Halkların Demokratik Partisi (HDP)`nin kapatılması istemi ve Gergerlioğlu’nun Milletvekilliğinin düşürülmesi olayı
PKK`nın silaha sarılarak dağa çıkması ve terör saldırılarına başlamasına gerekçe olarak öne sürdüğü iddiayı hatırlayalım. Terör örgütü PKK “Kürtlerin Türkiye`de demokratik yoldan haklarını arama ve elde etme imkanları yoktur.” diyordu ve bugün de bunu söylüyor.
PKK terörüne karşı tavır alan Türkiye Hükümetleri, Türk ve Kürt halkının çok büyük bir kesimi ise bu görüşe karşı tavır alarak, Kürt halkının istemlerinin demokratik yoldan ve Parlamenter Demokrasi içerisinde çözülebileceğini, haklı olarak ve ısrarla günümüze değin söylüyor.
AKP hükümeti son yıllarda uyguladığı seçim kazanma odaklı politikalar, istemeyerek de olsa, PKK ve destekçilerinin yukardaki yanlış iddialarının Kürt halkı içerisinde giderek günümüzde ilgi görme riskini taşıyor ve belki de buna olanak sağlıyor.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından terörle ilişkileri olmadı araştırılarak seçilen HDP`li Belediye başkanları, terörle ilişkilendirilerek görevden alınıyor ve yerlerine AKP hükümeti tarafından kayyum yoluyla ilçelerde Kaymakamlar ve İllerde Valiler atanıyor. Böylece Demokratik yoldan halkın iradesiyle Belediye başkanı seçilenlerin yerine, hükümetin emrindeki kişiler atanıyor.
Yine Yüksek Seçim Kurulu tarafından araştırıldıktan sonra terörle ilişkileri olmadığı belirlenen ve böylece Milletvekili adayı olarak seçimlere katılan ve seçilen HDP`li Milletvekillerinin tamamı hakkında, terörle ilişkilendirilerek fezlekeler hazırlanıyor. Böylece 6 milyona yakın seçmenin iradesiyle Milletvekili olanların milletvekilliği düşürülmek isteniyor. Bunlardan ilki Ömer Faruk Gergerlioğlu`dur.
Türkiye`nin seçkin hukukçuları Gergerlioğlu`na ilişkin milletvekilliğinin düşürülmesi olayının, tıpkı CHP Milletvekili Enis Berberoğlu olayında olduğu gibi yasaya, hukuka aykırı ve bunun tamamen siyasi bir karar olduğunu belirtiyorlar.
Özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli`nin uzun süredir ısrarla HDP`nin kapatılmasına ilişkin çağrılarına uyan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesinde HDP`nin kapatılmasına ilişkin davayı açtı. Dava dilekçesinde aralarında HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile önceki Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ve 687 HDP`liyi içeren siyasi yasak isteniyor. Çok eminim ki bu olaya en çok sevinen terör örgütü PKK olmuştur ve olacaktır.
Oysa hükümetlerin, Siyasi Partilerin ve Kamuoyunun Kürt sorununa ilişkin ısrarla ve özenle istemeleri gereken politika, Türkiye`de bu sorunun Parlamenter Demokrasi ve Demokratik yollarla çözülebileceğinin savunulması olmalıdır. HDP`ye bu yönde yol gösterici olunması, kanımca tüm demokratların önemli bir görevi olmalıdır. AKP`nin iktidarda kalması amacıyla izlediği bu yanlış politikanın ülke yararına olmadığı kesindir.
