Akşener, Danıştay’ın “Andımız” kararına tepki gösterirken, kendisinden önce kürsüye gelen ilkokul öğrencisi “Öğrenci Andı”nı okudu.
elbeXpress / Haber Merkezi
“Küçüklerini korumak yerine, onlara göz dikenler, elbette ‘Andımız’ okunmasın ister”
Akşener partisinin grup toplantısında, “Bu ülkede, Mustafa Kemallere idam fermanı yazanlar oldu. Bu ülkede, milletin meclisinin üzerine ordu gönderenler oldu. Bu ülkede, milletine terörist diyenler oldu. Bu ülkede, ‘Andımız’ı yasaklayanlar oldu. Aslında buna çok da şaşırmıyoruz. Çünkü onları anlayabiliyoruz. ‘Andımız’ın sözleri ağır gelenler, elbette ‘Andımız’ı yasaklamak ister. Küçüklerini korumak yerine, onlara göz dikenler, elbette ‘Andımız’ okunmasın ister. Oy hesabı dışında, büyüklerini sayıdan saymanlar, yaş almışına, emeklisine sahip çıkmayanlar, elbette ‘Andımız’ duyulmasın ister. Yandaşını milletinden çok sevenler,- Yükselme ve ileri gitme idealini içine sindiremeyenler, elbette ‘Andımız’ bilinmesin ister.” diye konuştu.
Akşener şu ifadeleri kullandı:
“Büyük Atatürk’ dendiğinde, kaşıntı tutanlar, Çalışmak yerine, çalıp, çırpanlar, elbette ‘Andımız’ hatırlanmasın ister. En önemlisi de, Türk demenin bir ayırma değil, bir birliktelik arzusu olduğunu görmek istemeyenler, Son bağımsız Türk devletini, uçuruma sürükleyenler, Elbette ‘Andımız’ın son cümlesinde şaşkına döner!
Ama o arkadaşlar hiç kusura bakmasın, bizler hâlâ buradayız. Türk Devleti hâlâ burada. Cumhuriyet hâlâ burada. Çünkü bu topraklarda, milletini ve memleketini özünden çok sevenler, kendilerini ve koltuklarını, özünden çok sevenlere karşı, her defasında galip gelmiştir. Her zaman da galip gelecektir!
“Millî Eğitim Bakanlığı’nın Andımız’la yargı üzerinden mücadeleye girmesi ironik”
‘Andımız’, inancımızda, sözümüzde, yaptıklarımızda ve yapacaklarımızdadır! ‘Andımız’, milletimize duyduğumuz sevgide, büyük, güçlü ve zengin bir Türkiye’ye duyduğumuz özlemdedir! ‘Andımız’, kahraman atalarımızın aziz hatırasında, Atatürk’ümüzün mirasındadır! Andımız’, kalplerimizde, ‘Andımız’ ruhumuzda, ‘Andımız’ irademizdedir. O nedenle, ‘Andımız’a el uzatmaya cüret edenlere inat, bir kez daha; ‘Ne Mutlu Türküm Diyene!’
Bakanlıklarımız içinde, ikisinin adının başında ‘millî’ kelimesi vardır. Kafiye olsun diye değildir. Zaten kafiyeli de değildir. Biri Millî Savunma Bakanlığı, diğeri de Millî Eğitim Bakanlığı’dır.
“Andımız’ı okutun’ diyemeyenler şimdi isyan ediyormuş gibi yapıyor”
İşte o nedenle, Millî Eğitim Bakanlığı’nın, milli kimliğimize vurgu yapan, milli şuuru besleyen ‘Andımız’la, yargı üzerinden mücadeleye girmesi, acı olduğu kadar da, ironiktir. ‘Yerli ve millîyiz.” diyenlerin, aslında ne olmadıklarını göstermesi bakımından da, bir o kadar öğreticidir. Biliyorsunuz, Danıştay’ın 2018 yılında verdiği, ‘Andımız’ yeniden okutulmalı’ kararının ardından, bu kürsüden birçok defa, ‘Kararı uygulayın’ çağrısı yaptım. Meclis grubumuz, soru önergeleri verdi. Tüm bu süreçte, iktidardan da, ortağından da ses çıkmadı. Danıştay kararına rağmen, üç yıldır ortağına, ‘Andımız’ı okutun’ diyemeyenler,
Şimdi ise çıkmışlar, Genel Kurul kararından sonra, bu karara isyan ediyormuş gibi yapıyorlar. İbretlik gerçekten… Allah kimseyi böyle yoldan çıkartmasın.
Abdürrahim Karakoç ne güzel söylüyor; ‘Bindirmişler bir gemiye, Rotasından haberi yok.- Korkuyor ‚’Türküm’ demeye,- Atasından haberi yok. Derdi, davası oy için, Seneyi satar, ay için, Herkese çatar, bey için, Ötesinden haberi yok…’
Erdoğan ve iktidarı, cumhuriyetin değerleriyle ve milletimizin kazanımlarıyla kavga etmekten, bir türlü bıkmadı, bir türlü yorulmadı. Değerleriyle kavga ettiğiniz bir devleti, hakkıyla ve layıkıyla yönetemezsiniz. Nitekim, yönetemiyorlar. Çünkü devlet yönetmek ciddiyet ister. Akıl ister, sağduyu ister, özveri ister. Kendi menfaatini değil, milletin çıkarlarını gözeten bir irade ister. Hele ki, uluslararası ilişkilerde, atılacak her adım, ince hesaplar, isabetli kararlar ister. O nedenle, koca Türkiye Cumhuriyeti’ni, “paşa gönlüne göre” yöneten bir anlayışın, bırakın isabetli adımlar atması, adım atabilmesi bile mümkün değildir.
Kaynak: T24