Ne Corona`yaymış be kardeşim, herkesi sıraya soktu. Hanı derlerya „dinsizin hakkından imansız gelir“ tamda öyle oldu.
Kapitalist sismem o kadar çıldırmıştı ki, kim önce kalkarsa doğanın, sağlığın veya tarımın bir bölümünü götürüyordu. Corona Virüsü çıkınca biran bu çılgınlık duraklar gibi göründü, fakat gerçek öyle değilmiş.
Atatürk Hava Limanı arazısı, uzun zamandır çakaların sinsi saldırısına hazırlanıyordu. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Seydan Karalar, bir „Sahra Hastanesi“ inşa etmek istemişti. En yüksek perdeden, sen kimsin ki, Sahra Hastanesi yapıyorsun dediler ve mühürlediler.
Sahra Hastanesi öyle Seydan Karalar gibilerin işi değil, bu iş bizim müthaitlerin işidir. Sağlık bizim işimiz dediler. Hanı her zaman belediyecilik bizim işimiz diyorlarya, aynen öyle oldu, sağlık bizim işimiz dediler.
Birde baktık ki, Atatürk Hava Limanı pistleri yüksek basınçlı makinalar ile darma dağın edilmiş. Her hangi bir ihale yapılmadan, hastane yapımı yandaş müthaite verilmiş.
Pandemi Hastanesi olarak inşa ediyoruz ve 45 günde bitireceğiz denen hastane, birde baktık ki, „Sağlık Turizmi“ için yapılıyormuş. Nasıl ki Turgut Özal zamanında Antalya ve bütün Akdeniz ve Ege sahilleri talan edildi ve o güzelim doğamız plansız yapılanma ile betonlaştı ise, şimdi de sağlık turizmi adı altında Atatürk Hava Limanı arsası ve benzeri yerler talan edilmeye başlandı.
Turizimde olduğu gibi, şimdide sağlıkda plansız yapılanma ile, ülkenin hastaneler mezarlığına dönmesinden korkuyorum. Bu tehlikeyi sanırım Sağlık Bakanı görüyordur. Şimdi anlıyorum ulusal televizyonlarda dakikalarca güzellik ameliyat reklamlarının neden yapıldığını. Son günlerde genellikle Türk kızları veya genç bayanlarda hızlı şekilde yüz gerdirme, dudak şişirme veya zayıflama ameliyatları yaptırdığına şahit oluyoruz. Ne yalan söyleyeyim, birgün gelecek kızlarımızın dudaklarının veya burunlarının yolda yürürken düşmesinden korkuyorum.
Sağlığın turizmi olmaz, sağlığın tedavisi olur. Türkiye Ortak Pazar ülkesi olmadığı için, Hastalık Sigortaları, Türkiye`de yapılan diş veya benzeri tedavileri onaylamamaktadır.
Sonunda gerçek ortaya çıktı, Pandemi Hastanesi yapıyoruz diyerek, pistlerin kırılarak hastaneye çevrilmesinin altından, Atatürk Havalimanı arazisi havalimanı niteliğini kaybettiği için Milli Emlak Müdürlüğü’ne devredildi. Milli Emlak Müdürlüğü de, sağlık turizmleri tesisleri yapılmak üzere araziyi Sağlık Bakanlığı’na tahsis etmiş.
Şimdi anladınızmı, yukarıdakiler bizleri nasıl kandırıyorlar ve Seydan Karalar tarafından yaptırılan Pandemi Sahra Hastanesi neden Sayın Büyüğümüz tarafından eleştiri almıştı. Çünkü, Seydan karalar arı kovanına çomak sokmuştu. Pandemi hastanesi için büyük yatırımlara gerek olmadığını Seydan Karalar göstermişti, bu birilerinin kimyasını bozmuştu. Hanı demiyorlarmı, bu Corona Pandemisini menfate çevirebiliriz.
Vay ülkemin güzel insanları vay, bizlerin uyuması için merhum Adile Naşit`in masallarına gerek yok ki. Bizlere Pandemi hastanesi dediler, yandaşlara Atatürk Hava Limanı`nı peşkeş çektiler.
İyi uyumalar güzel halkım!
