Günlük siyasete girin, bakın çok önemli gelişmeler oluyor, Millet İttifakı’nı yazın, dediğinizi duyar gibiyim. Peki, Empedokles ne olacak!?
Millet İttifakı’nda gelinen nokta, beklenen nokta. Bu ittifakı bozacak (küçük bir-iki parti aldatılır mı bilmiyorum) herhangi bir gelişme yaşanacağını sanmıyorum.
Çünkü, hiçbirinin bu yaşanan düzende çıkarı yok, çöken bir iktidara el uzatacak ciddi hiçbir güç yok, ne ülkede ne de dünyada.
Sadece kendine çok güvenen ve 16 ay içinde şapkasından tavşan çıkaracağını sanan bir Tek Adam var.
TARİHİ KİLOMETRE TAŞI
Tek Adam zamlarla ekonomik krizi derinleştiriyor… Ya, 3-5 ay içinde toparlanacağının, yeniden “dengeyi” sağlayacağının ve boş kesimlere “bak başardı” dedirterek “kahramanlığa” soyunacağının hayalini yaşıyor ya da eğer bunu başaramazsa olağanüstü durumlar yaratacağı kestiriliyor.. Bu ayrı işlenecek başlık, ileride üzerinde duracağımız.
İttifak uçuşa geçti.
Aslında ittifakın başlangıcı tabii ki 2018 seçimleri öncesine gidiyor.
Dahası, ben bu tarihi, Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti’yi 15 milletvekili vererek Meclis’e sokmasıyla başlatıyorum.
Bu, bugünkü gelişmenin en tarihi kilometre taşıydı. Dünyada eşi benzeri olmayan… Büyük bir siyasi atak ve strateji kuruluşuydu.
MERKEZ SAĞDA SORUMLU BİR PARTİ
Altında yatan düşünce ise iktidarları zamanında berbat ülke yönetimleriyle kendini yok eden, kalan parçaları da AKP tarafından yutulan, siyasi vb. ile “alınan” ve eritilen merkez sağda bir partinin hayat bulmasının zorunluluğuydu. Bu, AKP’nin, “Cumhur İttifakı’nın” da parçalanma sürecini geliştirecekti. İktidardan uzaklaşan seçmene rahat bir seçenek sunulmasıydı.
CHP’nin tek başına iktidarı devirecek büyük bir güce evrilemeyeceği saptaması (bazıları hayalini kursa da!) büyük bir ittifak gücü yaratılmasını dayatıyordu.
Beklenen ve gerçekleşen altı başkanlı toplantı ve fotoğrafa bakıyorum.
İttifakın mimarı, özellikle kendini merkeze oturtmuyor.
Fakat bütün diğer liderler bunun bilincinde.
Böyle bir ittifak, alçakgönüllülüğü öne almakla gerçekleşebilirdi. Bu yaklaşım tüm liderlerin de benzer alçakgönüllük ve dayatmalardan kaçınan yaklaşımlarıyla bugünkü düzeyine ulaşabilirdi.
İTTİFAKI MAYALANAN TEK ADAM
Şüphesiz ittifakın esas mayasını oluşturan Tek Adam’ın bizzat kendisi, politikaları ve uygulamalarıydı, ülkeyi soktuğu ve kendisinden başka tüm politikaları dışlama ve suçlama hayatı dar etme tutumuydu.
Yargı, hukuk, demokrasi… hepsinin istendiği ve gerektiği zaman askıya alındığı bir rejim içinde, kimsenin yaşama şansı olamazdı.
Ciddi ve sorumlu bir siyasi parti/düşünce, böyle iktidara herhangi bir destek sağlayamaz. Her ne kadar yakın seçimlerde böyle uyduruktan adamlar üstelik sol kisve altında çıkmış olsa bile!
DAHA GENİŞ BİR İTTİFAKA DOĞRU
İttifakın mümkün olan en geniş cepheyi sağlamaya yönelik adımlar atacağını, Kılıçdaroğlu’nun Fikret Bila’ya açıklamalarından öğreniyoruz. Sivil toplum, akademisyen ve meslek kuruluşlarının da desteği, planlanan ortak toplantılarla gündeme getiriliyor.
Bu, çok daha geniş, partisizleri de katacak bir ülke desteği arayışıdır ve iyidir.
Sinerji yaratır. Sürükleyici olur.
Şüphesiz HDP ve aradığı sol bileşenlerinin de bir şekilde desteğine açık bir sistem ve demokrasi arayışına katılabilecekleri bir “açık kapı” bırakılması önemlidir.