11.7 C
Hamburg
Cuma, Haziran 14, 2024

İSTİFA

İSTİFA

12 Nisan 2020 akşamı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir gün olarak kayıt edilecektir. İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, Cuma günü aldığı veya almak zorunda kaldığı „Sokağa Çıkma Yasağı“ nedeniyle, alınan kararın hatalı ve sorumluluğun şasına ait olduğunu kabul ederek, istifa ettiğini Kamu Oyu ile paylaştı.

Sayın Soylu istifa kararını kendisi almış ve istifa etmiş ise, taktir etmek gerekirdi. Fakat AKP`de kimsenin kendi başına karar alma hakkı ve yetkisi olmadığını bir daha gördük ve istifası Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmedi.

Soylu`nun istifasını Kamu Oyu ile paylaşmasından sonra, sosyal medyada öyle yazılar çıktıki, sanki Türkiye Cumhuriyeti yerle yeksan oldu. Bazıları, ah şu sokağa çıkma yasağı olmasaydı, çıkacaktım Sayın Süleyman Soylu, ne olur istifanı geri al diye bağıracaktım diye yazdı. Başka birileri Cumhurbaşkanı`na seslendiler, istifayı kabul edersen, birdaha AKP`ye oy vermiyeceklerini yazdılar.

Sayın Soylu`nun istifası gösterdi ki, AKP bir kitle partısı değil, şahıs partisi. Yani belirli insanlar olmadığı zaman, partinın yaşamını devam ettirmesi mümkün değil.

Sayın Soylu`nun istifasının kabul edilmeyişı gösterdi ki, Soylu`nun yerini dolduracak AKP içerisinde başka bir insan yokmuş. Hayır, ben öyle düşünmüyorum, AKP içerisinde onlarca Soylu olduğuna inanmak istiyorum. Eğer öyle değilse, o parti bir parti değil, aile şirketidir.

Allah korusun ve gecinden versin, Sayın Cumhurbaşkanı`na olağan üstü bir durum olsa, Türkiye Cumhuriyeti yönetimsizmi kalacak, asla kalmaz. Fakat AKP`nin yaşamını sürdürmesi imkansız ve Erdoğan`sız bir seçim sonrası tarih olur. Neden olur, çünkü AKP demek Erdoğan demektir.

Süleyman Soylu`nun istifasının kabul görmeyişi, yedek lastiği olmayan şöföre benzedi. Ben ne kadar AKP içerisinde birçok Soylu var desemde, demek ki ikinci bir Soylu yokmuş. Sayın Soylu`nun istifası gösterdi ki, Türk Milleti`nin belirli kesimi çoğulcu demokrasiyi değilde, otoriter yönetimden yanadır.

Alman Şanşölyesi Angela Merkel, CDU Genel Başkanlığını bıraktığını açıkladığında, kimse ağlamdı ve sokağa dökülmedi. Aylardır CDU istifa etmiş Genel Başkan tarafından yönetiliyor, fakat kimsenin umrunda değil. Çünkü, partilar lider partisi değil, kitle partisindır.

Hiç kimse darılmasın, bu ülkeyi kuran Büyük Atatürk öldü, fakat Türkiye Cumhuriyeti yaşamını sürdürdü ve bugünlere geldi.

Ne demişti Büyük Atatürk?
„Benim naciz vücudum birgün toprak olacak, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır“.

Aslında bugün, Almanya Cumhurbaşkanı Sayın Steinmeier`in Paskalya nedeniyle Ulusa Sesleniş konuşmasını anlatacaktım. Sayın Steinmeier`in nasıl bir devlet adamı ve birleştirici olduğunu sizlerle paylaşacaktım.

Sayın Steinmeier diyor ki, Korona Virüsü ile mücadele için alınan kararların gevşetilmesine yalnız politikacılar ve yetkililer karar veremez. Herşey bizlerin elinde, çok zorda olsa, bizlerin sabır ve disiplinleri ile başaracağız.

Demek ki, bir ülke için siyasitciler değil, o ülkenin bilinçli halkı önemliymiş. Evet ülkeleri birileri yönetir, fakat o iktidarların almış olduğu kararların başarıya ulaşması ancak halkının desteği ile mümkündür. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanı Steinmeierìn konuşması çok önemliydi, yani ayrıştırıcı değil kucaklayıcıydı.

Kucaklayıcı, birleştirici ve güven veren konuşmanızdan dolayı, size çok teşekür ediyorum Sayın Cumhurbaşkanım Steinmeier!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

İSTİFA

İSTİFA

12 Nisan 2020 akşamı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir gün olarak kayıt edilecektir. İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, Cuma günü aldığı veya almak zorunda kaldığı „Sokağa Çıkma Yasağı“ nedeniyle, alınan kararın hatalı ve sorumluluğun şasına ait olduğunu kabul ederek, istifa ettiğini Kamu Oyu ile paylaştı.

Sayın Soylu istifa kararını kendisi almış ve istifa etmiş ise, taktir etmek gerekirdi. Fakat AKP`de kimsenin kendi başına karar alma hakkı ve yetkisi olmadığını bir daha gördük ve istifası Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmedi.

Soylu`nun istifasını Kamu Oyu ile paylaşmasından sonra, sosyal medyada öyle yazılar çıktıki, sanki Türkiye Cumhuriyeti yerle yeksan oldu. Bazıları, ah şu sokağa çıkma yasağı olmasaydı, çıkacaktım Sayın Süleyman Soylu, ne olur istifanı geri al diye bağıracaktım diye yazdı. Başka birileri Cumhurbaşkanı`na seslendiler, istifayı kabul edersen, birdaha AKP`ye oy vermiyeceklerini yazdılar.

Sayın Soylu`nun istifası gösterdi ki, AKP bir kitle partısı değil, şahıs partisi. Yani belirli insanlar olmadığı zaman, partinın yaşamını devam ettirmesi mümkün değil.

Sayın Soylu`nun istifasının kabul edilmeyişı gösterdi ki, Soylu`nun yerini dolduracak AKP içerisinde başka bir insan yokmuş. Hayır, ben öyle düşünmüyorum, AKP içerisinde onlarca Soylu olduğuna inanmak istiyorum. Eğer öyle değilse, o parti bir parti değil, aile şirketidir.

Allah korusun ve gecinden versin, Sayın Cumhurbaşkanı`na olağan üstü bir durum olsa, Türkiye Cumhuriyeti yönetimsizmi kalacak, asla kalmaz. Fakat AKP`nin yaşamını sürdürmesi imkansız ve Erdoğan`sız bir seçim sonrası tarih olur. Neden olur, çünkü AKP demek Erdoğan demektir.

Süleyman Soylu`nun istifasının kabul görmeyişi, yedek lastiği olmayan şöföre benzedi. Ben ne kadar AKP içerisinde birçok Soylu var desemde, demek ki ikinci bir Soylu yokmuş. Sayın Soylu`nun istifası gösterdi ki, Türk Milleti`nin belirli kesimi çoğulcu demokrasiyi değilde, otoriter yönetimden yanadır.

Alman Şanşölyesi Angela Merkel, CDU Genel Başkanlığını bıraktığını açıkladığında, kimse ağlamdı ve sokağa dökülmedi. Aylardır CDU istifa etmiş Genel Başkan tarafından yönetiliyor, fakat kimsenin umrunda değil. Çünkü, partilar lider partisi değil, kitle partisindır.

Hiç kimse darılmasın, bu ülkeyi kuran Büyük Atatürk öldü, fakat Türkiye Cumhuriyeti yaşamını sürdürdü ve bugünlere geldi.

Ne demişti Büyük Atatürk?
„Benim naciz vücudum birgün toprak olacak, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır“.

Aslında bugün, Almanya Cumhurbaşkanı Sayın Steinmeier`in Paskalya nedeniyle Ulusa Sesleniş konuşmasını anlatacaktım. Sayın Steinmeier`in nasıl bir devlet adamı ve birleştirici olduğunu sizlerle paylaşacaktım.

Sayın Steinmeier diyor ki, Korona Virüsü ile mücadele için alınan kararların gevşetilmesine yalnız politikacılar ve yetkililer karar veremez. Herşey bizlerin elinde, çok zorda olsa, bizlerin sabır ve disiplinleri ile başaracağız.

Demek ki, bir ülke için siyasitciler değil, o ülkenin bilinçli halkı önemliymiş. Evet ülkeleri birileri yönetir, fakat o iktidarların almış olduğu kararların başarıya ulaşması ancak halkının desteği ile mümkündür. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanı Steinmeierìn konuşması çok önemliydi, yani ayrıştırıcı değil kucaklayıcıydı.

Kucaklayıcı, birleştirici ve güven veren konuşmanızdan dolayı, size çok teşekür ediyorum Sayın Cumhurbaşkanım Steinmeier!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER