelindi yoksa Türk hakimleri akıllarınımı kayıp ettiler.
Bir ülke düşünün ki, halen geçerli Anayasa`sında, Anayasa Mahkemesi kararı yasama, yürütme ve yargıyı bağlar diye yazdığı halde, alt mahkeme Anayasa Mahkemesi kararı bizi bağlamaz diyor. Bu bir akıl tutulması değilse, ne olabilir.
Hitler zamanında hakimler verdikleri kararı „Führer“ adına verdiklerini söylerlerdi, yoksa Türkiye o durumamı geldi veya getirildi. Anayasa Mahkemesi kararı İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi`ni bağlamıyorsa, o zaman kapatın Anayasa Mahkemesi`ni. Sanırım İstanbul Mahkemesi Anayasa Mahkemesi kararını tanımamakla, Devlet Bahçeli`nin talebini yerine getirmiş, yanı Anayasa Mahkemesi kapatılmalı diyor.
Eger bir ülkeyi yönetenler, ülkenin bütün değerlerini yok sayacak duruma getirmişler ise, bu gelişme kendileri içinde çok tehlikeli ve karanlık yola girdiklerinin bir belirtisidir.
Beyler yapmayın, bu ülkenin köklü değerleri ile oynamayın. Bugün kendinizi yer yüzünün en güçlüleri olarak görebilirsiniz, fakat yarin tarihin kirli sayfalarında yer alacağınızı hiç unutmayın.
Eğer ülkeyi yönetenler yargıyı yok sayıyorsa,
eğer ülkeyi yönetenler halkın seçtiği belediye başkanlarını görevden alıyor ve tutukluyorsa,
eger ülkeyi yönetenler kendilerinden başka hiçbir kurum veya kuruluşu muhattab almıyorsa,
eğer ülkeyi yönetenler kendilerini bu ülkenin tek vakur insanı olarak görüyorlarsa, bilmeliler ki, kendileri içinde yolun sonu görünmüş demektir.
HDP`li belediye başkanlarını, yöneticilerini veya Millet Vekillerini tutuklayarak, iktidarınızı sürdüreceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Enis Berberoğlu`nu haksız ve hukuksuz yere otutulamaya devam ediyorsanız, yanlış yapıyorsunuz.
Hatay`da ki yangının şaibeli olduğu bilinirken, PKK yaktı denmesi inandırıcı gelmiyor. Eğer PKK`lılar böyle hain bir girişimi gerçekleştirmişler ise, demek ki bunlarda bırakın insan sevgisini, canlı sevgisi dahi kalmamış demektir. Yok o ormanlar birilerinin rantı için yaktırılmış ve devlet bu hainların üzerine gitmiyor ve kolayına kaçıyorsa, bu dahada vahim bir gelişme.
Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyacaksınız. HDP`lileri tutuklayacak ve orman yangınlarını PKK gerçekleştirdi diyeceksiniz, yani haksızlıklarınıza kılif bulacaksınız. Eğer Anayasa Mahkemesi kararı bir alt mahkeme tarafından yok hükmünde sayılıyorsa, tuz kokmuştur. Tuzun koktuğu bir ülkede hiçbir iktidar ayakda kalamaz.
Bu iktidarın seçimle gideceğini düşünenlerin aklına şaşarım. Seçim hangi sene yapılırsa yapılsın, iktidarda ki muktedirler seçim sonuçlkarını kabul etmiyeceklerdir. Eğer muhalefet partiları bu tehlikeyi görmüyorlarsa, durum dahada vahim demektir.
Hukuk yok, demokrasi yok, insan hak ve hürriyeti yok, o zaman muhalefet neden „DEMOKRASİCİLİK OYNUYOR“ bunu anlamakda zorlanıyorum. Anayasa Mahkemesi kararı yok hükmünde sayıldığı bir ülkede, demokrasiden, hukukdan ve insan haklarından yana olanların neden „Demokrasi Cephesini“ halen oluşturmadıklarını anlamakta zorlanıyorum. Eğer muhalefet bu sorumluluklarını yerine getirmez ise, tarih onları affetmiyecektir.
İstanbul Mahkemesi kararı ve Meclis Başkanı Şentop`un beyanları Türkiye`de hukukun yok sayıldığının kanıtıdır.
Avukat Turgut Kazan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir hukuk devleti olmadığının yeniden tescilidir. Başka bir tartışmaya gerek yok. Ne yazık ki hukuk bir kere daha çiğnenmiştir. Bir hukukçu olarak utanıyorum.” diyor. Bende bir vatandaş olarak utanıyorum.
Bir hukukcu abidesi Turgut Kazan böyle diyorsa, bazılarının halen hukuk devleti olduğumuzu iddia etmesi, gaflet ve hatta dalalettir.
Ayrıca dün gece ki Anayasa Mahkemesi üyesinin „Işıklarımız Yanıyor“ Twitte ise tamamen bir skandal. Bu Twitte karşı İçişleri Bakanlığı cevap veriyor ve diyor ki „Işıklarımız hiç sönmeyecek“.
Görüyormusunuz Türkiye`nin nasıl ve kimler tarafından yönetildiğini.
Tuz kokmuş ve Anayasa olmuş Şahsım-Yasa.