22.9 C
Hamburg
Çarşamba, Mayıs 15, 2024

GÖÇÜN 60 YILLIK ÖYKÜSÜ

60 yıl öncesinde olacaklardan habersiz bilinmezliklere giderken,  geride kalanlar hayalleriyleriyle  bırakılır. Umutlar  düşünceleri süslerken, buruktur  içleri  gidenlerin ve de kalanların.

Uzun bir zamandır altmış yıl; derelerden damla damla akmakta olan sular azgın nehirlere dönüşür, kimine geçit vermez alıp götürür, kimi inanılmaz bir gücü yakalama olanağı bulur ve onu kullanarak  zoru başarır,  düzlüğe çıkar.

Köklerinden kopup geldiği Anavatanından   yeni topraklara saçak salmaya, gelişip  ayakta durmaya çalışırlar.  Bu mücadeleyi verirlerken geride bırakılanlara umut, gelecek kuşaklara kaynak olurlar.

Türk insanı geldiği  Ülkelerin ekonomisini daha da geliştirmek için  yabancısı olduğu endüstriye, diline, yaşam biçimine ve de kültürüne  el yordamıyla ve zorluklara göğüs gererek  ayak uydurur. Kazandığını yemez içmez, geride bıraktığı sevdiklerinin iyi yaşaması ve ekonomisini düzeltmek için gece gündüz çalışır. Hem ailesine hem de Ülkesine yatırım yapmanın mutluluğunu yaşar.

Bu insanların geride bıraktıkları anababaları, eşleri, çocukları güzel haberleri, kavuşacakları  günleri özlemle beklerler. Gurbet denilen yerlerin acımasızlığıyla yanıp kavrulurlar… Türkiye´de hemen her ailenin bir yakınının yabana göç etmesinden dolayı kavuşma özlemi  düşmüştür yüreklere… sevdiklerinin yolunu gözlemekle akıp gider yıllar! 

Birkaç yıllığına gidenlere, geriye dönüş yolu görünmez; hani derler ya,“Göçte geriye dönüş olmaz,“ çok yıllar geçer. Kimileri  ailelerinin  bir bölümünü yanlarına alma cesareti gösterip, biraz olsun özlemlerini hafifletirler. Kimileri ise Vatanlarına iki üç yılda bir gidip sevdiklerini ve kendilerini teselli ederek gönül eğlendirirler. Para kazanmışlardır, hesaplı davranışlarıyla mal, mülk sahibi olmuşlardır ama kazandıklarını  keyiflerince kullanamamışlardır.

Geldikleri ülkelerde üç-beş kişiyle WC si, banyosu ve mutfağı olmayan evlerde kalmışlar, kazançlarını ülkelerine, sevdiklerine göndermişlerdir. Özellikle aile birleşimini gerçekleştirenler zamanla iyi yaşayabilecekleri konutlara taşınmışlardır. İlk zamanlarda sokaklardan topladıkları kullanılmış eşyalarla gereksinimlerini giderirlerken, ilerleyen yıllarda en iyi ev eşyalarına sahip olmuşlar ve çocuklarına iyi bir gelecek sağlamayı başarmışlardır. Ülkelerine yatırım yapanlardan azımsanmayacak bir kesimi  ise daha sonra nankör yakınlarının  ihanetine uğramışlar, kimileri hazırcı çocuklarının, akrabalarının,  dostlarının  veya fırsatçıların tuzağına düşüp acı çekmişler, çekmektedirler.

Dün eski arabalarla 3-4 bin km. aşarak vatan yoluna düşenlere gülüp geçiliyor, küçümseniliyorken. bugün de en lüks arabalarla yol kateden, 5 yıldızlı otellerinde tatil yapan 2. veya 3. nesil gurbetçilere kıskançlıkla imreniliyor.

Anodolu insanı gurbette tek başına bırakılmıştır. Ne geldikleri ülkelerin yöneticileri tarafından  ne de vatanlarındaki yöneticiler tarafından korunup kollanılmışlardır. Yaşamın taşlarına takılan, düşen  gençler olsa da 2. ve 3. kuşaktan yetişenler aynı zorluklarla mücadele ederek, dışlanmışlıklarına göğüs gererek kapalı kapıları açmışlar, engelleri aşmışlardır,  inanılması güç başarılara imza atmışlardır.

Bugün yetişmekte olan bu  GENÇLER her alanda başarılarıyla  göz doldurmaktadırlar; bilim insanları,işverenleri,girişimcileri, öğretmenleri, avukatları, doktorları, politikacıları, sanatçıları, yazarları ve sivil toplum örgütleriyle vb akla gelmeyecek mesleklerde adlarından sözettirir duruma gelmişledir.

Birinci kuşak eksiğiyle gediğiyle  ama alınlarının akıyla hem anavatanlarına ve hem de geldikleri (2. vatanlarına) ülkeye karşı görevlerini başarılı bir şekilde yürütmüşler, her iki ülkeyi de daha ileriye taşıyacak genç kuşaklar yetiştirmiştir.

SAHİP ÇIKILMAYAN, KENDİ ÇABALARIYLA BAŞARILARA İMZA ATAN BU İNSANLARA SELAM OLSUN .

Nebahat S. Ercan

Hamburg, 03.12.2021

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

GÖÇÜN 60 YILLIK ÖYKÜSÜ

60 yıl öncesinde olacaklardan habersiz bilinmezliklere giderken,  geride kalanlar hayalleriyleriyle  bırakılır. Umutlar  düşünceleri süslerken, buruktur  içleri  gidenlerin ve de kalanların.

Uzun bir zamandır altmış yıl; derelerden damla damla akmakta olan sular azgın nehirlere dönüşür, kimine geçit vermez alıp götürür, kimi inanılmaz bir gücü yakalama olanağı bulur ve onu kullanarak  zoru başarır,  düzlüğe çıkar.

Köklerinden kopup geldiği Anavatanından   yeni topraklara saçak salmaya, gelişip  ayakta durmaya çalışırlar.  Bu mücadeleyi verirlerken geride bırakılanlara umut, gelecek kuşaklara kaynak olurlar.

Türk insanı geldiği  Ülkelerin ekonomisini daha da geliştirmek için  yabancısı olduğu endüstriye, diline, yaşam biçimine ve de kültürüne  el yordamıyla ve zorluklara göğüs gererek  ayak uydurur. Kazandığını yemez içmez, geride bıraktığı sevdiklerinin iyi yaşaması ve ekonomisini düzeltmek için gece gündüz çalışır. Hem ailesine hem de Ülkesine yatırım yapmanın mutluluğunu yaşar.

Bu insanların geride bıraktıkları anababaları, eşleri, çocukları güzel haberleri, kavuşacakları  günleri özlemle beklerler. Gurbet denilen yerlerin acımasızlığıyla yanıp kavrulurlar… Türkiye´de hemen her ailenin bir yakınının yabana göç etmesinden dolayı kavuşma özlemi  düşmüştür yüreklere… sevdiklerinin yolunu gözlemekle akıp gider yıllar! 

Birkaç yıllığına gidenlere, geriye dönüş yolu görünmez; hani derler ya,“Göçte geriye dönüş olmaz,“ çok yıllar geçer. Kimileri  ailelerinin  bir bölümünü yanlarına alma cesareti gösterip, biraz olsun özlemlerini hafifletirler. Kimileri ise Vatanlarına iki üç yılda bir gidip sevdiklerini ve kendilerini teselli ederek gönül eğlendirirler. Para kazanmışlardır, hesaplı davranışlarıyla mal, mülk sahibi olmuşlardır ama kazandıklarını  keyiflerince kullanamamışlardır.

Geldikleri ülkelerde üç-beş kişiyle WC si, banyosu ve mutfağı olmayan evlerde kalmışlar, kazançlarını ülkelerine, sevdiklerine göndermişlerdir. Özellikle aile birleşimini gerçekleştirenler zamanla iyi yaşayabilecekleri konutlara taşınmışlardır. İlk zamanlarda sokaklardan topladıkları kullanılmış eşyalarla gereksinimlerini giderirlerken, ilerleyen yıllarda en iyi ev eşyalarına sahip olmuşlar ve çocuklarına iyi bir gelecek sağlamayı başarmışlardır. Ülkelerine yatırım yapanlardan azımsanmayacak bir kesimi  ise daha sonra nankör yakınlarının  ihanetine uğramışlar, kimileri hazırcı çocuklarının, akrabalarının,  dostlarının  veya fırsatçıların tuzağına düşüp acı çekmişler, çekmektedirler.

Dün eski arabalarla 3-4 bin km. aşarak vatan yoluna düşenlere gülüp geçiliyor, küçümseniliyorken. bugün de en lüks arabalarla yol kateden, 5 yıldızlı otellerinde tatil yapan 2. veya 3. nesil gurbetçilere kıskançlıkla imreniliyor.

Anodolu insanı gurbette tek başına bırakılmıştır. Ne geldikleri ülkelerin yöneticileri tarafından  ne de vatanlarındaki yöneticiler tarafından korunup kollanılmışlardır. Yaşamın taşlarına takılan, düşen  gençler olsa da 2. ve 3. kuşaktan yetişenler aynı zorluklarla mücadele ederek, dışlanmışlıklarına göğüs gererek kapalı kapıları açmışlar, engelleri aşmışlardır,  inanılması güç başarılara imza atmışlardır.

Bugün yetişmekte olan bu  GENÇLER her alanda başarılarıyla  göz doldurmaktadırlar; bilim insanları,işverenleri,girişimcileri, öğretmenleri, avukatları, doktorları, politikacıları, sanatçıları, yazarları ve sivil toplum örgütleriyle vb akla gelmeyecek mesleklerde adlarından sözettirir duruma gelmişledir.

Birinci kuşak eksiğiyle gediğiyle  ama alınlarının akıyla hem anavatanlarına ve hem de geldikleri (2. vatanlarına) ülkeye karşı görevlerini başarılı bir şekilde yürütmüşler, her iki ülkeyi de daha ileriye taşıyacak genç kuşaklar yetiştirmiştir.

SAHİP ÇIKILMAYAN, KENDİ ÇABALARIYLA BAŞARILARA İMZA ATAN BU İNSANLARA SELAM OLSUN .

Nebahat S. Ercan

Hamburg, 03.12.2021

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER