Hz. Muhammed İslamiyeti yaydığında, bırakın arap yarım adasında, dünyada banka yoktu. Bankalar olmadığı için, para ticaretide yoktu.
Anlıyacağınız insanlar ellerinde ki parayı bankaya veya dengi kurumlarda biriktirmiyordu. Yani, parayı çalıştıracak kurum olmadığı için, para genel olarak ticari alanda takas olarak kullanılıyordu.
Eğer insanlar 21. yüzyıl içerisinde faizin haram olduğunu düşünüyorlarsa, bunlar kendilerini Ortaçağ`da yaşadıklarını sanıyorlar demektir. Banka veya bankerlerin olmadığı çağda gelen İslamiyet, hangi amaçla elde edilen faizi yasak etmiştir. Bunu biraz açalım.
Diyelim ki, bir aile zor durumda, acilen paraya ihtiyacı var. Zorda olan aile reisi paralı birisine gidiyor ve bir miktar para istiyor. Zorda kalmış insana, parası olan şöyle diyor: Evet, eğer aylık %20 faiz verirsen, sana istediğin kadar para verebilirim. Birde, sana vereceğim para karşılığı elinde ki tarlanı, paraya güvence olarak vereceksin derse, işte bu faiz, yani adamın ödeyemiyeceği kadar fark istenirse, işte bu para İslam`a göre haramdır.
Bakın, adam çok zorda, acilen paraya ihtiyacı var. Parası olan insan, o insanın zor durumda olduğunu bildiği halde, elinde ki tarlasını da güvence olarak alıp parayı verirse, bu faiz İslam Dinine göre haramdır. Çünkü, bir insanın zorda bulunduğu ortamı kullanarak, ona yüksek faiz ile para veriyor. Birde tarlasını elinden alarak, onun o parayı ödemesini zorlaştırıyor.
Birde günümüz bankacılık sistemini düşünün. Elinizde belirli miktar birikiminiz var, onu bankaya veriyorsunuz. Alın bu parayı ticari amaçla kullanın diyorsunuz. Banka, senden aldığı parayı başkasına ticari, tüketici veya mesken kredisi olarak satıyor. Satış karşılığı bir miktar kar veya faiz elde ediyor. Banka, senin paranı başkasına satarak elde ettiği kardan bir miktarını sana veriyor. Bunun iktisat dilindeki anlamı „FAİZ“.
Bbenim paramı çalıştıran, satan, satış karşılığı belirli kar elde ediyorsa, elde ettiği kardan da bana bir miktar para veriyorsa, bu neden haram olsun. Bu paranın haram olduğunu söyleyenler, aynaya bir baksalar, ne görecekler.
Oturduğunuz sarayları, makam araçlarını, camilerin halılarını veya inşaatlerini bankalardan aldığın para ile yapacaksın, dönüp faiz haram diyeceksin. Buna bırakın insanları, kış günü sokaklarda gezen kargalar dahi güler.
Bir soru daha, „Üçlü Çeteye“ verdiğin doları Londra`da ki bankalardan yüksek faiz ile alacaksın, birde bu çetelerin milyarlarca vergi borçlarını sileceksin, sonrada çıkıp NAS var NAS diye bağıracaksın. Güleyim bari.
Faiz haram diyen Diyanet İşleri Başkanı, şimdide „Yılbaşı“ haram diyecek kadar kendisini kayıp etmiştir. Birde Saray`ın yalançı fetvacısı Hayrettin Karaman diyor ki, Döviz Garantili Mevduat Hesabı`na verilecek fark faiz değil, hibe. Ulan sen kimsin ki, Merkez Bankası`nın verdiği faizi „Hibe“ olarak adlandırıyorsun.
Size sevindirici bir haber vereyim. Maliye ve Hazine Bakanı Nureddin Nebati diyor ki, dış güçlerin bütün giriş kapılarını kapattık. Bundan sonra dış güçler bize müdahale edemiyecek.
Hergün dış güçler diye bağıranlara duyurulr.