AKP Genel Başkanı`nın en güçlü kadrosu, Erdoğan`ın propogandasını hazırlayanlar.
Hatırlarmısınız, daha birkaç hafta öncesine kadar, başta Ana Muhalefet Partisı olmak üzere, bütün muhalefet partilarını gizli Anayasa yapmakla suçladılar. O kadar ileri gittiler ki, neredeyse muhalefeti anayasal suç işliyorlar gibi topluma pompaladılar.
Muhalefet partiları ise, sanki Anayasa çalışması yapmak bir suç gibi, Erdoğan`ın suçlamalarına ve hakaretlerine karşı kendilerini savunmaya başladılar ve bizim böyle bir çalışmamız yoktur diye kendilerini savunmaya başladılar. Aslında Anayasa çalışmamız yok diye kendilerini savunacakları yerde, evet çağdaş bir Anayasa çalışmamız var demeleri gerekiyordu. Bunu deme cesaretini kendilerinde görüp, Erdoğan`a bundan neden rahatsız oluyorsunuz diye sormaları gerekiyordu.
Ana Muhalefet CHP, İYİ Parti ve Millet İttifakı`nı oluşturan muhaliflerin çağdaş bir Anayasa üzerinde calıştıkları, ağırlıklı olarak ucube Cumhurbaşkanı sisteminin yerine, güçlendirilmiş parlamenter sistemi içeren Anayasa taslağını şubat sonunda kamuoyu ile paylaşacakları açıklamaları yapılıyordu. Bu çalışmalardan rahatsız olan Erdoğan elini çabuk tutarak, yeni bir Anayasa`ya ihtiyaç olduğunu muhalefet partilarından daha önce açıkladı. Aslında Erdoğan ve çömezi biliyorlar ki, yeni bir Anayasa yapacak çoğunlukları yoktur. Amaç muhalefeti ters köşe yapmaktı.
Evet, Anayasa balonun içinin boş olduğunu herkes biliyor. Fakat, bu açıklama ile muhallefetin Anayasa çalışmalarının önünü kesmiş oldu. O kadar geri gittiler ki, 1921 Anayasa`sını örnek alabilecekleri kadar aymazlaştılar.
1921 Anayasası ile iki kesime mesaj vermek istiyorlar.
Bunlardan birisi islami kesim, diğeri ise Kürt toplumu.
İslamcılara diyorlar ki, 1921 Anayasası`nda devletin dini İslam yazıyordu.
Kürt toplumunada şu mesajı veriyorlar ve diyorlar ki, 1921 Anayasası vilayetlerin kendi kendilerini yönetme hakları vardı. Yani, mademki Mahalli İdareleri özerkleştirmek istiyoprsunuz, işte bunun için 1921 Anayasası ruhunu temel alalım. Burada ki amaç laikliği kaldırıp yerine islamcı bir Cumhuriyet kurmaktır. Tıp ki, çözüm sürecinde olduğu gibi kürtlere nve HDP`ye bir tuzak kuruyorlar.
AKP Genel Başkanı Türk toplumunu neredeyse aptal yerine koyuyor ve çağdaş Türk Milleti`ini daha ileriye götürecek bir Anayasa yapmak yerine, yaklaşık yüz sene önce savaş ortamında hazırlanan Anayasa`ya toplumu uyarlamak istiyor.
AKP`nin tosuncukları hemen devreye girdiler ve laikliğin Anayasa`dan çıkartılmasını istemeye başladılar. Tosuncuklar meydanı boş bulmuşcasına, TV`lerde ki konuşmalarında „İslam Anayasası“ önerecek kadar terbiyesizleşiyorlar. Ne İslam ve nede başka dinlerin Anayasası olmaz. Din insanın vicdanıdır, Anayasa ise toplumsal sözleşmedir. Bu zerzavatlara sormak gerekmezmi, şeriat ile yönetilen bir devlet gösterebilirmisiniz, o devletlerin toplumları refah ve özgürlük içerisinde yaşıyorlar. Tıpki bizim ki gibi, toplumları yönetenler saraylarda yaşarken, halk açlık ve sefalet içerisinde yaşamak zorundalar. Nedense İslam ülkelerinden kaçanlar hep hiristiyan ülkelere kaçıyorlar, neden?
Madem ki, yeni bir Anayasa yapacaksınız, o zaman 1961 Anayasası orada duruyor. 1961 Anayasası, dünyada ki Anayasa`lar içinde çağdaş, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygılı olan bir Anayasa.
Bunların amaçları yeni bir Anayasa yaparak, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyeti yıkmak ve yerine yeni bir Cumhuriyet kurmaktır. AKP Meclis Grup başkanı, yeni Anayasa „Yeniden Kuruluş Anayasası“ olacak diyor. Bu ne demek, ikinci Cumhuriyeti biz kuracağız ve kurucu Cumhurbaşkanı Erdoğan olacak demektir.
Halen yürürlükte olan Anayasa`ya uymayan, Anayasa kararlarını uygulamıyan ve tanımayan birisinden daha çağdaş, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygılı bir Anayasa yapacağını düşünmek aptallık değilde başka ne olabilir?
Ümit ederim ki, başta HDP olmak üzere muhalefet partiları Erdoğan`ın bu tuzağına düşmezler.
