Hamburg’da ortağı olduğu klinikte görev yapan Türk Doktoru Emine Çetin, ünlü FOCUS dergisinin “Almanya’da en başarılı doktorlar” listesine seçilme serüvenini Elbe Express’e anlattı.
Röportaj: Mehmet Atak * Rıza Atamtürk / HTM-Elbe Express
Almanya’nın dünyaca ünlü FOCUS dergisinin bu ülkedeki doktorlar arasında yaptığı araştırma sonucunda Hamburg’lu Türk doktoru Jinekolog Emine Çetin, “Almanya’nın en başarılı 2500 doktoru” listesine giren ve 18223 Jinekolog arasından seçilen 52 doktordan biri olan Emine Çetin’le ortağı olduğu klinikte görüştük.
Dr. Çetin, “Mesleki çalışmalarının yanısıra sosyal ve kültürel faaliyetlerin de bilincinde olarak hem branşımla ilgili kurumlar hem de Hamburg Türk Toplumu ve Schotstek gibi derneklerin çalışmalarına katıldım. FOCUS’un ödülüyle, yıllardır ortaya konulan başarılar bir yenisiyle onurlandırılmıştır” şeklinde konuştu.
İşte Dr. Emine Çetin’le söyleşimiz:
* Sayın Çetin, Almanya’nın en ciddi dergilerinden FOCUS’un ülke çapında onbinlerce doktor arasında yaptığı araştırmada “En başarılı 2500 Doktor” listesine seçilmenizden dolayı sizi kutluyoruz. Peki bu seçimde hangi kıstaslar öne çıkıyor?
-Dr. ÇETİN: Ülke genelinde Doktorlar ve Hastalarla sistematik görüşmeler yapılıyor, sorular soruluyor. Bir konuda benimle de görüşülmüştü. Ayrıca FOCUS bünyesindeki gazetecilerin araştırmaları da var. Değerlendirmeler bu yolla yapılıyor.
*Seçildiğinizi öğrendiğinizde neler hissetiniz ? O anki duygularınız ?
-FOCUS dergisi durumu bana posta yoluyla bildirdi. Zarfı açıp okuduğumda haliyle şaşkınlık ve sevinç duygularını bir arada yaşadım. 18 bini aşkın Jinekolog meslekdaşım arasından seçilen 52 kişiden biri olarak Almanya’daki en başarılı 2500 Doktor’u arasında olmak tabii ki gurur verici bir olay ama o kadar da büyütmüyorum. Bu seçimle birlikte, kendi branşımda en iyi derecede hizmet vermiş olmanın değerini bir defa daha yaşamış oldum.
* FOCUS’un bu seçimi, sizin mesleki ve özel hayatınızı etkiledi mi ?
– Hayır ! Herşey eskisi gibi devam ediyor. Benim için en önemlisi hastalara güvenilir ve kalitesi iyi olan bir hizmet sunmaktir. Fakat gençlerimize bizlerin de bu toplumda başarılı birer örnek olmamız da çok önemlidir.
* Sayın Çetin, size göre, bir doktor genel olarak hangi ölçülerle değerlendirilmelidir ?
– Burada önemli olan nokta, o doktorun mesleki hayatındaki kalite standartı yüksek mi ? En yeni metodları uyguluyor mu ? Koyduğu teşhisler güvenilir mi, değilmi? Bir toplantıda, bir oturumda mantıki şeyler anlatıyor mu? Hastalarına verdiği hizmet iyi miydi yoksa gereksiz yere korkuttu mu veya endişelerini azaltabilip teselli verebildi mi ? İyi bir hizmet sundu mu? şeklindeki ölçülerdir.
İnternet yoluyla düzenlenen bu tür anketlere, hastalar isterlerse cevap veriyorlar. Belki gazeteci olarak hasta rolüyle de gözlem yapabilirler. Bunu tesbit etmek mümkün değildir.
* Doktor olarak Kadın Doğum branşını seçmenizin bir nedeni var mı ?
– Ben Türkiye kökenli olup da Almanya’da yetiştiğim için dünyanın her bir tarafında geçerli bir mesleğim olsun istedim. Tıp’taki pratik çalışmalar çok hoşuma gidiyor. Bir de aile kültürümüzden dolayı kadınlarla olan ilişkim daha yakın. Kadın hastalıkları içinde de doğumu çok seviyordum; çocukların dünyaya gelmesi, hayatın en pozitif yönlerinden birisidir. Lise yıllarında tıp dalına karar verdim.
* Şimdi de halk arasında çok merak edilen bir soruyu gündeme getirelim. Gebelikte, bir çocuğun cinsiyeti kaç aylıkken belirlenebiliyor ?
– Almanya’da çocuğun cinsiyetinin ondördüncü haftadan evvel anne babaya söylenmesi kanunen yasaktır. Bu kanun 2011 yılında çıktı.
* Ama doktor olarak siz daha önceden biliyorsunuz ?
– Her zaman bilemeyiz, çünkü ultrasonda cinsiyetler 14’üncü haftadan evvel birbirine çok benzer. Şekillenmesi üçüncü ayın sonunda başlar.
* Bu tesbitlerde yanılma payı da var mı ?
– Var tabii..Yüzde kırk civarlarında yanılma payı olabilir.
* Peki, zaman zaman rastlanan erken doğumların çocuklarda sağlık yönünden menfi bir etkisi oluyor mu?
-Tabii, muhakkak oluyor. Erken doğan çocuklarda en büyük komplikasyonlardan biri, bağırsaklarda enfeksiyon, beyin kanaması , gözlerinin gelişmesinde bozukluklar olabilir ve bundan dolayı gelişme özürlüğü yaşanabilir. Çocuklar ne kadar erken doğarsa hastalık oranı da o kadar yüksek olur.
* Normal doğum ile erken doğum kaçıncı haftalarda olabilmektedir ?
Hamilelik genelde 40 hafta sürer.. 37. haftadan sonraki doğumlara normal doğum deriz. 37. haftadan evvelki doğumlara erken doğum deriz ve ancak 24. hafta sonrası doğan çocuklar sağlıklı yaşayabilir.
* Sayın Çetin, ülkemizde de sıkça rastlanan sakat doğan çocuklar konusunu da açıklar mısınız.. Sebepleri nelerdir ?
-Evet, çok önemli bir konuyu sordunuz.. Sakat doğumların 1001 tane çeşitleri, nedenleri var. Özellikle de genetik nedenleri var ve bu genetik nedenlerin bir kısmı da akraba evliliklerinde olabiliyor. Fakat hiç aileyle ilgisi olmayan, sırf çocuğun gelişmesinde bir hata olduğu için dünyaya gelen sakatlıklar, hastalıklar da var.
*Sakat doğumlara neden olabilecek diğer etkenlere de değinir misiniz lütfen..
– Mesela kadın obez, yani kilosu yüksek ise, alkol kullanıyorsa, sigara içiyorsa, ilaç kullanıyorsa, hiper tansiyonu veya şekeri varsa bunların hepsinin kötü etkisi olabilir.
Yani bütün bu nedenleri bildikten sonra, nasıl olur da bu kadar çesitli hastalıklar mümkün olmasına rağmen bu kadar çok sağlıklı insanlar dünyaya geliyor diye belki insanlar şaşırabilirler. Fakat hamiliklerinin yüzde 90/95’inde genelde doğumlar normal olur, çocuklar sağlıklı doğar. Sakat doğum oranı yüzde 5 civarındadır. Bu daldaki sistemler, bütün bu ön muayenelerle Anne’nin takibi ile bu %5’i tanıyıp tesbit edip, onlara yardım etmek için kurulmuştur.
* Peki sakat doğumları kısmen önlemenin çaresi var mı acaba ?
– Günümüzün gelişmiş tıp alanında diğer hastalıkların olduğu gibi bu tür hastalıkların da çaresi var tabii ki.. Eğer hasta alkol kullanıyorsa alkolü bırakır, sigara içiyorsa sigarayı bırakır, eğer şeker hastalığı varsa ensülin kullanarak tedavi olur, şayet sindirim organlarında herhangi birşey varsa onun da bazı ilaçları var. Fakat genetik hastalıkların tedavisi yok şu anda.. Diyelim ki çocuğun kromozomlarında, genlerinde bir hata varsa onu tamir etme imkanı henüz yok.
* En sık rastlanan hastalıklar hangileridir ?
– Tıp’ta en sık gördüğümüz hastalıklardan birisi kalp hatalardır. Çocukların yüzde 1’inin kalplerinde delik olabiliyor, kapakçıklar veya atardamarlar doğru işleyemiyor. Yani en önde kalp hataları geliyor. Ondan sonra genetik hatalarda en sık rastladığımız hastalıklardan biri de Down Sendromu’dur. Bin çocuktan birinde çıkar ..
Böbrekleri eksik olabilenler veyahut da idrar yollarında, beyninde hatası olan çocuklar da olabilir.
* Hastalıkları tesbit aşamasında hangi işlemleri uyguluyorsunuz ?
-Biz burada ultrasonla muayene ettiğimiz zaman, çocukları kafadan aşağıya çok teferruatlı bir kontrolden geçiriyoruz. Almanya’daki sistem çok mantıklı bir şekilde kurulmuş. Şimdi kadınlar normal şekilde muayenelerine devam ediyorlar, hamilelik esnasında 10 defa kendi kadın doğum doktoruna gidebiliyorlar. Bu 10 defanın 3’ünde, yani 10., 20. ve 30. haftalarda ultrason yapılıyor; bunlar temel ultrason muayeneleridir.
* Bu 3 ultrason muayenesi sonucunda hangi bulgular kendini gösterebiliyor ? Mesela kız mı erkek mi, ikiz mi üçüz mü gibi bulgular belli olabiliyor mu bu ultrasonlarda ?
– Evet, bazı bulgulara ulaşabiliyoruz. Mesela 10. haftada tek çocuk mu, ikiz mi, ondan sonra plasenta nerede, çocuğun suyunun oranı nasıl ? 20. haftada çocuk biraz büyüdüğü için, iç organlarına bakılır; kol ve bacakları kontrol edilir. 30. haftada ise çocuğun kafası mı yoksa poposu mu aşağıda, plasentası nasıl, kilosu normal mi, normal doğuma girebilir mi gibi hususlar gözden geçirilir.
*İkiz, üçüz, dördüz doğumlara şahit olunuyor. Tıp’ta bunun izahı nedir?
-Yardımcı üreme tekniklerinin son yıllarda daha sık kullanılmaya başlanması çoğu gebeliklerde de artışa neden oldu. İkiz gebelikler kabaca tek yumurta ve çift yumurta ikizleri olarak sınıflandırılır. Çift yumurta ikizleri iki ayrı yumurtanın döllenmesiyle oluşur ve bu tür ikizlerin ayrı amniyotik keseleri (bebeğin içinde yer aldığı sıvı dolu kese) ve ayrı plasentaları vardır. Tek yumurta ikizleri ise tek bir yumurtanın döllenme sonrasında bölünmesiyle oluşur ve bölünme zamanına göre farklı özellikler gösterir. Aynı kurallar daha yüksek sayılı gebelikler için de geçerlidir.
* Sayın Çetin,FOCUS’un listesine girdiğinize göre, sizin bu kliniğinizde dört dörtlük sağlık hizmetleri veriyorsunuz demektir. Burada ne tür hizmetler sunuyorsunuz, uyguluyorsunuz ?
Biz Praenatalzentrum olarak hamilelikte gereken bütün ultrason, ekokardiografi, dopplersonografi, genetik muayeneleri en modern tekniklerle sunabiliyoruz. Bilhassa ultrasonda uzun ve detaylı bir egitimden geçmiş doktorlar grubuyuz. Genetik uzmanlarımız var. O nedenle riskli gebeler kendi jinekologları tarafından bize yönlendiriliyorlar.
* “Bugün hâlâ Ultrasona baktığımda ilk günkü gibi heyecan ve sevinç duyuyorum. Binlerce hastam oldu ve bu duygum hiç değişmedi. Her seferinde bir mucizeye tanık olmanın mutluluğunu yaşıyorum.” diyen ünlü Türk doktoru Emine Çetin’e Hamburg Türk Medya grubu olarak bu görüşme için teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Dr. med. Emine Çetin 1963 yılında Ankara /Polatlı’da doğdu. İlkokul birinci sınıfı Türkiye’de okuduktan sonra ilk, orta ve lise eğitimini Berlin’de tamamladı. Liseyi okul birinciliğiyle bitirdi. 1981-1988 yılları arasında Berlin Freie Universität Tıp fakültesi’nden 1988 yılında mezun oldu. 1987-1989 yıllarında King`s College Hospital London’da Prof. Kypros Nicolaides’in çalışma grubunda yer alarak, doktora tezini tamamladı.
1989 yılında Universitätsklinikum Hamburg Eppendorf Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’nde kadın doğum ihtisasına başlayan Dr. Emine Çetin, doktora öğrenimini 1992 yılında Freie Universität Tıp fakültesinde “summa cum laude” derecesiyle tamamladı.
1989-2000 yılları arasında Universitätsklinikum Hamburg Eppendorf Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünde, son iki yılı “Funktionsoberärztin” olarak çalışan Dr. Emine Çetin, bu dönemde Prenatal tanı ve tedavi alanında yoğun bilimsel ve klinik çalışmalarda bulundu.
2000 yılından itibaren Pränatalzentrum Hamburg und Humangenetik im Gynäkologicum isimli klinikte ortak olarak çalışmaya başladı ve bu merkezin gelişmesinde önemli katkılarda bulundu. (www.praenatalzentrum.de)
Evli ve 1 çocuk annesi olan Dr. Emine Çetin, Almanca, İngilizce ve Fransızca biliyor.
Dr. med. Emine Cetin
Pränatalzentrum Hamburg und Humangenetik im Gynaekologicum
Dr. E. Cetin, Dr. A. Scharf, Dr. B. Schulze-König, Dr. A. Kassing, Dr. U. Peters, Dr. S. Kleier, Dr. R. Voigt
Altonaer Straße 61
20357 Hamburg
Fon: (040) 43 29 26 12
Fax: (040) 43 29 26 20
mail: ecetin@praenatalzentrum.de
Internet: www.praenatalzentrum.de
doctor emine hanim bir arkadasim iş yerine gitmis
guler yuzlu ve hasta ile birebir ilgilenmesi hastayi cok sevinmisti.basarilsrinizin devamini dilerim