İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
antenler yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa rotatifler,
kitaplar yalan söylüyorsa,
duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa,
………………
ses yalan söylüyorsa,
söz yalan söylüyorsa,
ellerinizden başka herşey
herkes yalan söylüyorsa,
NAZIM HİKMET
Günümüzde herkes yalan söylüyor. Gün geliyor, söylediği yalana kendiside inanıyor.
Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Bürokratlar, Belediye Başkanları, Televizyonlar, Gazeteler ve herkes yalan söylüyor. Kendilerini seçenlerin sırtında kan emen kene gibiyaşıyorlar. Kanını emdiklerine hep yalan söylüyorlar.
Murat Ağırel`in Parsel Parsel kitabında, Ankara seçmenini senelerce aldatanları görünce, bizi yöneten herkesin yalan söylediğine bir daha inandım.
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü olarak görev yapan birisi, seçimlerde Keçiören Belediye Başkanı oluyor. Belediye Başkanı olmadan önce kendisi devlet memuru ve eşi ise öğretmen. Keçiören Belediye Başkanı olmak yetmiyor, partisından ayrılıyor Refah Partisı`ndan Millet Vekili oluyor. Buda yetmiyor, sonunda Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı oluyor.
Söz konusu Belediye Başkanı`nın iki oğlu var. Bu aile o kadar hızlı zengin oluyor ki, sonunda Ankara Sanayi Odası Başkanı olmak istiyor. Futbol kulüplerinin başkanları dahi oluyorlar.
Yetmiyor Beyaz TV diye bir televizyon kuruyorlar ve ticaretin birçok alanında faliyet gösteriyorlar. Bu iki kardeşe ve babalarına bu kurduğunuz TV ve şirketlerin kaynağı nereden geliyor diye soran yoktur. Belediye Başkanı olan Zat-ı Muhterem çok dar bir çevreye iyhaleler dağıtıyor ve çevresini çok zengin ediyor. Hiç kimse, bütün ihaleleri bir elin parmağı kadar insana neden veriyorsun diye sormuyor.
Tabi ki, Belediye Başkanı olan Zat-ı Muhterem Cuma namazlarını hiç kaçırmıyor. Ayrıca belediyedeki mesai saatleri Cuma namazı dikkate alınacak şekilde ayarlanıyor. Ankara halkı, ah bizim şu müslüman başkanımız varya, Allah onu CHP`nin kötülüklerinden korusun diye dualar ediyor.
Bu adam, o kadar kurnaz ki, karda yürüyor, fakat izini belli etmiyor. Seçim zamanı paketler hazırlanıyor, kışın kömürler dağıtılıyor ve yalan makinaları tam gaz çalışıyor.
Hiçbir müslümanın aklına şu soru gelmiyor:
Sayın Başkan, sen ve çocukların bu kadar serveti, senin belediye başkanı ve eşinin öğretmen maaşı ilemi elde ettiniz? Hayır, bu soruyu kimse sormuyor, çünkü abdestli namazlı bir başkan, o haram yemez diye düşünüyorlar.
Başka bir örnek daha vereyim. Adam sıradan inşaat mühendisi. Şansı gülüyor, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi`ne giriyor ve Recep Tayyıp Erdoğan`ın güvenini kazanıyor. Sonunda Allah yürü kulum diyor ve yürüyor, yürüyor, yürüyor, sonunda Ulaştırma Bakanı oluyor. Tabi ki, daha sonra Başbakan dahi oluyor.
Bu Zat-ı Muhterem görünüşte çok babacan birisi. O kadar iyi eğitim almış olmalı ki, G ile Ğ`yi ayıramıyor.
İşte bu Zat-ı Muhterem`in çocuklarıda gemicikler gemicikler gemicikler, Hollanda`da mülkiyetler mülkiyetler ve mülkiyetler alıyorlar. Hiçbir AKP`li seçmenin aklına şu soru gelmiyor: Sayın Bakan, siz bu kadar servetinizi eşinizin öğretmen ve sizin mühendislik, bakanlık ve başbakanlık maaşı ilemi elde ettiniz?
Neden bütün büyük ihaleler, yolcu ve hasta garantisi verilerek beş müteahhite verildiğini siz düşünün. Büyük Zat-ı Muhterem`in servetinin hesabınıda siz yapın diyorum.
Vay benim zavallı halkım, bunlar zengin olurken, bunlara oy veren sizler askıda ekmeğe muhtaç oldunuz. Halen din, iman, Allah, Peygamber ve Kur`an diyenlerin bunca yalanlarına inanıyormusunuz?
YALAN İLE UYUTULAN HALKIM, UYANMANIN ZAMANI GELMEDİMİ?
