Evet, Abbas çok zorda, çünkü son günlerde yine Kur`an ve Ezan tartışmaları ön plana çıktı. Abbas ne zaman zorda kalsa, adamlarını sokaklara salıyor ve gündemi din eksenine oturtuyor.
Aslında gerçekler hiçde öyle değil, çünkü Millet`in sorunu ne Kur`an, ne Ezan ve neden Din. Millet`in sorunu ne biliyormusunuz, anlatayım:
Millet`in sorunu ekonomi, yani evine ekmek, sebze ve meyve götürüp, çocukları ile birlikte mutlu oluyormu?
Millet`in sorunu işsizlik, yani işi varmı, para kazanabiliyormu, kazandığı para ile ailesini geçindirebiliyormu?
Millet`in sorunu çocuğunun atanamayışı, iş bulamayışı veya üniversitede ona para desteği yapabiliyormu?
Millet`in sorunu Covit-19 ve aşı gelecekmi, insanlar bu melanetden kurtulacakmı?
Millet`in ne arapça Kur`an ve nede arapça Ezan, Millet`in sorunu huzur.
Millet`in sorunu ne türkçe Kur`an ve nede türkçe Ezan, Millet`in sorunu barış içinde yaşamak.
Evet biliyorum çok zor durumdasınız, çünkü halka anlatacak yalanlarınız bitti. Tıp ki, yüzme bilmiyen birisinin okyanusta çırpınışı gibi çırpınıyorsunuz. Eğer yüzme bilmiyorsanız, çırpınmanız nafile, çünkü sonunda okyanusun derinliklerine gömülüp gideceksiniz.
Altıyüz sene Osmanlı İmparatorluğu Kur`an`ı arapça okuttu. Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası`nı saymazsak, Balkanlar veya Anadolu`da insanlara ne dinini ve nede dilini öğrete bilmiştir.
Benim görüşümü sormak isterseniz Ezan`ın evrensel olduğunu, yani bütün müslüman ülkelerin anlayacağı bir edada ve dilde okunduğu için, arapça okunmasından yanayım. Eğer Türkiye`de türkçe Ezan okunursa, ondan da rahatsızlık duymaz, bilakis mutlu olurum.
Kur`an`a gelince, ben Diyanet İşleri Başkanı fesli ve cübbeli ile aynı fikirde değilim, zaten olmamıda kimse bekleyemez. Adam diyor ki, Kur`an`ın türkçe okunması caiz değildir. Bu sarıklı adama sormak gerekir ki, caiz olmadığı Kur`an`ın hangi ayetinde veya suresinde yazıyor? Hiçbir yerde yazmıyor. Aslında ilk Kur`an bugünün arapçası ilede yazılmamıştı.
Kur`an`ı iki dilde okuduğumda çok mutlu oluyorum, çünkü anlıyorum. Bu diller „Türkçe ve Almanca“. Türkçe benim ana dilim, almanca ise ikinci yazıp okuduğum dil.
Kur`an`ı ilk defa Elaml`lı M. Hamdi Yazar`ın güzel türkçesi ile yazdığı çevirisinden okudum. Kur`an`ı ilk türkçe okuduğumda anladım ki, o güne kadar kıldığım namazda okuduğum duaların anlamlarını hiç bilmiyormuşum.
Bu toplumu Din, İman, Kur`an veya Ezan diyerek uyuttuğunuz ve uyuturkende kendi saltanatlarınızı güçlendirdiğiniz yeter. Bugün insanlar Kur`an`ı sizin gibi yobazlardan değil, bu alanda çok iyi yetişmiş din alimlerinden öğreniyor. Anlıyacağınız bizler dini sizin yalanlarınızdan değil, dini en iyi anlatan ve yazan çok iyi yetişmiş din alimlerinden öğreniyoruz. Buda sizlerin yalanla kurduğunuz saltanatlarınızı sallıyor.
Sizin yetiştirdiğiniz sözde din adamları üniversiteleri fus yuvası olarak tanımlarken, bize gerçek dini anlatanlar üniversiteleri bilim yuvası olarak görüyorlar.
İnsanları dinden soğuttunuz ve camileri boş bıraktınız. Fakirin çocuğunu Kur`an kursu veya İmam Hatiplere gönderirken, kendi çocuklarınızi en iyi yetişmiş öğretmenlerin olduğu özel okullara gönderdiniz.
İncil`in latince okunduğu zamanlarda kiliseler işgence yuvaları olup, cennetin anahtarını satıyorlardı. Ne zaman ki İncil latincenin esaretinden kurtuldu, hiristiyanlar özgürleşti. Müslümanlar da Kur`an`ı kendi dinlerinde okudukları zaman, İslam Dinini daha iyi anlayacak ve sevecekler.
Ey Kur`an`ın türkçe okunması caiz değildir diyen sarıklı ve cübbeli, sen Kur`an`ın hangi dilde okunacağını bırak ve Covit-19`u yok etmek için aşıyı üretenlere bir bak. Aşıyı bulanlar Çin, Almanya, İngiltere ve Amerika.
Varmı bunların içinde bir müslüman devlet? Demek ki, Kur`an´ı arapça okumak yetmiyormuş. Nerede cenneti satan cemaat veya tarikat liderleri, neden Covit-19 salgınını durduramıyor veya çare bulamıyorlar. Bulamazlar, çünkü onların dünyasında bilim değil yalan var.
Eğer ki Allah türkçe bilmiyor diyorsanız, o zaman Allah`a şirk koşuyorsunuz.
