11 C
Hamburg
Cuma, Haziran 7, 2024

ADAMA BAK, NELER OLACAĞINI AÇIKLAMIŞ

Bugün size Yeni Şafak gazetesi Yazarı İbrahim Karagül denen adamın, 25 Ekim 2021 tarihli yazısını yorumnlayarak aktaracağım (İbrahim Karagül, 25 Ekim 2021 Yeni Şafak).

İbrahim Karagül gibiler bu ülkeye yön veriyorlar. Bu yazar bozuntusu diyor ki, „2023’ü beklemeyecekler. Siyaset dışı saldırı gelecek. -Tehlikeli bir hazırlık var. Türkiye’nin sinir sistemi, genetiği, haritası hedef“.

Adam baklayı ağzından kaçırıyor. Aslında iktidar ortaklarının ve onu destekliyen yandaşların planlarını muhalefet üzerinden ifşa ediyor. Bu yazar bozuntusu ve iktidarın yalayıcısının iddialarını bir bir yorumlayalım.

Bu sözde yazar diyor ki, „Siyasi terör süreci başlatıldı. Türkiye’nin temeline ateş ediyorlar, farkında mıyız!“

Burada Millet İtifakı`nı kastediyor ve diyor ki, muhalefet partiları Cumhur İtifakı`na karşı siyasi bir terör başlattılar. Siyasi terörü başlatan muhalefet mi, yoksa iktidar mı?

 Örneğin, bekleyin „daha neler olacak neler“ diyen muhalefet liderlerimi?

Adam diyor ki, „Türkiye’nin siyasi tarihinde hiç böyle bir dönem, böyle “yıkıcı” bir ortaklık olmadı. Darbelerde, olağanüstü dönemlerde bile siyasi dil hiç böylesine korkunç hal almamıştı“.

Muhaleftin haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsiziğe karşı birlikte hareket etmelerini bu cahil „yıkıcı“ ortaklık olarak görüyor. Türkiye`yi yalnız Cumhur İtifakı yönetir. Ona karşı olanların hepisi yıkıcı terör örgütleridir diyor.

Adam diyor ki, devletin, milletin bütün kutsalları aşılmış, bütün ilkeler silinmiş, acımasız “siyasi görünümlü terör” programı artık doğrudan ülkenin bütünlüğünü, geleceğini, milletimizin birliğini ve huzurunu tehdit eder hale gelmiştir“.

Bu serseri diyor ki, „devletin ve milletin bütün kutsalları aşılmış“. Hangi kutsalları, örneğin Atatürk`e lanet okuyanlar mı, yoksa Atatürk`e sahip çıkanlar mı, devletin kutsallarına saldırıyorlar?Atatürk`e hakaret ve lanet okuyan cahil Mustafa Demirkan Erbaşizim tarafından Reisül-Kurra (Hafızlar Reisi) olarak atanmış. Bu cahile sormak gerekir ki, bu rezaleti onaylıyormusun?

Bu zat diyor ki, „Bu yol haritası çok sinsi“.

Hangi yol haritası, örneğin „muhalefetin ülkeyi yönetmeye talip olmamaları, kendileri için hayırlı olur“ denmesi mi, belirttiğin yol haritası?

Bu sözde yazar diyor ki, „Türkiye’nin ekonomisi hedef alınıyor. Ekonomik sorunlar silaha dönüştürülüp toplumsal çatışma zemini hazırlanıyor“.

Yani demek istiyor ki, Türkiye`nin ekonomisi çok güçlü, insanlar refah içinde yüzüyor, fakat şu muhalefet ve dış güçler varya, onlar Türkiye ekonomisini batırmak istiyorlar. Bu yazar bozuntusuna sormak gerekmez mi, „bu can bu bende olduğu sürece, papazı kimse alamaz“ diyerek, Dolar`ın 8 TL üzerine çıkartan ve bir telefonla papazı gönderen değilde, yaptığın ülkeye zarar veriyor diyen muhalefetmi ekonomiyi batırıyor.

Adam diyor ki, „Türkiye’nin sinir sistemi, genetiği, haritası hedef. Bu tek ve ortak bir proje“.

Bu sözde yalaka diyor ki, „muhalefet adı altında; Türkiye’nin milli bütünlüğü, toplumsal kardeşliği, sinir sistemi, genetiği hedef alınıyor. Hatta haritası hedef alınıyor“.

Bu adam bilmeli ki, Türkiye`nin birliğini ve değerlerini 19 senedir iktidar olan liyakatsız, kindar ve intikamcı islamcılar yok ettiler. Milli bayramlarımız dahi kutlanamaz duruma geldi.

Bu Zat diyor ki, „FETÖ ve PKK bu hazırlığın tam merkezine yerleştirildi“.

Bu Zat bilmeli ki, bu ülkede çadır mahkemelerini kuran ve FETO denen melaneti ülkenin başına bela eden bu iktidar ve sizlersiniz. Orduyu dağıttınız, Kozmik Oda`ya hayınları soktunuz ve ülkenin bütün stratejik planlarını elinizle Amerika ve İsrail`e teslim ettiniz.

Adam PKK’ya açık sinyal gönderiyor. Kimse, “yahu sen ne yapıyorsun” demiyor?

Adam Diyarbakır’a gidiyor, HDP’lilerle toplanıyor. PKK’ya sinyaller gönderiyor. Başka ne bağlantı var, bilemeyiz. Ardından dönüp Türk Dünyası elçileri ile buluşuyor.

İstanbul’a hizmet etmeyi bırakmış, bir gizli proje yürütüyor. Ortakları kim, destekçileri kim ayrı bir konu.

Adam diyor ki, „ama iş, tehlikeli bir hal aldı. Yalan, kurgu, intikam hırsı birbirine karışmış, siyaset adı altında asla “Türkiyeli” olmayan bir ajanda uyguluyor“.

„Adam delirmiş. Ülkeyi tehdit ediyor. Konuşturan kim?“

Adam diyor ki, Kılıçdaroğlu delirmiş, herkesi tehtit ediyor. Bu satılmış kalem Kılıçdaroğlu`nun ne dediğini kavrayacak zekaye sahip değil. Kılıçdaroğlu diyor ki, hukuksuz iş yapanlar, Saray`a köle olanlar ve kul hakkı yiyen memurlardan hesap soracağım. Doğru söylüyor, bunun neresi tehtit.

Adam diyor ki, „Türkiye’yi tehdit eden 10 büyükelçi ile birlikte çalışıyorlar“.

Kardeşim, siz AHİM kararlarını uyguladınız da, on büyükelçi durup dururken Osman Kavala`yı bırakın mı dediler, hayır. Muhalefet düşünmeden söylenen sözler ile, Türkiye`yi zor durumda bırakan Reis`e dur diyor. Bunun elçiler ile ortak çalışma ile ne alakası var.

Bu Zat diyor ki, „Çok tehlikeli bir noktadayız“.

Evet, çok tehlikeli bir noktadayız, çünkü hem Reis ve hemde İçişleri Bakanı hergün muhalefeti tehtit ediyor ve sindirmeye çalışıyorlar.

Adam diyor ki, „“Muhalefette saldırganlık, iktidarda intikam kurgusu. Çok kötü kokular yükseliyor“.

Evet, gerçekten çok kötü kokular yükseliyor. Ben halen aynı noktadayım, bu iktidar seçime gitmiyecek, gitse dahi iktidarı teslim etmiyecek.

Adam diyor ki, „Kılıçdardorğlu’nun, kendi ölçeğinin çok üstünde bir özgüven patlaması yaşaması sizi şaşırtmıyor mu? Her konuşmasında herkese “muhtıra verir gibi” atıp tutması kendi gücü değil“.

Bu gateteci bozuntusu bilmeli ki, iktidar olmaya çok yaklaşmış Ana Muhalefet lideri tabi ki öz güven kazanmıştır. Bütün kamuoyu araştırma şirketleri Millet İtifakı`nın iktidar olacağını söylüyor.

Adam diyor ki, „2023’ü beklemeyecekler. Siyaset dışı saldırı gelecek“.

„2023’ün normal bir seçim olmayacağını zaten biliyoruz. Çok sert bir hesaplaşma yaşanacağını zaten biliniyor.

Adam diyor ki, muhalefetin gücünü görüyoruz, bunu engellemek için bir şeyler yapmalıyız. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla misali.

Adam diyor ki, „Doğu, Güney, Batı cepheleri kuruldu. Cephenin en keskini içeride kuruldu“.

Demek ki, çok çeşitli cepheler kurulmuş, örneğin TUGVA gençlerinin yeminleri veya silahlı milislerin oluşturulması gibi.

Adam diyor ki, „Savunmada kalmak intihardır“.

İktidara ve yandaşlarına harekete geçin diyor. Tabiri caizse, hücüma geçmeliyiz. Eğer geç kalırsak, iktidarı kayıp ederek intihar etmiş oluruz diyor.

Adam diyor ki, “Olağanüstü” hazırlığa, “olağanüstü” cevaplar.

Bu yazar bozuntusunun gözünü kann bürümüş. Açıkca muhalefete savaş açalım, sindirelim ve yok edelim diyor. Bu ise gerçekten bu ülkeye yapılacak en büyük ihanettir.

Adam diyor ki, „bu ajanda başarılı olursa, bir yüz yıl daha kaybedilecek“.

Bu Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı diyor ki, eğer bu seçimi kayıp edersek, bir yüzyıl daha kayıp ederiz. Bu yalayan gazeteci demek istiyor ki, Cumnhuriyet ve Atatürk ile bir yüzyıl kaybettik, bu seçimi kayıp edersek, bir yüzyıl daha beklemek zorunda kalırız.

Ve adam yazısının sonunda şöyle diyor, „Türkiye’nin direnç merkezleri uyanmalı, ayağa kalkmalı, harekete geçmeli. Bu “olağanüstü hazırlığa, olağanüstü cevaplar” üretilmeli“.

Adam açık açık savaşa hazır olun diyor. Eğer Reis`in on büyükelçiye söylediği gibi, Türkiye bir hukuk devleti ve mahkemeleride bağımsız ise, İbrahim Karagül`ü hemen ifadeye çağırır.

Çağırırlarmı, sanmıyorum.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

ADAMA BAK, NELER OLACAĞINI AÇIKLAMIŞ

Bugün size Yeni Şafak gazetesi Yazarı İbrahim Karagül denen adamın, 25 Ekim 2021 tarihli yazısını yorumnlayarak aktaracağım (İbrahim Karagül, 25 Ekim 2021 Yeni Şafak).

İbrahim Karagül gibiler bu ülkeye yön veriyorlar. Bu yazar bozuntusu diyor ki, „2023’ü beklemeyecekler. Siyaset dışı saldırı gelecek. -Tehlikeli bir hazırlık var. Türkiye’nin sinir sistemi, genetiği, haritası hedef“.

Adam baklayı ağzından kaçırıyor. Aslında iktidar ortaklarının ve onu destekliyen yandaşların planlarını muhalefet üzerinden ifşa ediyor. Bu yazar bozuntusu ve iktidarın yalayıcısının iddialarını bir bir yorumlayalım.

Bu sözde yazar diyor ki, „Siyasi terör süreci başlatıldı. Türkiye’nin temeline ateş ediyorlar, farkında mıyız!“

Burada Millet İtifakı`nı kastediyor ve diyor ki, muhalefet partiları Cumhur İtifakı`na karşı siyasi bir terör başlattılar. Siyasi terörü başlatan muhalefet mi, yoksa iktidar mı?

 Örneğin, bekleyin „daha neler olacak neler“ diyen muhalefet liderlerimi?

Adam diyor ki, „Türkiye’nin siyasi tarihinde hiç böyle bir dönem, böyle “yıkıcı” bir ortaklık olmadı. Darbelerde, olağanüstü dönemlerde bile siyasi dil hiç böylesine korkunç hal almamıştı“.

Muhaleftin haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsiziğe karşı birlikte hareket etmelerini bu cahil „yıkıcı“ ortaklık olarak görüyor. Türkiye`yi yalnız Cumhur İtifakı yönetir. Ona karşı olanların hepisi yıkıcı terör örgütleridir diyor.

Adam diyor ki, devletin, milletin bütün kutsalları aşılmış, bütün ilkeler silinmiş, acımasız “siyasi görünümlü terör” programı artık doğrudan ülkenin bütünlüğünü, geleceğini, milletimizin birliğini ve huzurunu tehdit eder hale gelmiştir“.

Bu serseri diyor ki, „devletin ve milletin bütün kutsalları aşılmış“. Hangi kutsalları, örneğin Atatürk`e lanet okuyanlar mı, yoksa Atatürk`e sahip çıkanlar mı, devletin kutsallarına saldırıyorlar?Atatürk`e hakaret ve lanet okuyan cahil Mustafa Demirkan Erbaşizim tarafından Reisül-Kurra (Hafızlar Reisi) olarak atanmış. Bu cahile sormak gerekir ki, bu rezaleti onaylıyormusun?

Bu zat diyor ki, „Bu yol haritası çok sinsi“.

Hangi yol haritası, örneğin „muhalefetin ülkeyi yönetmeye talip olmamaları, kendileri için hayırlı olur“ denmesi mi, belirttiğin yol haritası?

Bu sözde yazar diyor ki, „Türkiye’nin ekonomisi hedef alınıyor. Ekonomik sorunlar silaha dönüştürülüp toplumsal çatışma zemini hazırlanıyor“.

Yani demek istiyor ki, Türkiye`nin ekonomisi çok güçlü, insanlar refah içinde yüzüyor, fakat şu muhalefet ve dış güçler varya, onlar Türkiye ekonomisini batırmak istiyorlar. Bu yazar bozuntusuna sormak gerekmez mi, „bu can bu bende olduğu sürece, papazı kimse alamaz“ diyerek, Dolar`ın 8 TL üzerine çıkartan ve bir telefonla papazı gönderen değilde, yaptığın ülkeye zarar veriyor diyen muhalefetmi ekonomiyi batırıyor.

Adam diyor ki, „Türkiye’nin sinir sistemi, genetiği, haritası hedef. Bu tek ve ortak bir proje“.

Bu sözde yalaka diyor ki, „muhalefet adı altında; Türkiye’nin milli bütünlüğü, toplumsal kardeşliği, sinir sistemi, genetiği hedef alınıyor. Hatta haritası hedef alınıyor“.

Bu adam bilmeli ki, Türkiye`nin birliğini ve değerlerini 19 senedir iktidar olan liyakatsız, kindar ve intikamcı islamcılar yok ettiler. Milli bayramlarımız dahi kutlanamaz duruma geldi.

Bu Zat diyor ki, „FETÖ ve PKK bu hazırlığın tam merkezine yerleştirildi“.

Bu Zat bilmeli ki, bu ülkede çadır mahkemelerini kuran ve FETO denen melaneti ülkenin başına bela eden bu iktidar ve sizlersiniz. Orduyu dağıttınız, Kozmik Oda`ya hayınları soktunuz ve ülkenin bütün stratejik planlarını elinizle Amerika ve İsrail`e teslim ettiniz.

Adam PKK’ya açık sinyal gönderiyor. Kimse, “yahu sen ne yapıyorsun” demiyor?

Adam Diyarbakır’a gidiyor, HDP’lilerle toplanıyor. PKK’ya sinyaller gönderiyor. Başka ne bağlantı var, bilemeyiz. Ardından dönüp Türk Dünyası elçileri ile buluşuyor.

İstanbul’a hizmet etmeyi bırakmış, bir gizli proje yürütüyor. Ortakları kim, destekçileri kim ayrı bir konu.

Adam diyor ki, „ama iş, tehlikeli bir hal aldı. Yalan, kurgu, intikam hırsı birbirine karışmış, siyaset adı altında asla “Türkiyeli” olmayan bir ajanda uyguluyor“.

„Adam delirmiş. Ülkeyi tehdit ediyor. Konuşturan kim?“

Adam diyor ki, Kılıçdaroğlu delirmiş, herkesi tehtit ediyor. Bu satılmış kalem Kılıçdaroğlu`nun ne dediğini kavrayacak zekaye sahip değil. Kılıçdaroğlu diyor ki, hukuksuz iş yapanlar, Saray`a köle olanlar ve kul hakkı yiyen memurlardan hesap soracağım. Doğru söylüyor, bunun neresi tehtit.

Adam diyor ki, „Türkiye’yi tehdit eden 10 büyükelçi ile birlikte çalışıyorlar“.

Kardeşim, siz AHİM kararlarını uyguladınız da, on büyükelçi durup dururken Osman Kavala`yı bırakın mı dediler, hayır. Muhalefet düşünmeden söylenen sözler ile, Türkiye`yi zor durumda bırakan Reis`e dur diyor. Bunun elçiler ile ortak çalışma ile ne alakası var.

Bu Zat diyor ki, „Çok tehlikeli bir noktadayız“.

Evet, çok tehlikeli bir noktadayız, çünkü hem Reis ve hemde İçişleri Bakanı hergün muhalefeti tehtit ediyor ve sindirmeye çalışıyorlar.

Adam diyor ki, „“Muhalefette saldırganlık, iktidarda intikam kurgusu. Çok kötü kokular yükseliyor“.

Evet, gerçekten çok kötü kokular yükseliyor. Ben halen aynı noktadayım, bu iktidar seçime gitmiyecek, gitse dahi iktidarı teslim etmiyecek.

Adam diyor ki, „Kılıçdardorğlu’nun, kendi ölçeğinin çok üstünde bir özgüven patlaması yaşaması sizi şaşırtmıyor mu? Her konuşmasında herkese “muhtıra verir gibi” atıp tutması kendi gücü değil“.

Bu gateteci bozuntusu bilmeli ki, iktidar olmaya çok yaklaşmış Ana Muhalefet lideri tabi ki öz güven kazanmıştır. Bütün kamuoyu araştırma şirketleri Millet İtifakı`nın iktidar olacağını söylüyor.

Adam diyor ki, „2023’ü beklemeyecekler. Siyaset dışı saldırı gelecek“.

„2023’ün normal bir seçim olmayacağını zaten biliyoruz. Çok sert bir hesaplaşma yaşanacağını zaten biliniyor.

Adam diyor ki, muhalefetin gücünü görüyoruz, bunu engellemek için bir şeyler yapmalıyız. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla misali.

Adam diyor ki, „Doğu, Güney, Batı cepheleri kuruldu. Cephenin en keskini içeride kuruldu“.

Demek ki, çok çeşitli cepheler kurulmuş, örneğin TUGVA gençlerinin yeminleri veya silahlı milislerin oluşturulması gibi.

Adam diyor ki, „Savunmada kalmak intihardır“.

İktidara ve yandaşlarına harekete geçin diyor. Tabiri caizse, hücüma geçmeliyiz. Eğer geç kalırsak, iktidarı kayıp ederek intihar etmiş oluruz diyor.

Adam diyor ki, “Olağanüstü” hazırlığa, “olağanüstü” cevaplar.

Bu yazar bozuntusunun gözünü kann bürümüş. Açıkca muhalefete savaş açalım, sindirelim ve yok edelim diyor. Bu ise gerçekten bu ülkeye yapılacak en büyük ihanettir.

Adam diyor ki, „bu ajanda başarılı olursa, bir yüz yıl daha kaybedilecek“.

Bu Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı diyor ki, eğer bu seçimi kayıp edersek, bir yüzyıl daha kayıp ederiz. Bu yalayan gazeteci demek istiyor ki, Cumnhuriyet ve Atatürk ile bir yüzyıl kaybettik, bu seçimi kayıp edersek, bir yüzyıl daha beklemek zorunda kalırız.

Ve adam yazısının sonunda şöyle diyor, „Türkiye’nin direnç merkezleri uyanmalı, ayağa kalkmalı, harekete geçmeli. Bu “olağanüstü hazırlığa, olağanüstü cevaplar” üretilmeli“.

Adam açık açık savaşa hazır olun diyor. Eğer Reis`in on büyükelçiye söylediği gibi, Türkiye bir hukuk devleti ve mahkemeleride bağımsız ise, İbrahim Karagül`ü hemen ifadeye çağırır.

Çağırırlarmı, sanmıyorum.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER