Son günlerde birçok insan İstanbul Sözleşmesi üzerine görüş belirtiyor, eleştiri veya destek mesajları veriyorlardı. Fakat, İstanbul Sözleşmesi nedir, amacı nedir veya neden gereksinim duyulmuştur veya neden iptal edilmiştir, bunları biraz inceliyelim.
İstanbul Sözleşmesi adını İstanbul`dan alır. Bu sözleşme metninin yazılmasında ve uluslar arası düzeyde kabul edilmesi için, o günün Başbakanı Recep Tayyıp Erdoğan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek ve Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu büyük bir özveri ile savunmuşlardır. İstanbul Sözleşmesi dünyada ilk defa Türkiye Büyük Millet Meclişi tarafından kabul edilmiştir.
İstanbul Sözleşmesi kabul edildiğinde Ahmet Davutoğlu Dış İşleri Bakanı, Mevlüt Çavuşoğlu ise Avrupa Konsey Başkanı idi. O günlerde gerile gerile savunanlar, ne olduda bugün kin ve nefretle dün savundukları sözleşmeyi bugün iptal etmişlerdir. Dün İstanbul Sözleşmesi`nin savunan aynı şahsiyetler iptali savunuyorlar. Diyorum ki, bunlar bir aynaya baksalar, ben kimim diye sorsalar.
İstanbul Sözleşmesi ezilen, horlanan, öldürülen, töreler gereği kan bedeli olarak verilen ve eşinin ikinci kadını olmak istemiyen kadınları koruyan bir anlaşmasıdır. Bu sözleşmeyi iptal edenlere, eşleri, kızları veya anaları adına acıyorum.
İstanbul Sözleşmesi`nin iptalından dolayı mutluluk duyanları bir görelim.
Sözümona Ayasofya Baş İmamı Boynukalın. Bu yobazın adının önünde Prof. Dr. yazıyor. Ormanda boynu kalın kime denir, onuda siz düşünün.
Başka kim sevinmiş, cübbeli Hoca adı ile anılan şeytan yapılı Mahmut Ünlü. Bu şeytan yapılı adam, iptal dolayısıyla yayınladığı mesajında şöyle diyor:
„Rabbimize ne kadar hamd etsek azdır. Bu mübarek Şaban ayında Allah`ımızın dinine muhalif cinsel sapıklara meydan veren ….. KAFİRLER tarafından bize dayatılmış olan İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyıp Erdoğan tarafından feshedilmiştir“. Bu cahil o kadar ileri gitmiş ki, açıklamasında İstanbul Sözleşmesi`nin kafirler tarafından kabul edildiğini söylerken, aynı zamanda Recep tayyıp Erdoğan`a da „kafir“ dediğinin farkında değildir. Bu sözleşmeyi savunan, kabul eden ve imzalayanın Recep Tayyıp Erdoğan olduğunu unutmuş.
Daha kim memnun olmuş, örneğin „PEDOFİLYİ“ savunan Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Bedri Gençer, İstanbul Sözleşmesi`nin iptalından memnun olmuş. Bakın bu sapık Elazığ depremi için ne demiş: Elazığ dempreminin gerekçesi olarak çocuk yaşda evliliklerin yasaklamasına bağlamıştır. Allah`ın helal kıldığı yaşta evliliğin tecavüz sayarak, mutlu yuvaları bozarak gayretullaha dokunmayalım demişti.
Daha kim savunmuş iptalı, tabi ki sözde Akit denen paçavra gazetenin yazarı Abdurahman Dilipak. Bu yobaz ve Cumhuriyet düşmanı bakın nasıl savunmuş: İstanbul Sözleşmesi`nin iptali yeterli değil, CEDAW`ında iptal edilmesini istiyor. Nedir CEDAW, cedaw Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen „Kadına karşı her türlü ayrımcılığın yok edilmesi“, Çiocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması“ sözleşmesi.
Bakın, İstanbul Sözleşmesi`nin iptalini istiyenleri bir daha sayalım.
Cübbeli Mahmut Ünlü, bu şeytan ne diyor, İslam Dini`nde „bademlemek“ vardır, yani erkek çocuğa tecaviz etmek İslam Dini`ne uygundur diyor.
Bedri Gençer ne diyor, küçük yaşdaki kız çocuklarının evlenmesi Allah`ın emridir, yani sübyancı.
Abdurahman Dilipak nediyor, çocuk ve kadın istismarını önleyen CEDAW iptal edilsin. Yani Dilipak diyor ki, kadın ve çocuğa tecavüz korumaya alınmasın ve serbest olsun.
İstanbul Sözleşmesi`nin iptaline sevinenlerden birkaçı bunlar. Her zaman iddia ettiğim gibi, bir daha iddiamı tekrarlıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın etrafınını cahil danışmanlar, metin yazarları ve hukuku bilmeyen hukukcular sarmışlardır. Erdoğan`ı danışmanları çok yanlış yönlendiriyor ve yanlış kararlar alması için her türlü kumpası kuruyorlar.
Eğer Sayın Erdoğan danışmanları tarafından yanlış yönlendirmemiş olsaydı, sanırım dün övünerek savunduğu İstanbul Sözleşmesi`ni iptal etmezdi.
Eğer İstanbul Sözleşmesi`nin iptaline yobazlar ve sapıklar seviniyorlarsa, demek ki İstanbul Sözleşmesi kadınlar ve insanlık için çok önemlidir.
Sonuç olarak şunuda sormak istiyorum. Madem ki İstanbul Sözleşmesi eşcinselleri koruyorsa, bundan neden rahatsız oluyorsunuz? Madem ki, her canlıyı Allah yarattıysa, demek ki eşcinselleride Allah yaratmıştır. Sizler Allah`ın yanlış insan yarattığını mı savunuyorsunuz? Eğer öyleyse Allah`a şirk koşuyorsunuz demektir.