Almanya Türk Öğretmenler Birliği’nin eş başkanları Bilge Yörenç ve Yücel Tuna, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı hakkında bir açıklama yayınladı.
ELBE EXPRESS/DUYURU
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı
19 Mayıs 1919 hem Kurtuluş Savaşının hem de Ulusal Egemenliğe giden yolun başlangıcıdır. Atatürk bu önemli günü gençliğe armağan ederken onlara;
„Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Birgün memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum. Benim gelecek için emellerimi sizler gerçekleştireceksiniz.“ diye seslenmiştir.
Atasını yanıltmayan gençlik, Cumhuriyetin ilk yıllarında dünyada eşi, benzeri bulunmayan, eğitimde, tarımda, endüstride, sporda büyük başarılara imza atmıştır. Atatürk Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra ülkeyi ileri medeniyetler seviyesine taşıyacak olanların, köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştür.
Atatürk gençliği yaş ile sınırlamayıp düşüncede, algıda yeniliği ifade etmiştir. Genç fikirli demek doğruyu gören, bağnazlıktan uzak, cağdaşlığı yakalayan demektir.
Ne yazıktır ki, sağlığında onun gençlere verdiği bu değer ve önem sürdürülemedi. Yıllar içinde iktidari ele geçiren gelenekçi güç erkleri, gençlerin toplum içinde aktif rol almalarına olanak vermedi. Ülke ideolojik ve inanç bağlamında kamplara bölündü.
Emperyal güçlerin yönlendirmesiyle de dinsel öğelerin öne cıkarıldığı, ağırlık kazandığı okullar çağdaç eğitim veren okulların önüne geçti. Bu düşüncenin ortaya çıkardığı anlayış ve kadro toplumda karşılıklı hoşgörüyü azalttı. Neredeyse moderniteyi, çağdaşlığı reddeden yeni bir gençlik ortaya çıktı.
Yasaklar, tabular gençliği dünya genelinde sanatta, sporda, bilimde en gerilere itti. Bu gerilik ve sonucunda artan işsizlik, fakirlik sonucu 60’lı yılların başında geçimini yurtdışında aramaya çıkan yeni bir halk kesimini ortaya çıkardı.
50 Yılı aşan bir süreçten sonra Avrupa’da sayıları milyonları bulan, Türkiye’deki yaşıtlarından farklı bir ortamda büyüyen bir gençlikle karşı karşıyayız.
Babalarının birgün dönme amacıyla geldikleri bir ülke, artık onların vatanı oldu. Ama bu yeni vatanlarının farklılıklari olan bir parçasıydılar artık. Pekazı buradaki eğitim olanaklarını değerlendirerek toplumda iyi konumlara geldiler. Büyük çoğunluk eğitimden yeterli derecede yararlanamadı, daha düşük ücretlerle zor işlerde çalışmaya başladılar. Paralel bir toplum oluşturarak, uyum zorluğu yaşadılar.
Sporda, politikada, bilimde başarılı gençlerimizin yaşadığımız bu toplumda genel imajımızı da olumlu etkileyeceği yadsınamaz.
O halde ülkedeki gençlerimizin iyi yetişmesi kadar, genel olarak daha iyi şartlara sahip buradaki gençlerimizi de özgürlükçü, çağdaş ve bilgili olarak yetiştirmeliyiz. Türkçemizi de doğru ve yeterli öğreteceğimiz bu gençler iki ülke arasında bir köprü kuracaklar, barışa ve insanlığa katkı sunacaklardır.
Atatürk büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıyla başlatmış ve bu günü Gençlik ve Spor Bayramı olarak armağan etmiştir.
Kutlu olsun!