13.6 C
Hamburg
Pazar, Haziran 23, 2024

Hamburg Alevilik Kürsüsü Başkanı Handan Aksünger, Elbe Express’e konuştu

handan2Hamburg Alevilik Kürsüsü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Handan Aksünger, Elbe Express çok özel açıklamalar yaptı. Aksünger ” Alevilik her şeyi içinde barındırıyor ama insanlar bunda zorlanabiliyor” dedi.

ELBE EXPRESS/ÖZEL RÖPORTAJ

Ocak 2015’de dünya’da ilk kez Hamburg Üniversitesi’nde Alevilik  anabilim dalı açıldı. Peki aradan geçen 6 aylık süreçte neler yaşandı? Hamburg Üniversitesi Dünya Dinleri Akademisi Alevilik Anabilim Dalı Başkanlığını yürüten Yardımcı Doçent Dr. Handan Aksünger ile işte yaşanan tüm gelişmeleri konuştuk.

ALEVİLİK DERSLERİ 1 EKİM 2015’DE BAŞLIYOR

Şuanda Dinlerarası Diyalog ve Eğitim master bölümünde Alevilik dersleri verildiğini söyleyen Aksünger “Alevilikle ilgili master yok mu diye soruyorlar, ancak onu gercekleștirmek icin daha yol almamız gerektigini düșünüyorum. 1 Ekim 2015’den itibaren Alevilik dersleri başlıyor. Şuanda başvurular başladı. Eğitim Fakültesinde okuyan öğrenciler Alevilik dersi istenildiğinde seçmeli ders olarak alma șansları bulunmakta. Bu dersler master öğrenciler ve diğer fakültelerde okuyan öğrenciler için de mümkün.” dedi.

handan

ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI İÇİN HAMBURG BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR

Alevilik kürsüsü açıldıktan sonra Almanya’dan ve Türkiye’den ilginin olduğuna dikkat çeken Aksünger “Kürsü kurulduktan sonra kişisel bazda ve Alevi kökenli insanların sizde Alevilik okuyabilir miyim diye sorularıyla karşılaştık. Doktora yapanlar Hamburg’a gelip  Aleviliğin araştırılmasına katkı sunmak istiyorlar. Bu bizi çok sevindiriyor. Türkiye’den devlet düzeyinde bir Alevilik kürsüsüyle ilgili hiç bir reaksiyonla karșılașmadık.  

Hamburg’da en büyük gelișmeyi ilgili insanları zamanında bilgilendirilmesiyle elde ettiğimizi düșünüyorum. Yani Alevilik derslerin mümkün olduğunu duyurmak ve Hamburgda Alevilik araștrmaları icin uzmanların bir araya gelebilmesi ayriyetten bizim için büyük bir kazanım olacak.  

Hamburg bu anlamda çok özel bir kent. Avrupa’da ilk Alevilik ile ilgili araştırmalar ve dıșa yönelik çalıșmalar Hamburg Üniversitesinde gerçekleșitirildi. Şimdi ilk kürsünün burada kurulması da tesadüf  olmadığını düşünüyorum” diye ifade etti.

ALEVİLİK, İÇİNDE HEM İNANÇI HEM KÜLTÜRÜ HEM DE FELSEFEYİ BARINDIRIYOR

Çok tartışılan Alevilik din midir, kültür müdür yoksa felsefe midir? Sorusuna yanıt veren Aksünger  “Alevilik hakkında diğer inançlar gibi uzun yıllardır bilimsel çalışma geçmişi yok. Daha çok insanlar sözlü geleneğine dayanıyor ve bu sebeple bilimsel çalışmalara ihtiyacı var. Günümüzün șartlarında Alevilerin sözlü geleneğine bagladığı Aleviliğin bugünlere kadar içeriğini koruması büyük bir kazanç. Aleviliğin bu yönüyle farklı boyutları var. Sadece bir inanç, bir kültür yada felsefe diyemiyorsunuz hepsinden bir şey var çünkü. Avrupa’da devlet düzeyinde inanç olarak tanımlanmış ve hukuksal boyutu ile bir inanç olarak kabul görmekte.  

Kabul etmemiz gereken bir husuz da Alevililer arasında farklı bakış açılarının var olması. Birileri diyor inançız  öbürleri diyor inanç değil hayat felsefesiyiz. İlginç olan Alevilik bunu kendi içinde barındırıyor” diye konuştu. Birileri bir inanç olarak görebiliyor veya bașkaları sadece bir hayat felsefesi olarak tanımlıyor Aleviliği. Ancak iki görüşün de birbirini tamamlayarak daha bir zenginleştiğini kanaatindeyim ve bu gibi konular da Akademisyenlerimiz tarafından araștırılıp bu güzel yola renk katmasını sağlamamız gerektiğini düșünüyorum.’ diye konuştu.

handan1

CEM EVİ TÜRKİYE’DE KÜLTÜREVİ BURADA İNANÇ EVİ

Türkiye’de son dönemde Alevilik devlet eliyle şekillendirilmesi ve Cem evleri tartışmaları konusunda soruya şöyle yanıt veren Aksünger “Hukuksal açıdan baktığımız zaman buradaki Aleviler bu güvenceyi istiyor. Cem evleri Türkiye’de kültürevi olarak görülüyor ama burada ibadethane olarak kabul görüyor. Türkiyede çoğu azınlıklar gibi Alevilerde devlet eliyle belirli haksızlıklara uğraması sonucunda kendi inançlarını gizlemek zorunda kalmıșlardır.  

Benim görüşüme göre insanlar kendileri nerede görüyorlarsa bu doğrudur buna saygı duymak gerekir. Farklı görüşlere saygı duymak zorundasınız.”  Alevilerin kabul ettigi “yol bir sürek binbir” tabiri vardır burda örnek vermek gerekir. Bu yol hakka ulașma hak ile hak olma yolu ve insan-i kamil mertebesine ulașma yoludur” Hakka ulașmanın binbir yolu varken aynı zamanda binbir fikre de saygı duymak gerektiğini düșünüyorum. ” dedi.

handan3

ALEVİLİK HER ŞEYİ İÇİNDE BARINDIRIYOR AMA İNSANLAR BARINDIRAMIYOR

Son dönemde ortaya çıkan bir başka tartışmada Aleviler kendilerini tanımlarken etnik gruplara ayrılmaları. Bu konuda görüşlerini sorduğumuzda Aksünger “Aleviliğin çıkış noktası hala araştırılıyor. Türkiye’de Türkmen, Türk, Kürt, Zaza, Çepniler, Yörükler gibi Alevi grupları var. Aslında Alevilik bir çatı bunun altında da farklı etnik yapılar var. Aleviler kendilerini tanımlarken etnik gruplar ikinci planda kalıyor. Alevilik öğretisinde Türk, Kürt, Arap, Zaza gibi kategoriler yok. İnsan, insan-i kamil  olma  düşüncesi var. Şöyle söylemek gerekirse iyi bir Alevi, iyi bir Kürt, iyi bir Türk yada iyi bir Arap olmak değil mesele özünde iyi bir insan olmak, hem kendine hem topluma hemde evrene iyi davrana bilmek var. O yönden Alevilik her şeyi yani iyilikden, uzlaşıdan, dürüstlükten, hem yașamsal, hem felsefi, sosyal, siyasal ve hemde inançsal bazda insani değerleri tümünle barındırıyor ama insanlar bu öğretiyi bireysel olarak barındırmakta zorlanabiliyor” diye konuştu.

 

 

 

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Hamburg Alevilik Kürsüsü Başkanı Handan Aksünger, Elbe Express’e konuştu

handan2Hamburg Alevilik Kürsüsü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Handan Aksünger, Elbe Express çok özel açıklamalar yaptı. Aksünger ” Alevilik her şeyi içinde barındırıyor ama insanlar bunda zorlanabiliyor” dedi.

ELBE EXPRESS/ÖZEL RÖPORTAJ

Ocak 2015’de dünya’da ilk kez Hamburg Üniversitesi’nde Alevilik  anabilim dalı açıldı. Peki aradan geçen 6 aylık süreçte neler yaşandı? Hamburg Üniversitesi Dünya Dinleri Akademisi Alevilik Anabilim Dalı Başkanlığını yürüten Yardımcı Doçent Dr. Handan Aksünger ile işte yaşanan tüm gelişmeleri konuştuk.

ALEVİLİK DERSLERİ 1 EKİM 2015’DE BAŞLIYOR

Şuanda Dinlerarası Diyalog ve Eğitim master bölümünde Alevilik dersleri verildiğini söyleyen Aksünger “Alevilikle ilgili master yok mu diye soruyorlar, ancak onu gercekleștirmek icin daha yol almamız gerektigini düșünüyorum. 1 Ekim 2015’den itibaren Alevilik dersleri başlıyor. Şuanda başvurular başladı. Eğitim Fakültesinde okuyan öğrenciler Alevilik dersi istenildiğinde seçmeli ders olarak alma șansları bulunmakta. Bu dersler master öğrenciler ve diğer fakültelerde okuyan öğrenciler için de mümkün.” dedi.

handan

ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI İÇİN HAMBURG BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR

Alevilik kürsüsü açıldıktan sonra Almanya’dan ve Türkiye’den ilginin olduğuna dikkat çeken Aksünger “Kürsü kurulduktan sonra kişisel bazda ve Alevi kökenli insanların sizde Alevilik okuyabilir miyim diye sorularıyla karşılaştık. Doktora yapanlar Hamburg’a gelip  Aleviliğin araştırılmasına katkı sunmak istiyorlar. Bu bizi çok sevindiriyor. Türkiye’den devlet düzeyinde bir Alevilik kürsüsüyle ilgili hiç bir reaksiyonla karșılașmadık.  

Hamburg’da en büyük gelișmeyi ilgili insanları zamanında bilgilendirilmesiyle elde ettiğimizi düșünüyorum. Yani Alevilik derslerin mümkün olduğunu duyurmak ve Hamburgda Alevilik araștrmaları icin uzmanların bir araya gelebilmesi ayriyetten bizim için büyük bir kazanım olacak.  

Hamburg bu anlamda çok özel bir kent. Avrupa’da ilk Alevilik ile ilgili araştırmalar ve dıșa yönelik çalıșmalar Hamburg Üniversitesinde gerçekleșitirildi. Şimdi ilk kürsünün burada kurulması da tesadüf  olmadığını düşünüyorum” diye ifade etti.

ALEVİLİK, İÇİNDE HEM İNANÇI HEM KÜLTÜRÜ HEM DE FELSEFEYİ BARINDIRIYOR

Çok tartışılan Alevilik din midir, kültür müdür yoksa felsefe midir? Sorusuna yanıt veren Aksünger  “Alevilik hakkında diğer inançlar gibi uzun yıllardır bilimsel çalışma geçmişi yok. Daha çok insanlar sözlü geleneğine dayanıyor ve bu sebeple bilimsel çalışmalara ihtiyacı var. Günümüzün șartlarında Alevilerin sözlü geleneğine bagladığı Aleviliğin bugünlere kadar içeriğini koruması büyük bir kazanç. Aleviliğin bu yönüyle farklı boyutları var. Sadece bir inanç, bir kültür yada felsefe diyemiyorsunuz hepsinden bir şey var çünkü. Avrupa’da devlet düzeyinde inanç olarak tanımlanmış ve hukuksal boyutu ile bir inanç olarak kabul görmekte.  

Kabul etmemiz gereken bir husuz da Alevililer arasında farklı bakış açılarının var olması. Birileri diyor inançız  öbürleri diyor inanç değil hayat felsefesiyiz. İlginç olan Alevilik bunu kendi içinde barındırıyor” diye konuştu. Birileri bir inanç olarak görebiliyor veya bașkaları sadece bir hayat felsefesi olarak tanımlıyor Aleviliği. Ancak iki görüşün de birbirini tamamlayarak daha bir zenginleştiğini kanaatindeyim ve bu gibi konular da Akademisyenlerimiz tarafından araștırılıp bu güzel yola renk katmasını sağlamamız gerektiğini düșünüyorum.’ diye konuştu.

handan1

CEM EVİ TÜRKİYE’DE KÜLTÜREVİ BURADA İNANÇ EVİ

Türkiye’de son dönemde Alevilik devlet eliyle şekillendirilmesi ve Cem evleri tartışmaları konusunda soruya şöyle yanıt veren Aksünger “Hukuksal açıdan baktığımız zaman buradaki Aleviler bu güvenceyi istiyor. Cem evleri Türkiye’de kültürevi olarak görülüyor ama burada ibadethane olarak kabul görüyor. Türkiyede çoğu azınlıklar gibi Alevilerde devlet eliyle belirli haksızlıklara uğraması sonucunda kendi inançlarını gizlemek zorunda kalmıșlardır.  

Benim görüşüme göre insanlar kendileri nerede görüyorlarsa bu doğrudur buna saygı duymak gerekir. Farklı görüşlere saygı duymak zorundasınız.”  Alevilerin kabul ettigi “yol bir sürek binbir” tabiri vardır burda örnek vermek gerekir. Bu yol hakka ulașma hak ile hak olma yolu ve insan-i kamil mertebesine ulașma yoludur” Hakka ulașmanın binbir yolu varken aynı zamanda binbir fikre de saygı duymak gerektiğini düșünüyorum. ” dedi.

handan3

ALEVİLİK HER ŞEYİ İÇİNDE BARINDIRIYOR AMA İNSANLAR BARINDIRAMIYOR

Son dönemde ortaya çıkan bir başka tartışmada Aleviler kendilerini tanımlarken etnik gruplara ayrılmaları. Bu konuda görüşlerini sorduğumuzda Aksünger “Aleviliğin çıkış noktası hala araştırılıyor. Türkiye’de Türkmen, Türk, Kürt, Zaza, Çepniler, Yörükler gibi Alevi grupları var. Aslında Alevilik bir çatı bunun altında da farklı etnik yapılar var. Aleviler kendilerini tanımlarken etnik gruplar ikinci planda kalıyor. Alevilik öğretisinde Türk, Kürt, Arap, Zaza gibi kategoriler yok. İnsan, insan-i kamil  olma  düşüncesi var. Şöyle söylemek gerekirse iyi bir Alevi, iyi bir Kürt, iyi bir Türk yada iyi bir Arap olmak değil mesele özünde iyi bir insan olmak, hem kendine hem topluma hemde evrene iyi davrana bilmek var. O yönden Alevilik her şeyi yani iyilikden, uzlaşıdan, dürüstlükten, hem yașamsal, hem felsefi, sosyal, siyasal ve hemde inançsal bazda insani değerleri tümünle barındırıyor ama insanlar bu öğretiyi bireysel olarak barındırmakta zorlanabiliyor” diye konuştu.

 

 

 

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER