Başkan Nebahat Güçlü raporlu olduğu için katılmadığı TGH Olağanüstü Genel Kurul’da istifa eden başkan yardımcısı Coşkun Coştur ve sayman Murat Kaplan’ın yerine Olgay Sadak ve Azmi Akgül seçildi.
Haber-Yorum: Mehmet Atak * Cem Mirzanlı
15 Şubat’ta gerçekleşen Hamburg Eyalet seçimleri öncesi Yeşiller Partisi Milletvekili adayı ve Hamburg Türk Toplumu(TGH) Başkanı Nebahat Güçlü’nün, Türk Federasyon’una bağlı Hamburg Türk Kültür Merkezi’nin Kültür Şöleni’ne katılmasıyla başlayan ve TGH yönetiminden istifalarla devam eden çalkantılı süreç sonucunda TGH’da Olağanüstü Genel Kurul yapıldı.
Altona semtindeki TGH Haus’da yapılan Olağanüstü Genel Kurul’a Başkan Nebahat Güçlü raporlu olduğu için katılmadı. TGH’ya üye dernek ve kuruluşların yer aldığı Genel Kurul’un süpriz konuğu TGH’nın uzun süre başkanlığını yürüten Prof. Dr. Hakkı Keskin oldu.
Ramazan Avcı’nın 1985 yılı sonlarında Dazlaklar tarafından öldürülmesinden sonra Hamburg’da temeli atılan geniş tabanlı Türkiye Göçmenler Birliği ile daha sonraları adı Hamburg Türk Toplumu’na dönüşen çatı derneğinin ve Almanya Türk Toplumu’nun uzun yıllar başkanlığını yapan Hakkı Keskin, Ocak ve Şubat aylarındaki tartışmalar esnasında Nebahat Güçlü’ye destek veren açıklamalarda bulunmuş, şimdi de aynı amaçla Hamburg’a gelmişti. Yaşamını Türkiye’de sürdüren Keskin, hâlen Almanya’daki Türk- Azerbaycan Birliği’nin başkanlığını yapıyor.
NEBAHAT GÜÇLÜ KATILMAYINCA TANSİYON DÜŞTÜ
TGH’ya üye olan 24 dernekten 19’una mensup delegelerin katıldığı Genel Kurul’da açılış konuşmasını yapan Başkan Yardımcısı Ali Kurtuldu, Başkan Nebahat Güçlü’nün raporlu olduğu için Olağanüstü Genel Kurul’da bulunamadığını dile getirdi. Kurtuldu’nun bu açıklamasıyla birlikte, kongre tansiyonun hararetli geçmeyeceği daha baştan belli oldu.
GÜÇLÜ’NÜN MESAJI’NI ALİ KURTULDU OKUDU
İstirahat raporu aldığı için Genel Kurul’a katılamayan Başkan Nebahat Güçlü’nün mesajını Ali Kurtuldu okudu. Güçlü mesajında özetle şu noktalara değindi:
“Haftada 20 saatimizi TGH’ya ayırıp özveriyle çalışarak devraldığımız borçları bitirdik. TGH içeriği boş tartışmalarla çıkmaza sürükleniyor.Kuruluş amaçları doğrultusunda TGH siyasi çalışma da yapar. 2 yıldır partilerüstü, şeffaf bir çalışma sergiledik. Tüm arkadaşlarımıza Genel Kurul’da başarılar diliyorum..”
HANGİ DERNEK VE KURUMLAR KATILDI ?
TGH’ya üye sayılarına göre delege miktarının belirlendiği sistemde salonda yerlerini alan dernekler şunlardı: Galatasaray, Fenerbahçe, CHOR, Demokrat Çorumlular, Beşiktaş, Tiyatro İstasyon, TYD Bergedorf, TGH Biresel, DGB, Türk Veliler Birliği, Türk Musikisi Korosu, Yuva, HADD, TGH Gençlik, İnter Hamburg, HAAK-Koop, Liman, Engelsiz Diyalog, Teyder-Billstedt.
Kongreye katılan Galatasaray Derneği delegeleri oylarını kullanmadılar. Gerekçe olarak da, 1 Mart’ta yapılacak G. Saray Derneği’nde üyelik konusunun karara bağlanacak olması gösterildi.
Öte yandan, TGH’nın 103 üyesinden 53’ünün salonda olduğu ve kongre için yeterli sayının bulunduğu belirtilerek toplantı açıldı ama ilerleyen dakikalarda iştirakçi sayısının daha da arttığı gözlendi.
İstifa eden başkan yardımcısı Coşkun Coştur ile sayman Murat Kaplan’ın yerine seçilecek yöneticilerin ve kamuoyunda oldukça tartışılan Nebahat Güçlü olayı gündemiyle toplanan Genel Kurul’un Divan Başkanlığına Mesut Sipahi seçilirken, Divan üyeliklerine Orhan Özgür ve Özlem Eryüksel getirildi.
OLGAY SADAK BAŞKAN YARDIMCISI, AZMİ AKGÜL SAYMAN OLDU
Gündemin ilk maddesi sonucu yapılan oylamada TGH başkan yardımcılığına Olgay Sadak seçildi. 2 ay süre ile seçilen Sadak,bu kurumda 14 yıldır hizmet veriyor. Sayman olarak seçilen Azmi Akgül ise, uzun yıllar Hamburg Türk Veliler Başkanı sıfatıyla TGH bünyesinde görev yapmış bir kişi.
YENİ ÜYELİK BAŞVURULARI 19 NİSAN’DAKİ OLAGAN GENEL KURUL’A BIRAKILDI
Türk ve Alman kamuoyunu uzun süre meşgul eden Nebahat Güçlü’nün Türk Federasyon Kuzey Almanya teşkilatı gecesine katılmasıyla başlayan ve sonucunda TGH yöneticileri Coşkun Coştur, Erkan Erçin ve Murat Kaplan’ın başkan Güçlü’yü istifaya çağırmasının karşılık bulamaması sonucu olaylı bir şekilde istifa etmeleri hakkında gündemin ikinci maddesine geçildi. Divan Başkanı Mesut Sipahi, yeni üyelik başvurularının Olağanüstü Genel Kurul’da karara bağlanamayacını belirterek, kongre çağrısındaki 3. gündem maddesini programdan çıkarıldığını açıkladı. Sipahi, konuşmaların kırıcı, incitici tarzda olmaması yolunda bir uyarıda bulunarak, “Derneklerde yöneticilik yapmak kahramanlıktır” dedi.
COŞKUN COŞTUR’DAN ELEŞTİRİLER VE SAĞDUYU ÇAĞRISI
Gündemin konuşmalar bölümünde ilk sözü alan Coşkun Coştur, geçen yıl vefaat eden Liman ve Tey-Der Dernek Başkanı Mete Duyar’ı saygıyla anarak başladığı konuşmasında, istifalara yol açan olayları kronolojik şekilde ele aldı.
“Bir önceki TGH Yönetim kurulu ile temel sorunumuz; TGH nin siyasi partilerin arka bahçesi yapılması, TGH nin içinin boşaltılması, etik olmayan ilişkiler yumağı, kurumu hızla ana felsefesinden uzaklaştırması ve TGH’nın herhangi bir partinin bürosu gibi kullanılması idi.” diyen Coştur, tekrar bu ve benzeri süreçler yaşanmasın diyerek aktif siyasete soyunmuş, aday adayı kişilerin TGH yönetim kurulu üyesi olamayacağı, hatta delege dahi olamayacağı konusunda TGH Yönetimi olarak ilkesel bir karar alındığına işaret etti.
HADD Başkanı Coştur, şunları söyledi:
Tüm bu gelişmelere rağmen, aynı olayı yeni Başkan arkadaşımızla beraber yaşamak zorunda kaldık. Benim bu konudaki karşı duruşuma rağmen — Milletvekilliği adaylığı süresince- bu süreç içerisinde Başkanlık sıfatını dondurma talebime rağmen, maalesef bu talebim geri çevrildi. Benim bu talebim, sanki benim Başkanlıkta gözüm varmış gibi karşı propagandayla ,konu asıl amacından saptırılıp karalama kampanyasına dönüştürülmüştür. Oysaki, benim hiçbir zaman bu yönde bir talebim olmamıştır. YK içersindeki yakın çalışma arkadaşlarım da buna şahittir. Daha önceleri başkaları için gösterdiğimiz doğru olan tavrımız bir anda yanlış olduğu yönünde bir tavır içerisine girildi.
Çifte sandartlı ilkesizlik zinciri bu şekilde başlatılmış oldu. Algı olarak sanki Hamburg“da ülkücülerin kültür şölenine katılma ve kamuoyuna olumsuz yansımaları üzerine tartışılıyor olsa da, buradaki asıl karşı duruş, asıl yapılan bu ilkesizliklerdir.
Olaya karşı istifalarla birlikte karşı koyulmasıyla beraber başlayan tartışma adeta ibret vericidir. Holiganvari ,bir anda dost can ciğer olan arkadaşlarımız hain, Brütüs ilan edilmiştir. En insani konuda bile-ölüm olayinda- taziye dahi dilememe durumuna gelinmistir.. Bu gidişat hiç kimsenin, TGH kurumunun ise asla hiç hayrına değildir. Arkadaşlarımızı, dostlarımızı aynı saflarda yer alan kişileri Frankenştaynleştirerek yeni düşmanlar yaratılarak, olayları sadece- Alevi- arkadaşların hassasiyeti gibi göstermek, sorunları çarpıtmaktan başka birsey değildir. TGH maalesef uçurumun kenarına doğru sürüklenmektedir.
Bu duruma ancak siz sağduyulu delegeler, bu alanda aktör konumunda olan siz sağduyulu arkadaşlarımızla dur diyebiliriz. TGH kişilerin siyasi ihtirası ve kariyerlerini yükseltme basamağı yapılamaz.
TGH kurum olarak Hamburg“da daha önceki yönetimler tarafından kazanılmış önemli bir mevzidir. Onu korumak ve kollamak yeni vizyonlarla donatmak hepimizin yurtseverlik görevidir.
Bir gün Bozkurtlarla dans eden, diğer gün AKP nin- kendisini faşist diye nitelendirdiğimiz iktidarın uzantısı- UETD de boy gösteren ve bu davranışlarını makul göstermek için daha sonra Amerika“daki Türkiye düşmanı „sözde Ermeni soykırım“ savunucusu Taner Akçam´dan rapor isteyen, duruşu olmayan bir ilkesizlikler silsilesi TGH’yı temsil edemez!
Burada hem aktif siyasete katılıp, hem TGH başkanlığının yapılamıyacağının birkaç örneğini sizlerle paylaşmak istiyorum.
25.01.2015 tarihinde Uğur Mumcu anma toplantısına geldiğimizde, TGH panosu çalışanlar tarafından Nebahat Güçlü arkadaşımızın afişleriyle donatılmıştı. Aynı gün toplantıya gelen basından bir arkadaşımızın söylediğine göre; bir iki gün önceden derneğe bırakılan- kendince muhalif gördüğü- dergiler ise ortalıkdan kaybolmuştu. TGH çalışanlarının aktif olarak seçim kampanyasına katılmaları Facebook ve sosyal medyada mevcuttur.
Tüm bu aktardığımız olaylar hakkında elimizde gerekli yazılı belgeler an itibariyle mevcuttur. İsteyen arkadaşlara bu belgeleri sunabiliriz.
Sonuç olarak; kurum olarak kazınılmış önemli bir mevzi ve hak olan TGH kesinlikle korunmalıdır. Bu kuruma zarar veren unsurlar ise TGH dan uzak durmalıdır. Aktif siyasete soyunmak isteyen, Milletvekili olmak isteyenler, üzerinden TGH üniformasını çıkarmalıdır. Daha önce ilke kararımız olan bu kararı, siz değerli delege arkadaşlarımızı ve TGH nin aktör konumundaki arkadaşlarımızı bu yönde tavır almaya davet ediyorum.
Bu gidişata dur demediğimiz taktirde, kurum hızla marjinalleşen, geçmişte örneklerini yaşadığımız gibi Koordinasyon Kurulu’na döner ve daha sonra da yok olup gider.”
ERCAN UZUNPINAR: “GÜÇLÜ’YÜ BEN YÖNLENDİRDİM !”
Ercan Uzunpınar, Nebahat Güçlü’yü ülkücülerin toplantısına kendisinin ikna edip götürdüğünü belirterek, ” Bu kadar olayın yaşanacağını bilseydim, kesinlikle yönlendirmezdim” şeklinde konuştu. Hiç bir art niyetinin olmadığını söyleyen Uzunpınar, Nebahat Güçlü adına özür diledi.
ABDULLAH COMART : “TGH TARAFSIZLIĞINI KAYBETMİŞTİR !”
TGH’nın tarafsızlığını kaybettiğini söyleyen sendika temsilcisi Abdullah Comart, yaşanan bu gelişmelerin kurumu çok yıprattığını belirterek, TGH’nın kuruluş felsefesine dönmesi gerektiğini savundu. Comart şöyle dedi: “Artık kurulu felsemize dönelim. Gelin Canlar bir olalım. Bir olalım, Pir olalım !”
ERKAN ERÇİN : “DUYARSIZ VE KÖR KALAMAZDIM !”
İstifa eden yöneticilerden, CHP Hamburg Birliği eski başkanı Erkan Erçin şöyle konuştu: “ Yapılan istifaları bazı arkadaşlar bir propaganda olayı haline getirerek altını doldurmaya çalışıyorlar. Ben bugünkü konuşmamda ne TGH’ya karşı hasmane tutumuyla ağzı salyalı politika yapan kısmı, ne de TGH için kişisel holiganlık yapıp kurum yerine kişiyi ön plana koyan arkadaşlara hizmet etmeyeceğim. Şüphesiz 24 ay TGH’ya hizmet vermiş bir kişiyim. Bizim için önemli olan tüzük ve TGH’nın çıkarları altında birleşmektir. Bizler, bugün ortalığa saçılmış olan gelişmelere hiç birşey olmamış demek, halının altına süpürmek, konuya duyarsız ve kör bakmaktır. Bu anlamda yabancı düşmanlığı, göçmen hakları, demokrasi, özgürlük ,Cumhuriyet değerleri, Atatürk konusunda ve çağdaş dünya görüşüyle birleşen bizlere karşı, aşırı radikal unsurlarla fink atma yaklaşımını ben kabul edemem. Milli ve dini duygulara karşı bir hassasiyet gösteren kurumlara karşı bir görüşme mi yapılacaksa, gelin konuşalım. Sizin yönetim kurulunuzda bu konulara hassas yaklaşan arkadaşlar var, gelin konuşalım. Sonra bu konuya TGH içerisinde nasıl olacak ona bakalım. Belli bir siyasi partinin adayı olan kendisi TGH kurumsal kimliğin de taşıyıcısı ki sıkıntı burada başlıyor. Bu anlamda başkan dediğim birlikte çalıştığım insanın Abdülhamit’i anma toplantısına katılmasını doğru bulmamam. Aşırı milli duygularla hareket eden bir kuruma gidilmesini uygun bulmam. Fakat bütün bunları TGH’yı bay-pas edip te kişişel siyasi rant alanı olmasını asla kabul edemem. Bundan sonraki süreçte tekrar tekrar yapılan hatalarla Okyanus ötesinden gelen raporlarla aklanmak mümkün değil. Bu aklanma TGH Genel Kurul’unda gerçekleşebilir. Bu anlamda tüzük tüzük diyen arkadaşları ensefle karşılıyorum. Tüzükte ahlak diye bir konu yoktur ama hepimiz ahlaklı olmalıyız. Tüzükte yalan söylemek yoktur. Yalan söylemeyeceksin diye bir kurala hepimiz uymalıyız. Siz burayı siyasi üs gibi kullanamazsınız. Tüzükte yok diyor arkadaş. Bu noktada hiç birimizin birleşmemesi gerekiyor. Bu konuda kimseye kızmıyorum, kınamıyorum ama bir kırmıza kart göstermemiz gerektiğini düşünüyorum.”
PROF. HAKKI KESKİN: “CUMHURBAŞKANI SANKİ BŞBAKAN VE PARTİ BAŞKANI GİBİ !”
Genel Kuru’a katılmak için Hamburg’da bulunan TGH’nın kurucu başkanı Prof. Dr. Hakkı Keskin, gelecek yıl 30. kuruluş yılını kutlayacak olan TGH’nın saygınlığını sürdüren bir kurum olduğuna vurgu yaparak,”Sorunları kurumsal olarak çözmek lazım” dedi. Milletvekili adayı olarak değişik toplantılara katılıp katılmama hakkının bulunduğunu söyleyen Keskin, MHP ve Gençlik Kolları’nın 12 Eylül öncesinde katıldığı bazı olaylardan örnekler verdi. Devlet Bahçeli’nin Genel Başkan olmasından bu yana bu parti teşkilatlarının sokak hareketlerine hatta Gezi Olayları’na bile katılmadığının altını çizen Keskin, “Bugün Almanya’dan Türkiye’deki politik olaylara karşı kayıtsız kalamayız. Cumhurbaşkanı bir parti başkanı ve Başbakan gibi hareket ediyor. Türkiye süratle katı bir rejime doğru gidiyor” diyerek, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Haziran seçimlerinde AKP çoğunluğu sağlayamazsa, çare CHP- MHP koalisyonudur. Bu nedenle, Nebahat Güçlü’nün bir toplantıya katılmasına tepki olarak istifa eden arkadaşlarımızın bu tutumunu tam olarak anlamakta zorluk çekiyorum. Olayları soğukkanlı bir yaklaşımla kendi içimizde değerledirip çözüme kavuşturalım. Bu örgüt bizimdir; onu hep birlikte koruyup yaşatalım.
MURAT KAPLAN : “GÜÇLÜ İSTİFA ETMELİYDİ !”
İstifa eden Sayman Murat Kaplan, TGH’nın hiçbir derneğin çizgisinde olmadığının altını çizen Murat Kaplan, Dernekte başarılı olan Nebahat Güçlü’nün şimdi Milletvekili seçilip parlamentoya girdiğini ve artık istifa ederek Nisan ayındaki Genel Kurul’a rahat bir şekilde gidilmesi gerektiğini söyledi. Kaplan, “Bu sağ-sol, Alevi-Sünni olayı değildir” şeklinde konuştu.
ASIM KILIÇ AÇIKLAMADA BULUNDU
Genel Kurul’un dilek ve temenniler bölümünde bir konuşmada Asım Kılıç yaptı. Sosyal medya üzerinden yaptığı çıkışlarla tanınan Asım Kılıç, tüzüğü gerekçe göstererek istifa edenlerin tutumlarını eleştiren bir konuşma yaptı. Facebook’ta önce tüzüğün değiştiği varsayımıyla Tüzükte siyaset konusunda bir düzenleme yapılmamış olması konusunda Coşkun Coştur’un beyanlarına katılmadığını belirten Kılıç, Türkiye Göçmenler Birliği’nin kuruluşunda geniş bir taban yaratıldığına dikkat çekti. Kılıç, ” Dernek tüzükleri tıpkı ülkelerin Anayasası gibidir” dedi.
ALİ KURTULDU ELEŞTİRİLERİ CEVAPLADI
Kapanıştan önce son konuşmayı yapan TGH Başkan Yardımcısı Ali Kurtuldu, hem Coşkun Coştur hem de Erkan Erçin’in sözlerinden bazı noktalara değinerek, kendilerini cevapladı. “Akibeti Koordinasyon Kurulu gibi olacak, Siyasi partileri arka bahçesi, Uçuruma giden TGH, Kişisel rant, Holiganlık” gibi tanımlamaları yanlış bulduğunu söyleyen Kurtuldu, sözü Yönetimden ayrılan Canan Yıldırım’a da getirerek “Kağıt üzerinde Yönetim Kurulu üyesi olmak yetmez” dedi ve konuşmasını şu sözlerle tamamladı: ” Gelin, bu çatı altında birbirimize sarılalım, kucaklaşalım ve yolumuza daha güçlü şekilde devam edelim !”
Ortalıktakı haksızlıkların ve eleştirilerin kalkması için özürü nebahat güçlü adına değilde kendi adıma diledim.
Gaye hiç bir siyasi amaç içerikmesizin vekil adayların meclise girebilmeleri idi.
Ne bir menfaat nede bir siyasi düşünce içerisinde olmayarak din dil düşünce fikir siyasi görüş ayırımı yapmadan tüm adaylara eşit saygı ile davranmaya çalıştığımı ve nebahatada bu teklifi bir art niyet olmayarak sunmuş bulunmuştum.
Nebahatı önerdiğim gibi cansu özdemiri ve mehmet yildizida nazım ve sözüm geçenlere önerdim.dışarlarda eleştirildiğim gibi tgh danda eleştirildim.konuşmamda cansuyuda önerdiğim için. Kime oy topladığım için kimseye hesab verme mecburıyetım yok,
Projeleri olan seçildiğinde bir menfaat bekleyenler gibi bir düşüncemde asla olmaz.biri haksızlığa uğramış, diğeri 24 saat kapıları bana ve aileme acık olan aile dostlarımın yiğeni ve kızları.ikisinede başarılar diliyorum.
Menfaatcılar ve çıkar amaçlı ortalığı bulandıranlardan olmadık olmayızda.
Değerli Arkadaşlar,
Olağanüstü Genel Kurulunun bazı kurumların gereksizliği ve Nisan ayında yapılacak Olağan Genel Kurul nedeniyle karşı tavır almalarına rağmen, katılımın yüksek olması sevindiricidir. Bizler bu kamuoyundaki sivil toplum örgütünü kurar ve uzun süre çalışmalar yaparken ne badireler atlattık. (Milli Görüş ve bağlı derneklerin ayrılma süreci v.s.) Katılımcıların eteklerindeki taşları dökmeleri ve olgun bir tartışma ortamının yaratılması, Kurucu başkan Sn. Hakkı Keskin’in katılımı sevindiricidir. TGH, Kamuoyunda saygın bir konumdadır ve Tüzüğündeki amaçlara uygun yönetimler göreve geldikleri sürece de bu saygınlık devam edecektir. TGH kişilerle değil, yaptığı çalışmalarla kamuoyunda yer alacaktır. Yapılan hatalardan ders alınmalıdır. Saygılarımla.